Kablo Şebekesinde Son Durum – 2

Karasal genişbant internet ve sayısal TV ile VoIP konularında önemli imkanlar sunacak ve Türk Telekom şebekesine altrenatif olabilecek kablo şebekesi konusunda Türkiye geri bıraktırılıyor. Bugünkü durumda, Türksat ve kablo firmaları ayrı ayrı, altyapının kendilerine ait olduğunu iddia ederken, sektörün düzenleyici kurumu TK konuya seyirci durumda. Tüketicilerin büyük bir ADSL ile zaten kablodan vazgeçmiş ama kablo kullanıcıları mutsuz.

Yazının ilk bölümünü Kablo Şebekesinde Son Durum – 1 başlığı altında okuyabilirsiniz.

24 Nisan 2006 Sonrası Durum ve Tarafların Konumu

Konunun şu anda 5 tarafını görüyoruz. Size bu tarafların nerede durduğunu aktaralım.

Türksat : Firmaların lisans aldıkları gün Genel Müdür Osman Dur, firmaların altyapılarını artık Türksat’a devretmeleri gerektiğini ve kendilerinin bu altyapıyı özelleştirmek üzere ihaleye gideceklerini söylüyordu.

Bu amaca yönelik olarak, muhtemelen firmaların görülecek ilgili dava sonucu haklı olacakları düşünülerek, firmaların faaliyetlerini güçleştirecek / imkansızlaştıracak ihtiyati tedbir talep etmek suretiyle yargı yoluna gitti. Bir sonraki bölümde bu davaların durumunu aktaracağız.

Bu arada Türksat 2 tane de ihale açtı. . İlk ihale 13, ikincisi 31 temmuz tarihinde taleplerin toplanmasını öngörmekte. İlkinde Kablonet, İnteraktif, Ultra şebekelerinin, ikincide Topaz ve Kablotel (bu firma lisans almadı) şebekelerinin bakımını ihaleye çıkardı.

İhalelerle ilgili olarak görüştüğümüz Türksat yetkilileri bilgi vermekten kaçındılar. Ancak ilk ihaleye 230 kadar firmanın başvurduğu duyumunu alıyoruz.

Kablo Firmaları : Sektörde toplam 6 kablo firması bulunuyor. Bu firmaların kablo TV açısından pazar payları şu şekilde;

Kablonet (ağırlıklı Erol Aksoy şirketi şu anda TMSF yönetiyor) % 40
Türksat (eski Aktif* şebekesi ile) % 25
Ultra Kablo (Doğan – Koç ortaklığı) % 20
İnteraktif (Erol Aksoy şirketi şu anda TMSF yönetiyor) % 10
Topaz (Çukurova şirketi) + Kablotek (Tekfen şirketi) % 5

Bunlardan, sadece Kablotek Firması lisans başvurusu yapmadı. Diğer firmalar lisanslarını almış durumdalar. Bu nedenle de, sözleşmenin 25.maddesindeki hesap kesme işlemini başlattırmak üzere Türksat ile masaya oturmak istediler. Ancak 25.maddenin 2 tarafça farklı yorumlanması nedeniyle bu hesap kesme işlemi de farklı yorumlandığından anlaşma olamadı.

Firmalar şu anda Türksat’ın ihtiyati tedbir talep etmesi ve yargı yoluna gitmesi üzerine mahkemelere cevap verme ve hukuk savaşı sürecindeler. Ancak firmaların cevap bulamaması durumunda zaman içinde küçülmeye gidecekleri görülüyor. Çünkü mahkeme süreçlerinin en az 2-3 yıl süreceği düşünülüyor.

Firmaların şu anda önemli sorunu, gelir problemi. Çünkü Türksat 24 nisan itibariyle sözleşmelerin iptal olduğunu, bu nedenle de bundan sonra firmaların gelir beklememeleri gerektiğini söylüyor. Oysa firmalar abonelerine hizmet vermeyi sürdürmekte, Turksat’ta abonelerden eskiden olduğu gibi gelir temin etmekte. Bir başka ifadeyle Turksat bedelini tahsil ettiği ve firmalar tarafından yerine getirilen hizmetlerin bedelini alıkoymak suretiyle firmalara ödememekte.

24 nisandan bu yana haziran sonu itibariyle, firmalara ödenmesi gereken ortalama 4,5 trilyon (3 milyon $) TL ya da temmuz sonunu da hesaba katarsak 7 trilton TL (4,5 milyon $) ödenmemiş durumda. Bu para nedeniyle firmalar şu anda zor durumda. TMSF’nin konuyla ilgili olarak Türksat’la yazıştığı ancak olumlu cevap alamadığı bildiriliyor. Bu konuda da bir mahkeme süreci başlayacak gibi gözüküyor.

