Acarer : Türkiye’nin Menfaati İçin Herkesin Makro Düşünmesi Lazım

BTK Başkanı Tayfun Acarer : “Sabitte, mobilin de etkisiyle, altyapıda çok kısa bir sürede çok ciddi handikaplar, tıkanmalar başlayacak. Çünkü hem mobilde, hem sabitte genişbantın yaygınlaşmasıyla birlikte, kapasite ihtiyacı giderek artıyor. 3.nesil başlayalı 2,5 sene oldu. İstatistikler 20 kattan fazla data kullanımının arttığını gösteriyor. Mevcut altyapı bunu karşılıyor. Ama mikro değil, makro bazda olayı düşünmemiz lazım.”

Hafta sonunda, Telkoder’in liderliğinde Sapanca’da düzenlenen, cuma öğleden sonra başlayan ve cumartesi günü tamamlanan “Telekom Zirvesi” toplantısı vardı. Bu toplantı Sapanca’da düzenlenen zirvelerin 5cisiydi ama bana göre, bugüne kadar düzenlenenler içinde en gerçekçisiydi.

Çünkü Türkiye’nin gitgide geride kalmasına neden olan internet hızlarının da içinde olduğu altyapı sorunları gerçekçi bir şekilde ortaya konuldu.

Ulaştırma eski bakanı Binali Yıldırım’ın da, yoğun programı arasında, yani cumartesi günü Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan AKP parti programının hazırlanması ve sunulması ile ilgili hazırlıkların arasında, gece 03:00’de de olsa Sapanca’ya geldi. Firmalarla sabah erken, basına kapalı bir toplantı yaptı. Sonra da BTK, Türk Telekom, Turkcell yetkilileri ile ufak görüşmeler yaptıktan sonra Ankara’ya acele ile hareket etti.

Zirvede, Yıldırım’ın ve BTK Başkanı Acarer’in vurguladığı nokta, sektörde yatırımların devam etmesi sektörün önünün açılması gerekliliğiydi. Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Bozkurt’un katılmadığı toplantının ana konusu, ADSL’deki talep durması ve sabit telefonlardaki gerilemeydi. Rekabet’in tesis edilemeyişinin etkilerinin artık görüldüğünü düşünen sektör yetkilileri basına kapalı toplantıda, eski bakan Yıldırımve BTK Başkanı Acarer’in de bu konuya dikkat çektiğini anlattılar. Bu konuların detayını başka bir haberimiz içinde vereceğiz.

BTK Başkanı Tayfun Acarer, zirvenin kapanışında Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak ile birlikte basın mensuplarına bir açıklama yaptılar ve soruları cevapladılar. Arıak’ın konuşmasını başka bir haberimiz içinde vereceğiz. Acarer’in konuşması ise şöyleydi:

21:30-01:30 yaklaşık 4 saatlik detay görüşmelerimiz oldu. Ondan önce de açılışta 2 saat 15 dakikalık genel konuşmalar oldu. Değişik kuruluşlar orada görüşlerini verdiler.

4 saatlik mobil ve sabit ayrı ayrı yapılan detay görüşmeler sırasında, daha teknik detaylar, karşılıklı beklentiler görüşüldü.

Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Konuşan bizler, dinleyen sizler hepimiz aynı hedefe kilitlendiğimize inanıyorum, ICT sektörünün gelişimi, Türkiye’ye olan katkısının arttırılması, istihdamın artmasına katkısı. Bu hepimizin ortak paydası. Aynı heyecanı taşıyoruz.

Neler yapılabilir? Farklı çıkar grupları, tarafları olabilir. Ama nihai hedefi Türkiye’nin menfaatidir. Bu sektör bugüne kadar ciddi katkı sağlamıştır. Umuyorum bundan sonra da katkısına devam edecektir.

Ama hemen altını çizmek istediğimiz Birkaç husus var hem sabitte, hem mobilde.

Sabitte, mobilin de etkisiyle, altyapıda çok kısa bir sürede çok ciddi handikaplar, tıkanmalar başlayacak. Çünkü hem mobilde, hem sabitte genişbantın yaygınlaşmasıyla birlikte, kapasite ihtiyacı giderek artıyor.

3.nesil başlayalı 2,5 sene oldu. İstatistikler 20 kattan fazla data kullanımının arttığını gösteriyor. Mevcut altyapı bunu karşılıyor.

Ama mikro değil, makro bazda olayı düşünmemiz lazım. İşte sağolsun Telkoder’in bu toplantıları bu işe yarıyor. Eski Ulaştırma Bakanımız Binali Bey de faydasını özellikle dile getirdi. Hem içimizde yaptığımız toplantıda, hem de sizlerle yaptığı görüşmelerde. O yüzden Yusuf Bey’e de teşekkür ediyoruz.O çok önemli bir konu, Türkiye’nin bu konudaki vizyonunun ve stratejisinin belirlenmesi açısından.

Ama özellikle altyapı ihtiyacının hızla büyümesi neticesinde, bizim de hızla geliştirmemiz lazım. Belki yeni omurgaların teşkil edilmesi lazım. Dün bir endişemi de paylaştım. Bizim büyük operatörlerimiz yurtdışında hızla kuzeye ve güneye doğru yeni rout’lar yapıyorlar. Ama bunların hepsinin ortak noktası Türkiye’den geçiyor. Türkiye içinde bir sıkışıklık olduğu takdirde, kuzeyden gelen, güneyden gelen trafikler, Türkiye’yi bypass ederek başka rout’lar çizerler. Benim endişem bu.

