BHT Sektöründe 2006’daki Gelişmelerin 2007’de Daha Da Etkinleşmesi Bekleniyor…

Arıak: “Geniş-bantın geliştirilmesi için çaba göstereceğiz”
Serbest Telekomünikasyon İşletmeleri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata Arıak ise, geniş-bantın geliştirilmesi için çaba göstereceklerine dikkat çekerek, geniş-bantta rekabetin çok önemli olduğunu kaydetti. Arıak, geniş-bantta rekabetin çok önemli olduğunu ifade ederek, mevcut durumun kabloyu rekabete açarak; kablo altyapısını kullanarak ve Türk Telekom’un ADSL altyapısında özel işletmecilerin de görev almasını sağlayarak değiştirilebileceğini söyledi. Şu aşamada ADSL’i yüzde 98 düzeyinde Türk Telekom’un işlettiğini anlatan Arıak, halbuki ADSL’de serbest sektörle yapılabilecek işbirlikleri bulunduğunu vurguladı. Arıak, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dönemde üyelerimizin tamamının çalışmalara katılımlarını sağlayacağız. Oluşturacağımız yeni bir çalışma yöntemi var. Değişik komisyonlarımız olacak ve bu komisyonlarda bütün üyelerimiz istisnasız çalışacak. 30 civarında üyemiz var. Fahri üyelerimizi var. Artı bir de yüksek danışma kurulu oluşturmaya karar verdik. Yüksek danışma kurulunda da sektörde, dernekte önemli görevler yapmış arkadaşlar görev alacaklar. Böylece yaklaşık sektörün önde gelen 50 kişisinin sürekli olarak konularla ilgilenmesini sağlayacağız. Bunlar profesyonel olmayanlar. Bir de profesyonel çalışmalar yapılacak. Dolayısıyla yükü biraz daha paylaşıp, katkıları biraz daha artıran yeni bir modele geçiyoruz.”
Sabit Şebekemiz: Türkiye’de telekomünikasyon işletmeciliği alanında Türk Telekom’un çeşitli ana iş kollarındaki hakimiyeti devam ediyor. Sabit altyapıda Türk Telekom bugün rakipsiz bir durumda. Şehiriçi şebekelerde rakipsiz durumda. Şehirlerarasında rakipsiz durumda. Yurtdışı çıkışlarında yine şebeke tamamen Türk Telekom’a ait. Bu işin bu şekilde devam etmesi uygun değil. Çünkü bu şartlarda rekabet oluşturulamıyor. TTNet de bugün Türkiye’nin hemen hemen yüzde 98 mertebesinde tek İnternet sağlayıcı unsuru. Bu manzara serbestleşme manzarası değil. Bunun değişmesi lazım. Türk Telekom’la geçtiğimiz dönemde çok ihtilafımız, çok kavgalarımız oldu. Konuşamaz hale gelmiştik. Eski yönetim bizim sektöre çok zarar verdi. Sayısız davalar var bizim aleyhimize açılmış. Bizim onlara açmış olduğumuz. Türk Telekom’la bunların sonuçlandırılması ve sulh noktasına gidilmesi için çaba harcayacağız. Bu arada şunu da söyleyebilirim ki, Türk Telekom’a karşı Türkiye’nin hiçbir yerinde dava kaybetmedik. Nerede bizi dava ettilerse davaları kaybeder noktaya geldiler. Türk Telekom’la bir ateşkes imzalayıp; yeni problemler üretmeden ortak iş yürütme; rekabeti daha adil şartlarda yapabilmemiz için mücadele etmemiz lazım. Sektörü ezen hususlardan bir tanesi maliyete dayalı olmayan fiyatlardır. Yani hakim durumda olan bir firma rakiplerini ezmek için fiyatları aşırı derece düşürebilir. Bu ilk anda herkese hoş gelebilir. Ama bu rakipleri yok ederse, rakiplerin piyasaya girmesini engellerse bir süre sonra fiyatlarını eskisi gibi yükseltebilir. Dolayısıyla, 2007 başı itibariyle Türk Telekom yeni tarifelerini maliyetlerini ispat ederek yapmak zorunda. Yasal olarak da böyle bu konuyu takip edeceğiz. Türk Telekom özelleşmesinin üstünden bir yıl geçmiştir; Türk Telekom halen; Şehiriçi Telefon, İnternet/ADSL, Uluslararası Bağlantı Hatları ve Bölgesel Hatlar alanlarında fiili tekel konumundadır.
