3 Ekim’de başlayacak olan AB müzakerelerindeki maddelerden bir tanesi de “telekomünikasyon” başlığını taşıyor. 1/1/2004 itibariyle serbestleşme döneminin başlamış olmasına rağmen, sektörün hala sıkıntı içinde olması, sektörün sivil toplum kuruluşu olan Telkoder’in AB yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde dile getiriliyor.
Avrupa Birliği ile entegrasyonun müzakere maddelerinden birisi “telekom”. Ancak Telkoder’in Avrupa temasları, Türkiye’deki telekom sektörü konusunda sıkıntı yaşayanların sadece Türk özel telekom işletmecileri olmadığını, Avrupa’lı yetkililerin de, Türkiye’de temas için yönlendirilmekten ve aldıkları cevaplardan memnun olmadıkları gösterdi.
Daha once Telkoder AB Telekomünikasyon Bakanı ile görüşecek haberi ile verdiğimiz Telkodr’in Avrupa temasları başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak ve Üyesi Mehmet Çelebiler 28 Şubat – 2 Mart 2005 günlerinde Brüksel de telekomünikasyon sektörünün bugün ve yarını ile ilgili çalışmalar yaptılar.
Çalışmaların amacı “ülkemizde telekomünikasyon sektörünün durumunu Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki durumla karşılaştırmak, AB Komisyonu tarafından üye ülkelerden istenilen ve aday ülkelerden beklenen düzenlemeleri öğrenmek ve bu bilgilerle, ülkemizde bu sektörde kısa sürede ne gibi gelişmeler olacağını değerlendirerek Telkoder üyelerine iletmek” olarak belirtiliyor.
Bu çalışmalara temel olarak Telkoderin üyelerinden topladığı bilgiler ve Kamu Kurumlarına yazılı olarak müracaat ederek aldığı yanıtlar kullanıldı.
Çalışmalar AB de Telkoder gibi serbest işletmeciler derneği olan ECTA (European Competitive Telecommunications Association), AB Bilgi Toplumu Genel Müdürlüğü, AB Rekabet Genel Müdürlüğü, AB Genişleme Genel Müdürlüğü ile toplantılar yapıldı, AB nezdinde T.C. Büyük Elçiliği ve TÜSİAD Brüksel Delegeliği ziyaret edilerek bilgilendirildi.
Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar Telkoder tarafından şöyle özetleniyor.
AB’nin her üç Genel Müdürlüğü de Türkiyede telekomünikasyon sektöründe olanları yakından takip etmek istiyor ve bir dereceye kadar da edebiliyor. Örneğin, ellerinde Elektronik haberleşme kanun Tasarısı Taslağının ve Düzenleyici Kurullar yasa tasarısının tercümelerinin olduğunu gördük. Ancak, telefonla ve yazılı olarak müracaat ettikleri halde bir türlü Ulaştırma Bakanlığı ile bir diyalog kuramamaktan şikayet ettiler.
Görüşerek almak istedikleri bilgilerin Bakanlıktan gelmesi gerektiğini, Bakanlığın onları Türk Telekom a yönlendirmesinin kendilerince kabul edilemez olduğunu söylediler.
Aday ülkelerin düzenleyici kurumlarının da katılabileceği düzenleyici kurumlar toplantılarına, davet ettikleri halde. Telekomünikasyon Kurumu’nun ilgi göstermediğinden yakındılar.
Yine bu üç Genel Müdürlük te, Türkiye ile ilgili çalışmaları yapan ve yönetenler Telkoder’i, ECT’ya üye olmasından ve kendileriyle temasa geçmesinden dolayı tebrik edip, AB kurumlarının amacının üye ülkeler halkının refahını yükseltmek olduğunu, bu amaca da ancak aynı amacı taşıyan sivil toplum kuruluşları ile çalışarak varabileceklerini söylediler.
Telekomünikasyon sektöründe Türkiye’de ilerlemenin geciktiğini, ama müzakerelerin sıhhatli yürümesi için bu sektörde serbestleşmenin gerekli olmasından dolayı daha fazla gecikilmiyeceği düşüncesinde olduklarını aktardılar.
Özellikle yani katılan üyelerle yapılan müzakerelerd,e telekomünikasyon sektörü nasılsa katılımdan sonra da düzenlenir fikriyle, yeterince bu konunun üzerinde durmadıklarını ve bunun sonucunun faydalı olmadığını söylediler.
Bu sebepten Türkiye ile yapılacak müzakerelerde telekomünikasyon sektöründe serbestleşmenin çok ciddi olarak ele alınacağını bildirdiler.
Düzenleyici Kurumlar yasa tasarısının AB müktesabatına uymadığını Türkiye’nin böyle bir yasa ile Birliğe üye olamıyacağını ilettiler.
Telkoder bu bulgular uzantısında ülkemizde yapılması gereken önemli ve sürekli işlerin en önemlilerini de şöyle sıralıyor..
Ulaştırma Bakanlığı sadece Türk Telekom un değil ülkemizin tüm telekomünikasyon sektörünün bakanlığı olarak hareket etmeli, Türk Telekom yöneticiliği ile Bakanlık taki görevler birbirinden ayrılmalı;
Ulaştırma Bakanlığı AB Komisyonu ile temas halinde olmalı;
Telekomünikasyon Kurumu IRG (Independent Regulators Group) ve ERG (European Regulatory Group) toplantılarına katılmalı;
Tarama sürecinde sektörle ilgili olarak yapılacak yeni yasaların AB müktesebatına uyumu dikkate alınmalı;
Türk Telekom’un rekabet ihlallerine son verilmeli.
Önümüzdeki dönemde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.