TELKODER, 2014 Yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu’nu yayınladı. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyüklüğünün 16 milyar dolar, ödenen yıllık verginin 14 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek, sektörün 2008’den bu yana dolar bazında büyümediğini ve kârlılıkların düştüğünü belirtti. Yayınlanan raporda, sektör üzerindeki maliyet yükü azaltılmadığı ve alternatif işletmecilerin önünün açılarak rekabet artırılmadığı sürece telekomünikasyon sektörünün büyümesinin mümkün olmadığı dile getirildi.
TELKODER, 2014 yılına dair sektörel değerlendirmeleri, sorunları ve çözüm önerilerini bir araya getirdiği “2014 Yılı Sektör Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler” raporunu yayınladı. TELKODER tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün dolar bazında büyümediği, işletmecilerin kârlılıklarının önemli oranda düştüğü, sektör üzerindeki maliyet yükünün giderek arttığı ve eşit rekabet koşullarının oluşmadığı gibi dikkat çekici sonuçlar ortaya kondu. Hazırlanan raporda, telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumun düzeltilmesi için atılması gereken adımlar da açıklandı.
TELKODER tarafından düzenlenen raporda Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün 2014 yılındaki toplam büyüklüğü 16,21 milyar dolar olarak belirtildi. 2013 yılında 16,78 milyar dolar büyüklüğünde olan sektörün 2008 yılından bu yana 16 – 17 milyar dolar aralığında kaldığına dikkat çekildi.
Sektörün büyümemesinin yanı sıra işletmecilerin kârlılıklarını da hazırladığı raporda ortaya koyan TELKODER, sektör toplam kârlarının 2010 yılından 2013’e kadar %43 oranında azaldığına dikkat çekerek bu durumun sektörün geleceği açısından bir tehdit olduğunu belirtti. Raporda üzerinde durulan bir diğer nokta ise serbestleşme sürecinin üzerinden 13 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen yeni nesil işletmecilerin gelirlerinin toplam gelirin %6’sı seviyesinde kalması oldu.
Sektörün Büyüklüğü Kadar Vergi ve Maliyet Yükü
Sektörün büyümesinin önündeki en büyük engeller arasında yüksek maliyet yükünün olduğunun dile getirildiği raporda, KDV, ÖİV, Hazine Payı, Kurum Masraflarına Katkı Payı, Evrensel Hizmet Fonu, Kurumlar Vergisi ve cezalar şeklinde sektörden devlete ödenen para kalemleri sıralandı ve bu miktarın 14 milyar dolar olduğuna dikkat çekildi. Raporda, 16 milyar dolar olan Telekomünikasyon sektör büyüklüğüne yakın bir rakamın devlete ödenmekte olduğuna ve bu tutarı doğrudan veya dolaylı olarak tüketicilerin ödemekte olduğuna dikkat çekildi. İşletmecilerin devletin vergi toplama aracı haline getirildiğinin vurgulandığı raporda, yüksek vergilerin sektöre yeni yatırımların yapılmasını zorlaştırdığı da dile getirildi.
Genişbant İnternet Abone Sayısındaki Artış Yavaşladı
Sabit, mobil, kablo ve fiber dahil olmak üzere toplam genişbant abone sayısında yaşanan artışın yavaşlamaya başladığının ifade edildiği raporda, 2014 dördüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre toplam genişbant abone sayısının sadece %3,6 oranında arttığı belirtildi. TELKODER raporda mobil genişbant ve fiber abone sayısındaki artışların yavaşladığını, kablo İnternet abone sayısının düştüğünü ve xDSL abone sayısında ise bir ilerleme kaydedilmediğini açıkladı. Yaşanan bu durumun nedeni olarak; sektörde eşit rekabet şartları gelişmediğinden, kullanıcıların talebini artıracak, farklı kalite, hız ve kotalardan oluşan bir hizmet çeşitliğinin sunulamaması gösterildi.
Son 1 yıl içinde 10 Mbps – 30 Mbps aralığındaki hızlarda abone sayısının artmış olmasının Türkiye’de veri talebinin giderek arttığı yönünde yorumlandığı raporda, 2013 yılında %18 orana sahip olan 10Mbps – 30 Mbps abonelerinin 2014 yılında %45,5’e ulaştığı belirtildi. Raporda ayrıca mobil İnternet kullanımın da %115 seviyesinde arttığı açıklandı.
