Türk Telekom’un özelleştirilmesinden önce başlayan pazarın serbestleştirilmesi yavaş yavaş meyvelerini veriyor. Ses trafiği özel firmalar lehine gelişirken, şimdi gözler yatırım ve istihdama yol verecek yeni bir pazar oluşması için harcanan çabalara çevrildi
IT Business Weekly
Türkiye iletişim pazarında son bir yılda yaşadığımız gelişmeler, ağır aksak da olsa, bir hayli yol aldığımızı gösteriyor. Serbestleşme sürecinin “a la Turca” yürüdüğünü kabul etsek de bugün geldiğimiz noktada umutlanmamızı haklı çıkaracak birçok işaret bulabiliriz.
Türkiye bugün 19 milyona yaklaşan sabit hat ve 44 milyon GSM telefonu abonesine sahip. Hane halkı başına hesaplarsak sabit telefonda belli bir doygunluk seviyesine geldiğimiz anlaşılabilir. Buna karşın katma değerli iletişim hizmetlerinde ise 70 milyonluk bir ülkenin ihtiyaçlarını peşine takıp sürüklemesi beklenen ağır lokomotif, harekete geçmesine rağmen bir türlü tam devrini alamadı.
2 milyonu geçen ADSL abonesi ve 1.2 milyonluk kablo TV şebekesi, bundan birkaç yıl öncesine göre kuşkusuz daha geniş bir kitleyi kapsamasına karşın, Türkiye’nin de ekonomik ve sosyal gelişim olarak bu süre zarfında yerinde saymadığını kabul etmek gerekiyor. Bu nedenle bugün sadece cep telefonu sayısı ile iletişim pazarındaki gerçek potansiyeli açıklamak mümkün değil.
Öncelikle resme şöyle bir bakalım: Nitelikli insan kaynağımızı oluşturması beklenen ve eğitim sorunlu geniş gençlik kitlesi, küresel rekabet ortamında hemen her yerde iş yapmaya çalışan faal bir Kobi kesimi, devletin yurt geneline yayılmış örgütlü yapısı, pazarda, veri, ses ve görüntünün özel hizmetlerle harmanlandığı bir iletişim pazarının oluşması için yeterli bir müşteri kitlesini oluşturuyor. Kuşkusuz özelleştirme öncesine göre Türk Telekom’un pazar oyuncularıyla yakın ve yapıcı çalışmaları, Telekomünikasyon Kurumu’nun belli bir olgunlukla sorunları ele alarak çözüme ulaştırma çabası, bugün birçok kişinin dikkatinden kaçmıyor. Ancak birkaç nedenle zaman daralıyor.
Türkiye’nin ekonomi döngüleri belki de yabancıların haklı nedenlerle anlamakta zorluk çektiği kadar düzensiz seyrediyor. Görece büyüyen bir ekonomide ve yine görece canlı bir ekonomi ortamında yapmanız gereken işler için kararlar ne kadar gecikirse, umutlar da o kadar soluyor. Çünkü her döngüde yükseliş gibi iniş de söz konusu. Döngünün dip noktasında bütün pazarı rekabete açacak kararlar da alsanız bir faydası yok, çünkü yatırımcının hevesi ve gücü kalmıyor.
Zaman baskısının bir başka kaynağı da teknolojinin ittirmesidir. 3G lisansları için şu sıralarda yoğun bir çaba harcanıyor, ancak dışarıda 4G tartışılmaya başlandı. Son olarak da Türkiye’nin yapısal sorunları, gerçekten hızlı koşmasını gerektiriyor, belki de bu zaman baskısının en temel nedeni. Kamu hizmetlerinden, eğitim sorunlarına, sağlıktan iş piyasasına kadar hemen her noktada iletişimin sağlayacağı gerçek katma değerleri yaygınlaştırmakta elimizi çabuk tutmak zorunda olduğumuz açık.
