Serbest telekom İşletmecileri derneği Telkoder’den yapılan açıklamada “100 Milyon hızlı internet abonesine ulaşan Avrupa’da, ECTA, düzenleyici kurumları hızlı internetin yaygınlaşması için rekabeti desteklemeye çağırıyor. Türkiye’de ise internet piyasasında fiili tekel devam ediyor. Türkiye’nin, Avrupa’ya yetişebilmesi için “hızlanması” gerekiyor” denildi.
100 Milyon hızlı internet abonesine ulaşan Avrupa’da, ECTA, düzenleyici kurumları hızlı internetin yaygınlaşması için rekabeti desteklemeye çağırıyor. ECTA’nın Türkiye’deki üyesi Telkoder yaptığı açıklamada “Türkiye’de internet piyasasında fiili tekel devam ediyor. Türkiye’nin, Avrupa’ya yetişebilmesi için “hızlanması” gerekiyor.” dedi.
Avrupa Alternatif Telekomünikasyon Operatörleri Derneği (ECTA), yılda iki kez yayımlanan ve Avrupa’da hızlı internet kullanımı ile rekabeti inceleyen raporunun sonuçlarını açıkladı. 2008 yılının ilk çeyreğinin verilerinden yola çıkan ECTA, raporunda, internet yaygınlık hızının arttırılması için düzenleyici kurumları rekabeti ve fiber erişimini desteklemeye çağırıyor.
Hazırlanan raporda, Avrupa’da hızlı internet abone sayısının 100 milyona ulaştığı ortaya konuyor. Ancak, çalışmada, 10 MB/sn den daha yüksek hızlı internet hizmetlerinin, neredeyse tamamının alternatif işletmeciler tarafından verildiği, yerleşik işletmecinin bu hizmetlerde payının çok düşük olduğu vurgulanıyor. Raporda, İsveç gibi hızlı internet konusunda öncü olan ve her on kişiden birinin hızlı internet abonesi olduğu bir ülkede bile, yüksek hızlı internet hizmetlerinin %70’inin alternatif işletmeciler tarafından sağlandığı, yerleşik operatörün sadece %20’lik bir paya sahip olduğu ortaya konuyor. ECTA, raporda, hızlı internet aboneliğinin yaygınlaşması için, rekabetin geliştirilmesine ve fiber erişimine öncelik verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Raporda, alternatif işletmecilerin hızlı internet hizmeti vermelerindeki en önemli engelin yerleşik operatörün altyapıyı elinde bulundurmasından kaynaklandığı vurgulanıyor. Avrupa’da internet hizmetlerinin %18’inin alternatif altyapılar ile sunulduğu, geriye kalan bölümünde de, yerleşik operatörün altyapısının alternatif işletmeciler tarafından hizmet vermek için kullanıldığı ortaya konuyor.
Çalışmada, ECTA, tüketicilerin hızlı internet hizmetleri alması için, düzenleyici kurumların en etkin erişim yöntemi konusunda ısrarcı olması gerektiğini belirtiyor ve rekabetin geliştirilmesi ile fiber erişiminin bu konuda en etkin yöntemler olduğunun altını çiziyor.
Rapordan çarpıcı veriler
Avrupa’da hızlı internet hattı sayısı son bir yılda %20,9 arttı.
İskandinav ülkeleri, hızlı internet konusunda liderliği koruyor. Danimarka’da nüfusun %36’sı hızlı internet abonesi, Hollanda, İsveç ve Finlandiya’da ise bu oran %30.
İsveç’te nüfusun %10’u Yüksek hızlı internet (10 MB üstü) abonesi.
Yüksek hızlı internet hizmetinin büyük bir kısmı alternatif operatörler tarafından veriliyor.
İsveç’te nüfusun %5’i fiber erişim ile yüksek hızda internet hizmeti alıyor.
IPTV konusunda en gelişmiş ülke Danimarka. Nüfusun %5’i IPTV hizmeti alıyor.