TELKODER 2014 Değerlendirme Raporu’nda belirtilen diğer önemli bulgular şu şekilde sıralandı:
– Güvenlik gerekçeleriyle yapılan çok sayıdaki kanun değişiklikleri ile getirilen yasal dinleme ve erişim engelleme yükümlülükleri sektörde yer alan işletmecilere zorluk yaratmakta, işletmeci sayısının azalmasına yol açmaktadır.
– Hızlı İnternet ve 4G, 5G için gerekli olan Fiber şebekeler yeteri kadar hızlı yaygınlaşamıyor, bu alandaki engeller giderilmelidir. BTK fiber muafiyet kararı kaldırılmalıdır.
– Sektör üzerinde aşırı düzenleme ve denetleme bulunmaktadır, özellikle tüketici düzenlemelerindeki iki başlı yönetim tüketicilere zarar vermeye başlamıştır.
– 2014 yılında serbestleşme ve rekabeti arttıracak önemli 21 düzenlemeden 2 tanesi tamamlanmış, 5 tanesi kısmen tamamlanmış, 14 düzenleme ise tamamlanmamıştır.
“Bakış Açılarımızı Değiştirmenin Vakti Geldi”
Hazırlanan rapor hakkında açıklamalarda bulunan TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, “Türkiye’de elektronik haberleşme sektöründe son birkaç yıla bakacak olursak dolar bazında sektör gelirlerinin artmadığını hatta 2014 yılında bir miktar gerilediğini görüyoruz. GSM firmaları ve Türk Telekom’un kârlılıklarına bakıldığında, 2008 yılından itibaren toplam kâr miktarlarının %60 oranında eridiğini görüyoruz. Sonuç; gelirler artmıyor, kârlılık azalıyor. Bu veriler ışığında sektörün ciddi bir tehlike altında olduğunu söylemek yanlış olmaz.” diyerek Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumu özetledi.
“2013 yılında sektörden devlete kazandırılan paranın yaklaşık 14,6 milyar dolar gibi muazzam bir rakam olduğuna şaşkınlık içerisinde tanıklık ettik. Neredeyse sektörün kendi büyüklüğü kadar bir miktar para devlete aktarılıyor. Bu mali yükü azalttığımızı düşündüğümüzde, sektörün büyüme hızını ne kadar etkileyeceğini dikkate almamız gerekiyor.” ifadelerini kullanan ARIAK, tüketici hakları adı altında yapılan aşırı düzenlemelerin işletmecileri çok zor durumda bıraktığını ve uzun vadede tüketiciye de fayda değil zarar verdiğine de dikkat çekti.
4G sürecinin yaklaştığı ve 5G tartışmalarının yaşandığı bu dönemde Türkiye’deki fiber yaygınlık oranının yeterli oranda olmadığına ve yatırımların azaldığına dikkat çeken Yusuf Ata ARIAK, “4G ve bir sonraki adım olan 5G teknolojileri ancak fiber şebekelerin yaygınlaşmasıyla etkin olarak kullanılabilir. Bu amaçla, fiber şebekelerin hızla yaygınlaşması, isteyen işletmelerin herhangi bir şart olmadan fiber şebeke tesis edebilmesi gereklidir. Belediyeler ise bu konudaki engelleyici tavırlarından vazgeçip tüm dünyada olduğu gibi teşvik edici olmalı. Var olan yer altı tesisleri makul şartlarda kiralanabilmeli.” şeklinde konuştu.
Yerel işletmecilerin eşit rekabet şartlarında faaliyet gösterebilmesinin de sektör için hayati önem taşıdığını dile getiren Yusuf Ata ARIAK, “Ülkemizde ITH adı verilen hizmetler konusunda henüz bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, Skype, WhatsApp gibi yabancı kaynaklı firmaların büyük bir bölümü ülkemizde bu tür hizmetleri sunmaktadır. Haberleşme hizmeti sunan yerli işletmeciler ise ses ve mesaj gibi bazı hizmetler kapsamında haksız rekabet nedeni ile zarar görmektedirler. Bu hizmetlerin gün geçtikçe yaygınlaşıyor olması nedeniyle konunun geç kalınmadan düzenlenmesi, yabancı kaynaklı ITH firmaları ile haberleşme hizmeti sunan yerli işletmeciler arasındaki rekabet kaynaklı eşitsiz durum ortadan kaldırılmalıdır.” dedi.