Avrupa Üst Mahkemesi, Deutsche Telekom’u sektörde ‘fiyat sıkıştırması’ olarak tabir edilen yöntemi uygulayarak haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle 12,6 milyon Avro para cezası ödemeye mahkum eden kararı onayladı. Serbestleşme çalışmalarının bir türlü tamamlanamadığı Türkiye’de ise, “fiyat sıkıştırması”nı önleyecek düzenleme bulunmuyor.
Avrupa Üst Mahkemesi (CFI), Almanya’daki yerleşik işletmeci Deutsche Telekom’a (DT), 1998–2002 yılları arasında fiyat sıkıştırması yaptığı gerekçesiyle 12,6 milyon Avro para cezası veren Avrupa Komisyonu’ nun kararını onayladı. Böylece DT’nin, sahip olduğu sabit telefon şebekesini, sektördeki yeni lisanslı işletmecilere yüksek fiyattan kullandırarak bu işletmecilerin perakende fiyatlarının pahalı kalmasına yol açarken, kendisinin son kullanıcılara sunduğu perakende telefon hizmetlerinin ücretlerini düşük tutarak fiyat sıkıştırması yaptığı ve rekabeti ihlal ettiği yönündeki karar onaylanmış oldu.
CFI’nın aldığı 10 Nisan 2008 tarihli kararda, DT’nin, 1998-2002 yılları arasındaki toptan ve perakende görüşme ücretlerinde “fiyat sıkıştırması” uyguladığı ve söz konusu uygulamanın 2002 yılından bu yana devam etmekte olduğu vurgulandı. Bunun yanı sıra mahkeme, firmanın, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullandığını da bildirdi. Bu karar, Alman telekomünikasyon sektöründe rekabetin korunmasına yönelik önemli bir yaptırım niteliği taşıyor.
Kararı memnuniyetle karşılayan Avrupa Komisyonu bir açıklama yaparak, bu kararın Almanya’ daki aboneler için önemli olduğu kadar tüm AB ülkelerindeki aboneler için de önemli olduğu belirtildi. Açıklamada, bu kararın ulusal düzenleyici otoritelerin onayından geçmiş olsa bile, yerleşik işletmecilerin tarifelerinin rekabet hukukuna aykırı olamayacağı vurgulandı.
Alternatif operatörlerin, telekomünikasyon sektöründen toplam %3 pay aldığı Türkiye’de ise, tam rekabetin sağlanmasına yönelik düzenlemeler hâlâ yapılmayı bekliyor. 2000 yılında başlatılan serbestleşmenin, aradan 8 yıl geçmesine rağmen tam olarak gerçekleştirilemediği Türkiye’de, fiyat sıkıştırması testleri, yerleşik işletmecinin piyasadaki tekel konumunun ortadan kaldırılmasının kolaylaştırılmasını sağlayacak alternatif altyapı kurulumu için gerekli bir adım olan Kablo TV şebekesinin özelleştirilmesi ve Sabit Telefon Hizmeti lisanslarının verilmesi gibi birçok konu yasal düzenlemelere takılıyor. Bu durum, sektördeki rekabet ortamının oluşmasını ve yeni işletmecilerin büyümesini imkânsız kılıyor.
TELKODER: “Sektörümüz düzenleme bekliyor”
TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, Avrupa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili şu yorumu yapıyor: “Deutsche Telekom’un ‘fiyat sıkıştırması’nı yaratan ücret uygulaması, bizdeki Telekomünikasyon Kurumu’nun Almanya’daki muadili olan RegTP tarafından onaylanmıştı. Yani, düzenleyici otoritenin olumlu bulduğu bir eylem, gerek Avrupa komisyonu gerekse de mahkeme tarafından rekabet hukukunu ihlal ettiği gerekçesi ile cezalandırılmıştır. Türk telekomünikasyon sektöründe, Telekomünikasyon Kurumu ile Rekabet Kurumu arasında süregelen ‘yetki’ tartışması ve Rekabet Kurumu’nun sektörden uzak durma eğiliminin yanlışlığı da, bu karar ile ortaya konulmuştur. Bunların yanı sıra, yerleşik işletmecinin kararlarını onaylayan düzenleyici otoritelerin varlığına rağmen rekabet ihlaline sebep olan hukuka aykırı kararlar alınabildiği, bu karar ile ortaya konmuştur.”
Serbestleşmenin tam olarak sağlanmasına ve sektörün büyümesine yönelik eksiklikleri her fırsatta dile getiren TELKODER Başkanı Arıak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Türkiye’deki sabit telefon pazarının %40’ını şehiriçi görüşmeler, diğer %40’ını ise sabit ücretler oluşturmaktadır. Türk Telekom dışındaki işletmecilerin de şehir içi görüşme hizmeti vermesine olanak tanıyan lisanslar hâlâ verilmemiş olduğundan, bugün pazarın %80’i rekabete kapalıdır. Rekabete açık gibi görünen ve toplam pazarın %20’lik kısmını oluşturan Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri (UMTH) alanında ise, rekabet çeşitli yöntemlerle engellenmektedir. Görünüşte, UMTH pazarı rekabete açıktır ama HesaplıHatt ve YazlıkHatt abonelerine kapalıdır. Bununla birlikte, kamu kurumları telefon ve İnternet hizmetlerini ihalesiz olarak Türk Telekom ve TTNet’ten almaya devam etmektedir; dolayısıyla bu alan da kamuya kapalıdır. Türk Telekom ayrıca, tarifeleriyle de fiyat sıkıştırması uygulamaktadır ve bu durum sonucunda lisanslı işletmeciler iş yapamaz hale getirilmişlerdir.”
Telekomünikasyon sektöründe “fiyat sıkıştırması” önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Arıak, bu olumsuzlukların giderilmesi için “fiyat sıkıştırması testleri”ne ilişkin yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğinin de altını çiziyor. Arıak, “Etkili bir fiyat sıkıştırması testi içermeyen ülkemiz yasal düzenlemelerindeki önemli bir eksiklik de, Avrupa’daki bu olay ile gün ışığına çıkmıştır” dedi.
Fiyat sıkıştırması nedir?
Fiyat Sıkıştırması, yeni lisanslı işletmecilerin almak zorunda oldukları hizmetleri temin eden tek işletmecinin bu fiyatlarını yüksek tutması, buna karşılık perakende fiyatlarını düşük tutması sonucunda ortaya çıkan rekabet ihlaline verilen addır.
Şöyle bir örnek verilebilir, Bir çok fırıncının olduğu ancak sadece bir fırıncıdan un alınabildiği bir ülke düşünelim. Bu fırıncı, diğer fırıncılara sattığı unun fiyatını yüksek tutar, buna karşılık kendi üretip sattığı ekmeğin fiyatını düşük tutarsa, diğer fırıncıların ekmek satma ihtimali kalmaz. Buna fiyat sıkıştırması denir. Bir süre sonra diğer fırıncılar kapanacağı için un satan fırıncı tek kalır ve ekmeği istediği fiyata satar.