Türkiye’nin acil bir iletişim eylem planına ihtiyacı olduğunu söyleyen yöneticilerimiz bu noktada son derece haklı. Çünkü düne göre bugün telekomünikasyon pazarının oyuncuları, gerek TT, gerekse Türk Telekomünikasyon ile daha yoğun bir iletişim içinde olmasına karşın, bazı ana sorunların, bir an önce tarafları memnun edecek şekilde çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany, IT Business okurları adına kuruma ilişkin sorularımızı yanıtladı. Doany’nin kısaca yanıtladığı sorularda Türk Telekomünikasyon’un yeni çalışma dönemine ilişkin bazı açıklamalar yer alıyor. Örneğin, mobil operatörlerin sabit hat aramalarında fiyat farkının giderilmesi, genişbant ve şebeke yatırımlarının hızlandırılması, VoIP üzerine yapılan bazı çalışmalar, yurt dışı bağlantıları, internet servis sağlayıcılara yönelik veri akışı anlaşmaları gibi daha birçok konuda sorularımıza yanıt veren Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany, BT altyapısında radikal bir değişime gittiklerini ifade ediyor.
“Küçük servis sağlayıcıların işini kolaylaştırmak istiyoruz”
Özelleştirilmeden önce milli değer olarak, özelleştirildikten sonra da tekel olarak görülen Türk Telekom, bir süredir pazarda rekabet şartlarını düzenlemeye ve pazarı liberalize etmeye çalışıyor. Bu hız kimilerine göre az, ancak hemen hemen her gün sunduğu yeni hizmetleri, kampanyaları, fiyat indirimleri ve geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ara bağlantı sözleşmelerinin ardından Türk Telekom artık diğer operatörlerle aynı arenada her alanda olmasa da savaşmaya başladı. Biz de IT Business Weekly Dergisi olarak Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany ile Türk Telekom’un planları, kampanyaları, Avea ve ADSL’in yanı sıra ve daha bir çok konu hakkında konuştuk.
Türk Telekom ses ve veri iletişimi konusunda bir takım kampanyalar düzenledi. Bu kampanyalardan nasıl bir sonuç aldınız ve yıl içinde fiyatları düşürmeyi planlıyor musunuz?
Ses konusunda ilk olarak sabit hatlardan cep telefonlarına yapılan görüşmelere odaklandık ve fiyatları (ürüne bağlı olarak) yaklaşık yüzde 30-40 oranında düşürdük; sabit hattan cep telefonuna yapılan görüşmelerin ücretlerini tüm mobil operatörler için aynı seviyeye getirdik. Dolayısıyla artık Türk Telekom müşterisi, Turkcell, Telsim/Vodafone ve Avea hatlarını ararken aynı ücreti ödeyecek. Bu, piyasanın geneline eşit şartlar sunduğumuz, rekabeti artırıcı bir uygulama. Daha önceki perakende fiyatlandırması Turkcell gibi daha büyük operatörlerin lehineydi.
Bu, müşterilerin tasarruf edebilmesi ve mobil sektöründe daha adil rekabet anlamına geliyor. Diğer sesli görüşme ücretleri konusundaki çalışmalar ve Telekomünikasyon Kurumu ile görüşmeler halen devam ediyor.
Veriyle ilgili olarak ise, sınırlı ADSL hizmetlerinde hızı iki katına çıkardık; bu yolla, müşterilerimizin yüzde 80’inden fazlasına daha iyi bir hizmet sunacağız. Müşterilerimiz, Ağustos/Eylül aylarından itibaren bu fırsattan yararlanmaya başlayacaklar.
Diğer müşterilerimizin çoğu sınırsız ADSL paketlerini kullanıyorlar. Özellikle en düşük hız olan 256kbit/s sınırsız ADSL paketi kullanıcılarına opsiyonel olarak, aynı fiyatı ödeyerek 6Gbyte sınırlı 1Mbit/s’e kadar hız artışı imkânı sunuyoruz. 256kbit/s sınırsız ADSL müşterilerimizin neredeyse tamamı 6Gbyte sınırını aşmıyorlar; dolayısıyla, hız artırımından geniş ölçüde yararlanılabilecek ve bu müşterilerimiz aynı fiyata dört kata kadar daha hızlı internet kullanabilecekler. Fiyat, müşterilerimize deneme fırsatı sunmak amacıyla, 6Gbyte sınırını aşıp aşmadıklarına bakılmaksızın 6 ay süreyle aynı kalacak ve bu sürenin sonunda tercihlerine bağlı olarak eski tarifelerine geri dönebilecekler.