Kablo-TV Şebekesi: Elimizdeki en önemli fırsatlardan birisi kabloydu. Lisanları verildiği halde TÜRKSAT tarafından hukuki açmaza sokulduğu için, iş şimdi mahkemede Türkiye’nin bunu çözmesi lazım. Türkiye kablo şebekesini kullanamaz halde ve devlet elinde bırakamaz. Türk Telekom’u özelleştirip, TÜRSAT’ı devletleştirmenin bir manası olamaz. Bu sene en çok üzerinde duracağımız konulardan birisi bu. Ruhsatların 2006 Nisan’ında verilmesine rağmen TÜRKSAT eliyle hukuk sorunu üretilmiş, Ses/Hızlı İnternet/ Digital TV alanlarında zorla devletleştirme yaşanmıştır. Mahkemeliktir. Mobil/GSM Telefon Şebekemiz eski üç işletmeciyle devam ediliyor. Telsim, Vodafone; Avea ise, Türk Telekom (Oger Telekom) olmuştur.
Serbest Sektörün Durumu: Bir anlamda hakim durumda olan işletmeci (Türk Telekomünikasyon A.Ş.) ile serbestleşme isteyen işletmecilerin birbiriyle pek de iyi geçinmeleri mümkün olmayabiliyor. Ama hiç olmazsa konuşabilmeliyiz; sadece savaşmaktan ibaret değil. Aynı zamanda konuşabilmeli ve işbirliği yapabilmeliyiz. Eğer TELKODER ve serbestleşmeden fayda görecek sivil toplum örgütleri, şirketler çaba göstermezlerse şu andaki gidiş çözümsüzlüktür. Ulaştırma Bakanı serbestleşme için her şey yapıldı gibi demeçler veriyor. Bu doğru değil. Herşey oldu bitti gibi bir durum var. Herşey olup bitseydi; ortada büyümüş gelişmiş yeni firmalar olurdu. Halbuki bu alanda hizmet vermek isteyen firmaların tamamı ezilme noktasında. Firmaların birçoğu işi bıraktı. Bunun olmasını sağlamak hükümetin ve Telekomünikasyon Kurumu’nun görevi. Serbest sektör bugün çok düşük bir yüzde de hizmet veriyor. Bunun hükümetin meselesi olması lazım. Türkiye büyük bir ülke bütün imkanlarını bir-iki firma (Türk Telekom, GSM şirketleri) kullanıyor olamaz. Biz serbestleşmenin gelişmesi için çalışmalara devam edeceğiz. Telekomünikasyon Kurulu ile düzelen olumlu bir ilişkimiz var. Bunu daha sıklaştıracağız. Türk Telekom, Türkcell, Telsim ve Avea ile de diyaloglarımız olacak sektörümüzü büyütmek için gayret göstereceğiz. Türk Telekom için de bizim için de faydalı olabilecek çözümleri bulmalıyız. Bunun üzerinde çalışacağız.

– Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri:
Hizmetlerini verebilmek için Türk Telekom altyapısına bağımlılık nedeniyle gelişme yeterince hızlı olamadı.
– Geniş bant İnternet:
Halen tam anlamıyla Türk Telekom egemenliğinde. Geniş-bant ; ülkelerin gelişmişliğinin ölçüsüdür, ama şu anda bizde sadece Türk Telekom’a bırakılmış durumdadır. Bunu çözmeliyiz.
– Uydu Hizmetleri:
Yasal değişiklikle, eskiden serbest olan sektör devletleştirildi. Pazarın yüzde 70’i TÜRKSAT’a bağlandı.
– Uluslararası Fiber Bağlantıları:
Düzenleyici Kurul; Telekomünikasyon Kurulu, Türk Telekom özelleştirilmesine kadar aman değeri düşmesin baskısı altında kaldı. Yeni işletmecileri yeterince koruyamadı. Telekomünikasyon Kurumu’nun üzerindeki baskıların azaldığını düşünüyoruz. Aman Türk Telekom’a zarar gelmesin diyerek; hep bizim sıkıntıya düştüğümüz bir ortam yaşandı ama bunlar değişiyor. Ve Telekomünikasyon Kurumu ile bu sorunların çözümü için daha yakın çalışacağız. Son bir yıl içinde, Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra, Telekomünikasyon Kurumu üzerindeki baskılar nispeten azalmıştır; ayrıca yeni Başkan Sayın Tayfun Acarer’in kişiliği, Kurumun etkinlik ve saygınlığına olumlu katkılar sağlamıştır. Henüz yeni işletmeciler çalışamıyor. Çok sayıda lisans verilmiş olmasına rağmen, serbestleşme oranı halen çok düşüktür. Neden Serbestleşme / Rekabet / Ucuzluk Gecikti?
Türkiye ve dünya örneklerinin bize öğrettiği ders şudur; serbestleşme için iki önemli önşart vardır:
Birincisi; uygun yasal ortam ve yeni işletmecileri ezdirmeyecek kuvvetli bir düzenleyici otorite.