Telekomünikasyon Kurumu : Konunun bu boyutuna şimdilik uzak duruyor. Tarifeleri açıklamakta ve lisansları vermekte zaten geç kalmış olan kurum, firmaların başvurusu üzerine verdiği cevapta, konuyla ilgili hakemlik konumunu yerine getirmeyeceğini, bu konunun 2 taraf arasındaki özel sözleşme hükümlerine girdiğini bildirdi.

Tüketici – Kablo Kullanıcısı : Kablo şebekesi alternatif şebeke olarak tüm dünyada hızla yükseliyor. Karasal genişbant kullanımın 2 cinsinden birisi olan (diğeri ADSL) kablo şebekesi üzerinden bugün dünyada triple-play denilen üçlü hizmetler veriliyor. Yani aynı kablo üzerinden sayısal TV (Digitürk benzeri), VoIP (genellikle sabit 10 $ karşılığı telefon hizmeti) ve internet.

Ancak Türk tüketicisi daha bu imkanların farkında bile değil. ADSL furyası sürüyor. O da tekel durumunda olduğundan bildiğiniz gibi katma değeri olmayan (yani üzerinde VoIP benzeri hizmetler olmayan) bir hizmet. Tüketici olayaın sadece fiyat boyutuna takılmış durumda. Kırılmış plak gibi, dünyada şu fiyat, burada neden bu fiyat diyor ve asıl görmesi gerekenleri ıskalıyor.

Kablo kullanıcıları ise, durumun farkında olan ya da ADSL olmadığı için kablo alan kişiler. Ancak onların da sesi fazla çıkmıyor.

Oysa tüketicinin hakkını koruması gereken kurum olan TK’ya bu sorunun acilen çözülmesi için baskı yapması gerekirdi. Çünkü görülen o ki, mahkemeler süreci en az 2 yıl daha kabloyu geciktirecek. Oysa dünya telekomda şu anda atılım üzerine atılım gerçekleştiriyor. Wimax konusunda da yavaş davranan TK’nın, Türk toplumunun internet-VoIP-sayısa TV kullanımında fazla aktif olmasını istemiyor diyeceği geliyor insanın.

Hükümet – Siyasetçiler : geçtiğimiz günlerde turk.internet.com’da Fransa hükümetinin ve Paris Valisinin bir dizi kararını okudunuz.

Ne diyordu bu kararlar, Paris baştanbaşa kablosuz networklerle kaplanacak ve Fransa kendi ülkesindeki sayısal uçurumu kapatacak.

Erişimle ilgili olmayan başka bir haber de Çin hükümetindendi. O haber ne diyordu? Çin hükümeti ülkesindeki online oyun geliştiricileri destekliyor ve onlara ücretsiz eğitim olanağı sağlıyordu.

Gördüğünüz gibi bu konular aslında hükümetlerin – siyasetçilerin farkındalığı olması gereken konular. Oysa aynen tüketicilerin farklı konulara ancak birisi gösterdiği zaman temas etmeleri, onun dışında “ADSL fiyatı da, ADSL fiyatı” demeleri gibi, hükümet ve siyasetçiler de eskiden kalma teraneleri tekrarlıyorlar yani “Turizm ve tekstil ile ülke kalkınması” peşinde koşuyorlar.

Oysa yeni bir dünya, yeni bir alan var. Bu alan Türk toplumunu, şirketlerini ve gençlerini ileriye taşıyabilir. Ama onun yerine hükümet, “özelleştirmede iyi fiyat alalım” ya da “seçim yaklaşıyor elimde kanal olsun” gibi yaklaşımlar içinde Türk toplumunun önüne engel çıkarıyor.

Söyleyeceğim o dur ki, Telekomünikasyon Kurumu bugün hareketsiz çünkü siyasetçiden bu şekilde davranması talimatını alıyor.

Siyasetçinin talimat aldığı ise halktır, tüketicidir. Tüketici hareket etmediği sürece ne desek, günlerce “İngiltere ADSL’i 5 liraya kullanıyor biz niye 25 lira” desek boş.

Bir sonraki bölümde mahkemelerdeki davaların durumunu aktaracağız.

* Aktif, Uzan gurubu şirketiydi. Bu şirket daha önce, yatırım taahhütlerini yerine getirmedi denilerek, sözleşmesi iptal edilmiş ve şebekesi Türk Telekom (sonradan Türksat’a devredildi) tarafından teslim alınmıştı.