İstanbul’da kazı yasağı 15 Mart’ta sona ermiş olmasına karşın TELKODER üyesi de olan yeni işletmecilere halen kazı izni verilmemektedir. TELKODER üyesi işletmecilere “trafik akışının ve yaya geçişlerinin yoğun olması” gerekçeleriyle kazı izni vermeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tam tersi bir yaklaşımla, Türk Telekom tarafından İstanbul’un değişik yerlerinde “şebeke inşaatı” adı altında kazı yapılmasına izin vermektedir.
Bütün dünyada son zamanların en önde gelen konularından birisi, evlere kadar hızlı haberleşme hatlarının, yani fiber optik hatların çekilmesi konusudur. Bu yeni hatların hızla ve ülke sathına yaygın şekilde tesis edilmesi, ülkelerarası yarışın en önemli önşartı sayılmaktadır. Avrupa Birliği’nde, bu amacı destekleyecek hedefler, teşvikler ve rekabet destekleri uygulamaya çoktan girmiş durumdadır. Birçok AB ülkesi önümüzdeki 3-5 yıl içinde evlerin yarısına 100 MB hızındaki fiber hatlarla ulaşmayı, kalan evlere de 20-30 MB hızın sağlanmasını planlamış durumdadır.
Avrupa Birliği ve dünyanın gelişmiş ülkelerindeki uygulamalara bakıldığında, yerel yönetimlerin Fiber Optik altyapıların tesisi için destek verdiklerini görüyoruz. Yerel yönetimler bu desteğin kendi şehirleri için hem bireysel hem de ticari alanlarda ciddi üstünlük sağlayacağını biliyorlar ve adeta yarış edercesine fiber optik şebekelerin kurulmasına destek vermektedir. Bu durum Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu raporlarında da aynen belirtilmektedir.
Ancak İstanbul’da dünyanın tam tersine bir uygulama ile Yeni Nesil İşletmecilerin Fiber Optik Altyapı tesis etmelerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından izin verilmemektedir.
İstanbul’da kazı yasağı 15 Mart’ta sona ermiş olmasına karşın TELKODER üyesi de olan yeni işletmecilere halen kazı izni verilmemektedir.
TELKODER üyesi işletmecilere “trafik akışının ve yaya geçişlerinin yoğun olması” gerekçeleriyle kazı izni vermeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sadece Türk Telekom tarafından İstanbul’un değişik yerlerinde “şebeke inşaatı” adı altında kazı yapılmasına izin vermektedir.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 23 üncü maddesinde,
“Kamu kurum ve kuruluşları, kendilerine yapılan geçiş hakkı talebini içeren başvuruları öncelikli olarak ve gecikmeye mahal vermeden, değerlendirir ve altmış gün içinde sonuçlandırırlar. Benzer konumdaki işletmeciler arasında ayrım gözetmeksizin şeffaf davranılır.”
denilmektedir. Geçiş hakkı sağlayıcısı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi, işletmeciler arasında ayrım yapmaksızın, geçiş hakkı taleplerini öncelikle ve gecikmeye mahal vermeksizin sağlamakla yükümlü iken, fiili olarak, Türk Telekom dışındaki işletmecilerin 2011 yılına ait geçiş hakkı kapsamındaki faaliyetlerine/kazı istemlerine izin vermeyerek, bir yandan ayrımcılık yapmama ilkesini, diğer yandan da geçiş hakkı istemlerini gecikmeksizin yerine getirme yükümlülüğünü ihlal ederek, İstanbul halkını hızlı internet imkanından mahrum bırakmaktadır.
5809 sayılı yasa hükümleri ile kamu görevine dair genel hükümleri ihlal eden bu fiil/uygulama, sektörde zaten varolan rekabetsizlik halinin giderek kalıcılaşması, TELKODER üyesi Yeni Nesil İşletmecilerin sistem dışına itilmesi ve serbestleşme idealine ulaşmanın imkansız hale gelmesine neden olacaktır. Yeni Nesil İşletmeciler yeni yatırımlar ile Türk Telekom ile rekabet edemedikçe sektörde serbestleşmeden bahsetmek ne doğrudur ve ne de mümkün.
Bu nedenlerle, TELKODER tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurularak;
•5809 sayılı yasanın 6.maddesi ile BTK’ya verilen yetki/görevler kapsamında duruma müdahale edilmesi ile geçiş hakkı sağlayıcısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hukuka aykırı uygulamasına son verilmesi için vakit geçirilmeksizin harekete geçilip işlem tesis edilmesi,
•TELKODER Üyesi Altyapı işletmecilerinin geçiş hakkı taleplerinin kabulü konusunda İBB ile gerekli yazışmaların yapılarak TELKODER üyelerine yönelik fiili ve hukuki engellemelerin kaldırılmasını, böylece piyasada eşit koşulların ve serbest rekabet ortamının tesisinin sağlanması,
•Durumun değerlendirilmesiyle benzeri ihlallerin önünde geçilebilmesi açısından, hukuka aykırı uygulama yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve yetkilileri hakkında idari yaptırım ve cezai süreçlerin işletilmesi için gerekli işlemlerin tesis edilmesi,
talep edilmiştir.