İkincisi; yeni İşletmecilerin kullanabileceği alternatif altyapılar (Altyapıya Dayalı Rekabet).
Telekomünikasyon Kurumu işin daha çok içinde olmalı. ARGE teşviği ile ilgilendikleri için serbestleşmeyi geliştiremediler. Halbuki serbestleşmenin olmadığı yerde ARGE gelişmez.
TÜRKSAT ya da devletleştirmecilik: Bu seneki konularımızdan bir tanesi de TÜRKSAT üzerinde yoğunlaşacak. TÜRKSAT maalesef son zamanlarda devletin devletleştirmecilik yaptığı bir işyeri haline geldi. Bir taraftan serbestleşme olsun, Türk Telekom’da özelleşsin diye çalışılırken, öbür taraftan durmadan arka arkaya TÜRKSAT’a verilen birtakım imkanlarla; ve TÜRKSAT’ın da bunu çok zorlayarak kullanması sonucunda yeni bir devletleştirme başladı. e-Devlet Kapısı’nı kurabilecek bir sürü şirket var. Ama TÜRKSAT’a yaptırılıyor. Kablo şebekesine TÜRKSAT el koydu ve herşeyi mahkemelik hale getirdi. Ve kablo şebekesinin müthiş İnternet hızını kullanamıyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Altın değerinde bir şebekemiz var ama bunu kullanmıyoruz. Türk Telekom’a bir rakip çıkarmıyoruz. Halbuki rekabet olsa, Türk Telekom’da daha iyi olacak. Ve bizim işletmeciler için de hem oradan hem oradan yararlanma imkanı olacağı için bizim sektörümüzde daha iyi büyüyebilecek ve vatandaşa daha çok hizmet verebilecek. Bu olmuyor. TÜRKSAT ihale yapma mecburiyeti olmayan bir kurum. Evrensel Hizmet Fonları TÜRKSAT’a veriliyor. TÜRKSAT işi o kadar ileriye götürdü ki, dünyada uydu işleten firma sayısı çoktur da uydu imal eden birkaç tane büyük şirket vardır. TÜRSAT coştu. Devlet eliyle uydu imal etmeye de kalkıyor. TÜRKSAT bizim sektörün gelişmesini önleyici ve sektörün içinde serbestçe kaynakları kullanan bir unsur haline geldi. Bu dönemde çok önemli adımlar olan Altyapı ve Kablo-TV ruhsatları verilmiştir; ancak inanılmaz bir tutumla ve TÜRKSAT eliyle Kablo-TV mahkemelik hale getirilip, sektörümüzün ve vatandaşımızın hızlı İnternet ve ucuz telefon olanağı elinden alınmıştır. Hükümetin ve kamuoyumuzun dikkatini çok önemli bir noktaya çekmek istiyorum. Son Bir yıldır, bir yandan özelleştirme, diğer yandan devletleştirme uygulanıyor:
– TÜRKSAT, e-devlet kapısını kuruyor.
– TÜRKSAT, kablo şebekesine el koyuyor. Kabloda tekel olmaya çalışıyor.
– TÜRKSAT, “evrensel hizmet” fonlarını kullanıyor.
– TÜRKSAT, dünyada ilk “devlet eliyle uydu imalatı” işine giriyor.
– TÜRKSAT, e-dönüşümde önemli bir para harcama unsuru haline geliyor.
Giderek, bir sürüklenme oluşuyor ve en özelleştirmeci hükümet, en devletleştirmeci hale geliyor. Devlet işletmeciliği; Kamu kaynaklarının en savurgan kullanıma açık olduğu bir iştir. Türk Telekom’u bu gerekçeyle özelleştiren Hükümet’in, TÜRKSAT a dikkat etmesini öneriyorum.
Elektronik Haberleşme Yasası: Sorunlarımızın büyük bir kısmını halledecek olan Elektronik Haberleşme Yasası; TELKODER olarak o yasaya çok katkımız oldu. Avrupa normları ve dünya normlarının bu yasada yer alması lazım. Bunun için çok çaba harcadık. Epeyce iyi bir noktaya gelinmişti. Muhalefette iktidar da üzerinde anlaşmıştı. Hükümet bu yasayı geri çekti niye çektiğini bilmiyoruz. Bu yasanın bir an önce çıkması çok iyi olacaktır. Bu yasa ile telekomünikasyon işletmeci olunması kolaylaşıyor, bürokrasi çok azalıyor, lisans bedelleri düşüyor. Ayrı her bir faaliyet için ayrı bir lisans verilmesi yerine daha genel kapsamlı lisanslar verilecek. Yasanın çıkmasını bekliyoruz.