Türkiye “hızlanmalı”
Rapordaki verilere bakıldığında Türkiye çok gerilerde kalıyor. Örneğin;
Avrupa’da her on kişiden biri yüksek hızlı internet hizmeti (10 MB üstü) alabiliyorken, Türkiye’de abonelere sunulan en yüksek hız paketi 4 MB’i geçmiyor.
Avrupa’da internet yaygınlık oranı %30’lara ulaşırken Türkiye’de bu oran %6
Avrupa’da hızlı internet hizmetlerinin % 17’si alternatif işletmecilerin kendi altyapıları üzerinden sunulurken, rapora göre Türkiye’de böyle bir alternatif mevcut değil. Avrupa’daki rakamlara yetişebilmek için öncelikli olarak “Veri Akış Erişimi” ve “Yerel Ağın Paylaşıma Açılması”nın etkin olarak uygulanması ve bu sayede piyasanın rekabet edilebilir duruma getirilmesi yönündeki ilk adımların atılması gerekiyor.
Avrupa’da internet hizmetlerinin %83’ü DSL, %15’i kablo, %1’i ise fiber erişim ile verilmekte. Türkiye’de ise, %99,15’i DSL, %0,85’i kablo altyapısı ile sağlanmakta. Piyasanın rekabete açılması için kablo şebekesinin de etkin olarak kullanılması gerekiyor. Bu sayede, piyasanın rekabet edilebilir hale getirilmesi ve dolayısıyla internet kullanıcı sayısının artması beklenebilir.
Avrupa’ya yetişebilmek için, hızlı internet alanında rekabet hızla arttırılmalıdır. TTNet’in %95 pazar payına sahip olmaya devam etmesi halinde, Avrupa’ya yetişmemiz mümkün değildir.
Genişbant erişiminde etkin rekabetin tesisi için, alternatif işletmecilerin bir yıl içerisinde pazardan %20 pay almalarının hedeflenmesi ve bu hedefin gerçekleştirilmesi amacıyla genişbant hizmetleri piyasasında etkin rekabetin tesisi adına etkin önlemlerin alınması gerekiyor. Temmuz ayında Sapanca’da yapılan telekom zirvesinde, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım böyle bir adım attıklarını ve Türk Telekom’un, pazardaki diğer internet servis sağlayıcıları toplam % 20 pay alana kadar, TTnet’e % 2,9-3,6 daha pahalı toptan geniş bant satacağını açıklamıştı. Telkoder yaptığı açıklamada şunları belirtti ;
Bilindiği üzere, Rekabet Kurumu kararı doğrultusunda, Türk Telekom ile TTNet’in bünyesel olarak ayrılması çapraz sübvansiyonun engellenmesi amacını taşıyordu. Basın yoluyla elde edilen bilgiler doğrultusunda TTNet’in son dönem itibariyle zarar ettiği açıklanmıştır. TTNet’in zarar etmesine rağmen piyasadaki hakim konumunu korumaya devam etmesi, TTNet ile Türk Telekom’un birbirinden ayrılmasının altında yatan Rekabet Kurumu gerekçesinin yerine getirilmediğine ve TTNet ile Türk Telekom arasında şirket sübvansiyonun bulunduğuna işaret ediyor.
Piyasada hakim konumda olan TTNet’in, bu hakimiyetini uyguladığı kampanyaları, yeni işletmecilerin pazara girmesi engellemek amacıyla ve piyasada rekabet ihlaline yol açacak şekilde kullandığı gözlemlenebilmektedir.
Bu durumun en son örneği olarak, TTnet’in 2007 yılında uygulamaya koyduğu “Yaz Fırtınası” kampanyası, Rekabet Kurumu tarafından durdurulmuştur. Rekabet Kurumu, yürüttüğü bu soruşturmayı en kısa sürede karara bağlamalı ve AB ülkelerinde olduğu gibi perakende internet pazarında ortaya çıkan rekabet ihlallerini süratle önlemelidir.