Telkoder (Serbest Telekom İşletmecileri Derneği) ülkemizdeki geniş bant internet (ADSL ve kablo internet) konusunda bir rapor yayınladı. “Türkiye’nin genişbantı, Türk Telekom’un ADSL konusundaki politikasına bağımlıdır. Türkiye’nin bilgi toplumuna giden yolu, Türk Telekom’un kontrolundadır.” belirlemesini yapan bu raporun özetini sunuyoruz.
Serbest Telekom İşletmecileri Derneği Telkoder’in geniş bant raporu özetle şunları belirtiyor.
Genişbant teknolojilerinden, bugün için yaygın olarak yurdumuzda sadece ADSL’i kullanabiliyoruz ama o da hakkıyla değil, çünkü bu alanda da serbestleşme sağlanamamış ve telefon alt yapısı (telefon yeraltı kablo şebekesi) bu hizmete tam uygun olacak şekilde, ülke genelinde, Türk Telekom tarafından iyileştirilememiştir. Türkiye’nin genişbantı, Türk Telekom’un ADSL konusundaki politikasına bağımlıdır. Türkiye’nin bilgi toplumuna giden yolu, Türk Telekom’un kontrolundadır.
Türkiye, bu yıl ilk kez, Telkoder’in girişimiyle üyesi bulunduğu Avrupa Rekabetçi Telekom Operatörleri Derneği “ECTA (European Competitive Telecommunications Association)” tarafından her üç ayda bir yayımlanmakta olan “Broadband Scorecard”a girmiştir, ancak istatistiki değerler Türkiye’nin, AB ortalaması olan %14’ün çok çok altında %3,1’lik bir genişbant kullanım oranına sahip olduğunu göstermiştir. Türkiye’den daha az genişbant kullanım oranına sahip ülkeler ise Yunanistan, Slovakya ve Polonya’dır. ADSL dışında diğer genişbant teknolojileri açından, Kablo Modem (Kablo TV) dahil, bu üç ülke ile beraber en alt sırada bulunmaktayız.
Türkiye’nin potansiyeli bu değildir, yani doğal olan bu oranlar değildir, sektörün dinamikleri çalıştırılabilseydi çok daha yüksek oranlara çıkmış olabilirdik. Olması gereken oranlara ulaşamamamızın nedenleri, bu konuda geride kalmış ülkelerle aynıdır ve bunun baş nedeni ise pazarı hala yerleşik operatörün, Türk Telekom’un idare etmesidir. Telekomünikasyon Kurumu’nun ve tabii ki siyasi iradenin pazardaki genişbant seçeneklerinin çeşitliliğini artıracak uygulamaları başlatması için daha fazla beklenmemelidir. Bugün yurdumuzda eldeki tüm olanaklara rağmen, ne yazık ki hala kullanıcı için “ya al, ya vazgeç” şeklinde tek bir seçenek sunulmaktadır.
Seçeneğin bol olduğu ve serbestleşmenin sağlandığı piyasalardaki istatistikler bu alandaki başarıları göstermektedir. Genişbantın yolunu hep birlikte açalım ki, o yoldan bilgi toplumuna doğru adım atabilelim.
Genişbant konusundaki sorunlar için Ulaştırma Bakanlığı ile Telekomünikasyon Kurumu’ndan beklentilerimiz aşağıda özetlenmiştir ;
DSL pazarında rekabetin tesis edilmesi 2007 yılında mutlaka sağlanmalıdır. DSL alanında alternatif operatörleri yatırıma teşvik edecek bir tarife yapısına geçilmelidir.
Rekabetin ve gelişmenin anahtarı olan Yerel Ağın Paylaşıma Açılması en kısa zamanda sağlanmalıdır.
TÜRKSAT ve Kablo TV şebekelerine yatırım yapmış, Kablo Platform İşletmesi Hizmetleri Lisansı’nı almış özel sektör şirketleri arasındaki yargı sürecinin tamamlanması beklenilmeden ruhsat almış Kablo TV firmalarının hizmet vermeye başlaması sağlanmalıdır.
TÜRKSAT’ın fiili tekeline son verilmeli Kablo Platform Hizmeti İşletmecisi Lisansı almış olan (eski Gelir Ortağı) firmaların yaptığı Kablo TV yatırımları dışında az da olsa TÜRKSAT tarafından yatırımı yapılmış Kablo TV şebekeleri de özelleştirilmeli ve Devletin işletmecilikten çekilerek pazarın düzenlenmesi ve denetiminde Telekomünikasyon Kurumu etkili hale getirilmelidir.
WIMAX Lisansları vakit geçirilmeden verilmelidir.
Geniş Bant Telsiz (GTE) yetkilendirmesi en kısa zamanda yapılmalı ve lisans bedelleri makul seviyelerde tutulmalıdır.
Uydu Haberleşmesinin kullanım ücretlerinin ucuzlatılmasının ve kalitenin artırılarak uydu haberleşme hizmetlerinin yurt sathına yaygınlaştırılmasının önündeki en büyük engel olan, Kamu Kuruluşlarına verilecek hizmetteki TÜRKSAT A.Ş. tekeli yapılacak hukuki düzenleme ile kaldırılmalıdır
3G lisansları en kısa zamanda verilmeli ve lisans bedelleri makul seviyelerde tutulmalıdır.
MVNO düzenlemesi ivedilikle çıkarılmalıdır.