Bu yazımda yeni verilecek olan lisans konularında çoğunlukla fazla üzerinde durulmayan, ancak lisanslarını alsalar bile işletmecileri etkileyecek önemli sorunları anlatmaya çalışacağım.
Sayın okuyucularımız, hepimizin bildiği gibi telekomünikasyon işletmecilerinin ve işletmeci adaylarının en temel sorunları lisansların verilmemesi ve düzenlemelerin tamamlanmamasıdır. İsterseniz bunları kısaca hatırlayalım.
Beklenen Lisanslar :
UMTH (Uzak Mesafe Telefon Hizmeti)
Kablo TV
Altyapı İşletmeciliği
Ortak Kullanımlı Telsiz Hizmeti
GSTE (Genişbant Sabit Telsiz Erişimi)
Beklenen önemli Düzenlemeler :
Yetkilendirme Yönetmeliği
UMTH Yönetmelik Eki
Standart Arabağlantı Referans
Ücretlerinin tesbiti
Geçiş Hakkı Yönetmeliği
Yerel Ağın Paylaşıma Açılması Tebliği
Numaralandırma Yönetmeliği
Hesap Ayırımı ve Maliyet Muhasebesi Yönetmeliği
Bu yazımda yeni verilecek olan lisans konularında çoğunlukla fazla üzerinde durulmayan, ancak lisanslarını alsalar bile işletmecileri etkileyecek önemli sorunları anlatmaya çalışacağım.
UMTH (Uzak Mesafe Telefon Hizmeti) :
Bu konuda işletmecileri bekleyen en önemli sorun Arabağlantı konusudur. Yukarıda sözü edilen düzenlemeler arasındaki “Standart Arabağlantı Referans Ücretlerinin tesbiti” bu konuda yaşanacak sorunların başında gelmektedir. Bu konu Telekomünikasyon Kurulu 2. Başkanı Sayın Abdullah Raşit Gülhan’ın bir demecinde şöyle ifade edilmektedir. “Gülhan, serbestleşmeden sonra yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin de arttığını söyledi. Almanya, İsveç, Amerika, Singapur ve Hong Kong’dan yatırımcı şirketlerin gelerek kendisiyle görüştüklerini ve Türkiye’ye yatırım yapmak istediklerini söyledi.”
Gülhan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu şirketler özellikle A tipi uzak mesafe telefon işletmeciliği ile ilgileniyorlar ve Türkiye’ye yatırım yapmak istiyorlar. Ancak çekindikleri bazı noktalar var. Bu noktalar beş başlıkta toplanıyor. Türk Telekom’la arabağlantı konusunda sorun yaşar mıyız?, Sorun yaşarsak TK hakemlik yapar mı?, Hakemlik yaparsanız bunu çözebilir misiniz, üzerinizde siyasi baskı olur mu?, Hakemlik yaparak bir karar verdiniz, olay mahkemeye yansıdı. Mahkeme sizin kararınızı değiştirir mi?, Bu işlem uzun sürer mi?”
Görüldüğü gibi yabancı yatırımcılar da Arabağlantı konusundaki çekincelerini açıkça belli etmektedirler.
