Answers Of Mr Yusuf Ata Arıak , Chaırman Of Management Commitee Of Telkoder Manager , To The Questions Of The “Telekom Dünyası” Magazine. (In Turkish)

TELEKOM DÜNYASI DERGİSİ ‘NİN SORULARINA TELKODER YÖNETİM KURULU BAŞKANI YUSUF ATA ARIAK’IN VERDİĞİ YANITLAR

1.SORU Sizin iddianız; Telekomünikasyon sektöründe serbest ve adil bir rekabetin oluşması amacına yönelik olarak TELKODER’in kurulduğu şeklinde. Oysa kurucu öncüleriniz daha çok Koç, Sabancı, Doğan grubu ağırlıklı. Bu yapıyla nasıl bir haklı rekabet söz konusu olacak?

Sorunuz eksik ve yanlış bilgiye dayanmaktadır.
TELKODER, serbest rekabetten yanadır. TELKODER’e ancak Telekomünikasyon Kurumu’ndan ruhsat ve genel izin alan firmalar üye olabilmektedir.
Telekomünikasyon Kurumu’nun ruhsat ve genel izin verdiği alanlarda hiçbir firma sayısı sınırı yoktur. Nitekim üyelerimizin faaliyet gösterdiği uydu haberleşmesi, data, internet gibi alanlarda çok sayıda firma bulunmakta ve bunlar kendi aralarında yoğun bir rekabet yaşamaktadır.
Ayrıca derneğimize, herhangi bir firmadan en çok iki kişi üye olabilmektedir. Böylelikle küçük hacimli firmalarla büyüklerin arasında temsil dengesi kurulmaktadır. Halen Doğan Grubu’ndan da bir üyemiz bulunmuyor.

2.SORU Otomotiv, beyaz eşya, tüketim maddeleri, pazarlama ve tekstil alanlarında olduğu gibi öncü kurucularınızın Telekomünikasyon sektöründe de egemenliği söz konusu olsa, acaba böyle bir organizasyonda yer alırlar mıydı?
Kurucularımızın içinde bazı büyük grupların ağırlıklı olduğu doğru değildir. Sizin de belirttiğiniz gibi, telekomünikasyon sektöründe egemenliği olan kuruluşlar olsalar, herhalde bize üye olmayı da istemezlerdi. İçimizde sektöre egemen hiçbir kuruluş yoktur ve olmayacaktır. Biz, SERBEST TELEKOMÜNİKASYON İŞLETMECİLERİ’yiz.

3.SORU Hakim durumdaki işletmecilerden bahsediyorsunuz, kim bu hakim, piyasayı oluşturan işletmeler ve ne yapmak istiyorlar?
“Hakim durumdaki işletmeci”, rekabet yasasında yer alan bir tanımdır ve Telekom alanında bunun bugünkü karşılığı TTAŞ’dir. Bütün dünyada olduğu gibi, ilgili otoriteler hakim durumdaki işletmecinin yol açabileceği haksızlıklara karşı, yeni gelişen firmaları korumak ve böylece rekabeti sağlamakla görevlidirler. Ülkemizde de hakim durumdaki işletmecinin bu durmunu kötüye kullanmasını önleyerek rekabeti sağlayacak kurumlar Rekabet ve Telekom Kurumlarıdır. Nitekim Internet Servis Sağlayıcıların şikayeti üzerine böyle bir karar süreci yaşanmıştır ve birkaç gün içinde Rekabet Kurumu tarafından konu bir karara bağlanacaktır.

4.SORU Serbestleşmenin öngörülen 2003 yılı sonundan evvel gerçekten yapılabileceğine inanıyor musunuz? Nasıl olacak?
Serbestleşmenin, eğer mümkün olursa, 01.01.2004’ten daha öne çekilmesini, hem sektör firmaları hem de Telekomünikasyon Kurumu faydalı bulmaktadır. Bunun için tek maddelik bir yasa yeterlidir. TBMM seçim ertesinde bunu yapabilir.

5.SORU TELKODER; Telekomünikasyon sektörünün TÜSİAD’I olmak iddiasında bir kuruluş mu? Sektörde, kapital dünyasının hakim unsurlarına, hazırdaki ve gelecekteki Pazar paylaşımını hedefleyen bir kartel oluşturulmasını amaç edinen bir organizasyon mu?
TELKODER, tekel veya kartel oluşturulmasına karşı, serbestleşmeyi hızlandırmaya çalışan ve hepsi rekabet altında çalışmakta olan “SERBEST” telekom işletmecilerinin derneğidir.
Nitekim, küçük, orta ve büyükçe firmalar biraradadır; yerli ve yabancı sermayeli firmalar biraradadır. Ama tüm üye firmalar, örneğin TTAŞ ile karşılaştırıldığında, çok mütevazi büyüklükte firmalardır. Üyelerimizin ortak paydası “serbestleşme, rekabet, tekel ve kartele karşı olmak” olarak özetlenebilir.

6.SORU Türkiye’nin dünya Telekomünikasyon ağında bir köprü olması yönünde projeleriniz var mı? Neler?
Türkiye, TTAŞ’yi özelleştirmekte de, serbestleşmeyi başlatmakta da geciktiği için, bölgemizin telekom lideri olmakta da gecikmiştir. Çevremizdeki ülkelerin ve Orta Asya ülkelerinin tamamında, bizim telekomünikasyon işletmecisi firmalarımızın etkin olması; bu ülkelerin, Türkiye’nin uydu ve denizaltı kablo imkanlarıyla dünyaya bağlanmaları, gerçekleşebilecek hedefler idi.
Çevre ülkelerde sadece, Cep Telefonu firmalarımız kısmen etkili olabilmişlerdir. Özelleşmesi geciken TTAŞ ise, etkili olamamıştır. Ama özelleşmesini tamamlamış Yunan Telekomu, burnumuzun dibindeki ülkelerde faaliyettedir.
5-6 milyonluk İsrail, tüm Doğu Akdeniz’i kapsayan denizaltı Fiber Optik Kablo projeleri yürütür ve Güney Kıbrıs önemli bir Fiber Optik kavşağı haline gelirken, koskoca Türkiye etkisiz kalmıştır.
Kısacası sorunumuz, serbestleşmedeki gecikmemizdir; buna bağlı olarak yerli girişim gücümüzü ve olanaklarımızı, serbest ve dinamik bir ortamda değerlendirememiş olmamızdır. Dolayısıyla, yeterli yabancı sermaye ve işletmeci de çekemedik.
Serbestleşme gelişir ve girişim gücümüzün önü açılırsa, TTAŞ özelleşerek dinamik bir yapıya kavuşursa, yerli ve yabancı sermaye telekom alanında etkili olursa, bölgedeki tarihi ve doğal gücümüzü de kullanma olanağımız olacaktır; Türkiye bir büyük bölgesel telekom odağı olacaktır.
Serbestleşme, bu gelişmeyi sağlayacak firmaların fidanlığıdır. TELKODER, bu alanda düşünce üretecek önemli bir milli kuruluştur.

social position

Share this post