Konuşmanın bu noktasında gazeteciler, Belediye’lerin ve diğer kamu kuruluşlarının, topraklarından geçecek fiber altyapı ve hatta baz istasyonları için fahiş fiyatlar istediklerini hatırlatarak, altyapı işletmecilerinin de önünü açmak gerektiğini belirterek, Acarer’den BTK’nın bu konudaki görüşlerini ya da çalışmalarını sordular. Acarer şöyle devam etti :

Ana omurga güzergahları, yeni otoyollarının, yeni demiryollarının çok güzel bir geçiş olanağı sağlayacağını düşünüyorum. Hazır yeni yollar yapılıyor, yeni akslar atılabilir. Yollar yapılırken, yeni bilişim otobanlarının da yapılması düşünülmelidir.

Mobil operatörleri de, sabit operatörleri de tehdit eden başka bir konu var. Bizim bu konuda stratejimizi ortaya koymamız lazım. Bu toplantılar onun için de yapılıyor. Bir takım arama motorları, Google, Apple gibi, Yahoo gibi firmalar, yeni sistemler teşkil etmek üzereler. Evlere 1000 MB’ten bahsediliyor. Kontrol edemediğimiz, denetleyemediğimiz, ülkeye katkısı sıfır olacak, vergiyi sıfırlayacak, ama sabit ve mobil operatörler için de bir risk. Bununla ilgili stratejilerin de belirlenmesi lazım. Dünkü konular arasında önemli bir konu da buydu.Bununla ilgili bir çalışma grubu kuruldu.

Bu noktada yine gazeteci Timur Sırt’ın bir sorusu oldu. Türkiye’de genellikle yasaklama ile sorun çözülmeye çalışıldığını, oysa pazarın aynı dinamiklerini kullanarak cevap vermenin ve üretkenliğe yönelik bir yaklaşımın daha iyi olabileceğini not eden Sırt, BTK’nın ya da devletin bu konuya yaklaşımının nasıl olacağını sordu :

Demin ki konu ile birleştirerek cevap veriyorum. Bir yandan ana güzergah olacak. Diğer yandan da kılcal damarlar. Yani şehrin içine, hanelere ulaşan hatlar. Gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar doğrultusunda ideali bunun fiber olması. Fiber olacak da hanelere nasıl ulaşacak? Bu konuda yerel otoritelerin olaya makro bazda bakmaları lazım.

Halbuki şu anda, gerek baz istasyonları, gerek ise fiberler yerel otoritelerden ciddi bir sıkıntı kaynaklanıyor. Aşltyapı kullanımı konusunda talep edilen bedellerin karşılanması mümkün değil. Bunun neticede kimin yansıyacağını düşünüyorsunuz? Tüketiciye tabi ki.

Demin bahsettiğim sistemlerin kendi şehrinde denenmesi için ABD’de bazı belediyeler inanılmaz tekliflerde bulunuyorlar; “Gel benim şehrimde kur, senin firmanın adını şehrimin adının önüne koyayım” diyorlar. Bir belediye başkanı dikkati çekmek için buzla kaplı bir havuza giriyor.

Düşünebiliyor musun? Her haneye 1000 MB ile ulaşılan bir yaşam ortamı ve buralardaki katma değerin ne kadar artacağı. Bu bir makro bakış açısı. Bu nedenle bu konuda herkesin, her kesimin, tüm karar alıcıların makro bakması gerekir diye düşünüyorum. Özellikle gelir arttırmaya yönelik küçük hesaplar, makro bazda bu ülkeye büyük zarar verir.

Geçen yıl yaptığımız Ulaştırma ve Haberleşme Şurasında, 2023 vizyonu belirlenmişti. 160 milyar $, 100 MB erişim filan denilmişti. Bu sadece bir bakanlığın ya da belli bir grubun çabasıyla olmaz. Burada tüm karar vericilerin aynı hassasiyeti göstermesi gerekir. Aynı sıkıntı baz istasyonları için de var.

Baz istasyonları için anket yapılıyor. Vatandaşa “baz istasyonlarını şehir dışına çıkarılmasını istiyor musunuz?” deniliyor. Bu soru yanlış bir soru. Yönlendirilmiş bir soru. Vatandaş da bu soruya yanlış cevap veriyor. Çünkü sonucun ne olduğunu söylemeden sorulan bir soru. Doğru soru şöyle olmalı : “Baz istasyonlarını şehrin dışına çıkarttığımız zaman, şehrin içinde mobil görüşmeler yapılamaz. Bu durumda şehrin dışına çıkarılmasını istiyor musunuz? “ Sorunun böyle sorulması lazım. Aksi takdirde bu soru yönlendirilmiş ve artniyetli olur diye düşünüyorum.

Burada bu konular tartışıldı. Yusuf Bey’e teşekkür ederim. Son derece olgun davranıyor. Yapıcı davranıyor sektördeki farklı oyuncuları biraraya getiriyor. En güzel tarafı, dışarda yapılan ikili görüşmeler. Bu insanlar biraraya gelemiyor ama böyle bir ortamda ikili görüşmelerin olumlu sonuçlar vereceğini düşünüyorum. İnanıyorum ki, herkes çok memnun.

Acarer, gazetecilere de teşekkür ederek konuşmasını sonuçlandırdı. Timur Sırt’ın sorusundan da görebileceğiniz üzere, diğer sektör gazetecilerinde pek rastlanmayacak bir şekilde, bilişim gazetecileri, bu tür toplantılarda sadece soru sormuyorlar. Kendileri de en hızlı telekom-bilişim tüketicileri olduğu için, bir yandan talepleri ve düşünceleri ifade ediyorlar. Ama son Telekom zirvesinin ben de bıraktığı izlenim, eski Bakan Yıldırım ve Acarer’in gerçekçi bir şekilde konuyu ifade etmiş olmalarıydı.