Türk Telekom’un Turkcell, Telsim ve Globalstar gibi işletmeciler ile 2003 yılında imzalamış olduğu mevcut arabağlantı sözleşmelerinde aşağıdaki değerler yer almaktadır;
TTAŞ’den GSM’e giden trafik için 210.000 TL/Dk (vergi hariçtir)
GSM’den TTAŞ’ye giden trafik için Alan İçi 50.000 TL/Dk, Alan dışı 70.000 TL/Dk (vergi hariçtir)
GSM’den TTAŞ üzerinden Uluslararasına giden trafik için TTAŞ tarifesinin %70’i
Uluslararasından gelen TTAŞ üzerinden GSM’e giden trafik için net gelirin %45’i
Türk Telekom geçerli abone tarifeleri ise şöyledir;
Lokal (İl içi) : 72.000 TL/Dk KDV dahil (61.000 TL/Dk KDV hariç)
İllerarası : 288.000 TL/Dk KDV dahil (244.000 TL/Dk KDV hariç)
Yeni telefon işletmecileri A, B veya C tiplerinde ruhsatlar alarak faaliyet göstereceklerdir. Eğer GSM işletmecilerine uygulanan yukarıdaki tarifeler gözönüne alınarak UMTH işletmecilerinin arabağlantı ücretleri tespit edilirse yeni operatörlerin yaşam şansı sınırlıdır. AB’ye girmek üzere harekete geçmiş diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dahi yukarıdaki arabağlantı ücretleri çok yüksek kalmaktadır.
Kaynak; 4th Report on Monitoring of EU Candidate Countries 16 Aralık 2003, ve 2003 sonu AB raporları, Türkiye altındaki sayılar GSM işletmecilerinin arabağlantı ücretleridir.
UMTH İşletmecilerini bekleyen bir diğer sorun ise Türk Telekom’un, sahip olduğu telefon santrallarında teknik yetersizlikler olduğu gerekçesi ile yeni işletmecilerin faaliyet göstermelerini geciktirici tutumudur. 2000 yılından itibaren 01.01.2004 tarihinde tam serbestleşmenin başlayacağı bilinmesine rağmen Türk Telekom’un santrallarında hiç bir hazırlık yapmadığını söylemesi şaşkınlık uyandırmaktadır.
Telekomünikasyon Kurumu’nun bunu kabullenmesi ise sektörde Kurum’un yetkilerini nasıl kullandığı/kullanacağı konusunda soru işaretlerine yol açmaktadır.
Bu konuda aklıma takılan bir diğer sorun ise haksız rekabet konusudur. Daha önceleri nispeten gizli yapılmakta olan İnternet Telefonu (VOIP) işletmeciliği, tekelin bitmesi ile gazetelere ilan verilerek açıkça yapılmaya başlanmıştır. Bu durum ise Telekomünikasyon Kurumundan gerekli lisansı alarak işletmecilik yapmak isteyen işletmecilerin aleyhine haksız rekabete ve Pazar kaybına sebep olmaktadır. Telekomünikasyon Kurumu lisansların verilmesini geciktirdiği sürece, piyasadaki bu karışıklık artarak devam edecektir.
Kablo TV :
Türk Telekom’un sahip olduğu bakır erişim şebekesinin en önemli alternatifi durumunda olan Kablo TV şebekesi, lisansların verilmemesi nedeni ile yeterince kullanılmamakta ve yeni işletmecilerin Pazar kaybına sebep olmaktadır.
Türk Telekom’un tutumu neticesinde bu gün Kablo TV üzerinden verilen yayınlar analog olarak ve tek yönlü olarak yapılmaktadır. Halbuki Uydu üzerinden yayın yapan ve Telekomünikasyon Kurumundan lisans almış olan “Uydu Platform İşletmecileri”, sayısal ve telefon üzerinden interaktiftir. Bu işletmeciler çok sayıda kanalı yayına sokarak, Kablo TV pazarını giderek daraltmaktadırlar. Bu durum ise Kablo TV işletmeci adayı firmaların haksız rekabet neticesinde pazarlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.
Bir diğer haksız rekabet konusu ise Kablo TV şebekesi üzerinden de verilebilen Genişbant İnternet erişimi konusunda yaşanmaktadır. Genişbant İnternet Erişimi konusunda bir diğer teknoloji olan ADSL’in Türk Telekom tarafından, Kablo TV fiyatlarına göre çok ucuz fiyatlardan pazara sunulması, yine yeni işletmeci adayı firmaların pazarlarını kaybetmesi sonucunu doğurmaktadır.
* Rıdvan Uğurlu – Telkoder Genel Sekreteridir.