Danıştay, BTK’nın Ses Ve İnternet Trafiğini Mahkeme Kararı Olmadan Elde Etmesini Uygun Bulmadı

Elektronik Haberleşme sektöründe 12 yılı aşkın süredir başarıyla görev yapan Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (Telkoder)’in Danıştay’da açtığı davada, haberleşme mahremiyetinin korunması açısından çok değerli bir yürütmeyi durdurma kararı alındı. Geçen yıl BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından alınan bir karar, tüm telefon konuşmalarının TİB’e gönderilmesini gerektiriyordu. Telkoder’in açtığı dava sonunda Danıştay, bu kararın yürütmesini durdurdu ve sadece mahkemelerin izin verdiği telefonların TİB’e gitmesi için yolu açtı.

turk-internet.com okuyucuları uzun zamandır, BTK’nın 18 temmuz 2013 tarihli ve 401 sayılı kararından bahsettiğimizi hatırlayacaklardır[1]. Bahsediyoruz çünkü haberleşme gizliliği başta olmak üzere, anayasal haklarımızdan bir kaçını çiğnediği düşünülen bir karardı bu. Kararda ses işi yapan telekom firmaları ile İnternet Servis Sağlayıcı firmalara “bütün trafiğini Ankara’ya getir, teslim et” deniliyordu. Bu yılın başında 5651 sayılı kanuna getirilen ek internet maddeleri ile birleştirildiğinde, BTK’nın bu kararı Türkiye’deki tüm internet kullanıcılarının ne yaptığının bire bire bir takibi anlamına geliyordu (karar sadece ses içeriyor gibi gözüküyor ama daha sonra yapılan toplantılarda BTK yetkilileri internet trafiği için de geçerli olduğunu sözlü söylediler)

Bu yönü ile de tüm ses ve internet kullanıcılarının itiraz etmesi gereken bir karardı).

Elektronik Haberleşme sektöründe 12 yılı aşkın süredir başarıyla görev yapan Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (Telkoder)’in Danıştay’da açtığı davada, haberleşme mahremiyetinin korunması açısından çok değerli bir yürütmeyi durdurma kararı alındı. Geçen yıl BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından alınan bir karar, tüm telefon konuşmalarının TİB’e gönderilmesini gerektiriyordu. Telkoder’in açtığı dava sonunda Danıştay, bu kararın yürütmesini durdurdu ve sadece mahkemelerin izin verdiği telefonların TİB’e gitmesi için yolu açtı.

BTK Kararında Ne Sorun Var?

Ses ve İnternet Servis Sağlayıcı firmalar açısından bu kararın 2 sorunu bulunuyor. Bir tanesi Ankara’ya taşınacak trafik için yapmak zorunda kalacakları büyükçe yatırım, diğeri ise Ankara’ya taşınacak trafik nedeniyle bireysel ya da kurumsal firmaların ortaya koyabilecekleri “gizliliğime neden dikkat etmiyorsun? Trafiğimi neden mahkeme kararı olmaksızın teslim ediyorsun?” tepkisiydi.

Tabi dolaylı olarak kullanıcılar açısından sorunu da anlamışsınızdır. Bu karar telefon konuşmalarınız ya da internet hareketlerinizi takibi ve kaydedilmesi anlamına geliyor.

Dediğimiz gibi Telkoder bu kararı Danıştay’a taşıdı. Bugün dernekten gelen bir açıklama bize Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı ve sadece mahkeme kararı olan telefonları dinlemeye izin verdiğini gösteriyor.

Yusuf Ata Arıak : Tüm Konuşmaların Bir Noktaya Toplanmasını Doğru Bulmadık

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak,

“Telkoder kendisine üye olan işletmeciler kadar, insanlarımızı ve toplumu da çok önemsemektedir. Geçen yıl alınan bir kararla, sabit telefon hizmetleri sunan işletmecilerden tüm telefon trafiklerini TİB’e göndermeleri istenmişti. Bu durum işletmecilerin büyük mali külfetlerle karşılaşması anlamına geliyordu. Öte yandan vatandaşların mahremiyetleri ve haberleşme özgürlükleri de mutlaka güvenceye alınmalıydı. Mahkeme kararlarıyla yasal olarak dinlenebilecek insan sayısı, hiçbir zaman binde biri bile geçmezken, tüm konuşmaların bir noktaya toplanmasını doğru bulmadık”

dedi. Konuyu her iki açıdan değerlendirerek Danıştay’a başvurduklarını belirten Arıak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Danıştay Türkiye için çok önemli bir karar alarak bu uygulamanın yürütmesini durdurdu. Alınan karar, tüm telefon trafiğinin TİB üzerinden geçirilmesinin önüne geçiyor. Böylece milyonlarca kişinin görüşme bilgileri risk yaratacak ve savunmasız halde kaydedilmeyecektir. Geçen yıl bu kararı alan BTK, yapılan eleştirilere karşı yaptığı 13.10.2013 tarihli açıklamada söz konusu kararın “….yetkili ve görevli birimlerce mahkeme kararıyla belirli numaralara ilişkin dinleme yapılması sırasında karşılaşılan teknik sorunların giderilmesini sağlamak amacıyla….” alındığını belirtmişti[2].

O tarihten sonra Telkoder, Sayın BTK Başkanı’nın desteğiyle TİB yöneticileriyle yaptığı toplantılardan sonra hem BTK’nın açıklamasında yer alan teknik güçlükleri ortadan kaldıran, hem gereksiz yatırımları önleyen hem de mahremiyeti sağlayan bir çözüm oluşturdu ve ilgililere bu çözümü anlattı. Bu çözüm, tüm telefon trafiği yerine sadece mahkemelerce izin verilen kişilerin teknik takibini sağlamaktadır”.

Telkoder’in hem teknik hem de hukuki çalışmalarıyla, bir yandan yasadışı telefon dinleme risklerini azaltarak özgürlük ve mahremiyeti korumaya çalıştığını; hem de yasal işlemlerin önündeki teknik sorunların aşılması için çözüm ürettiğini de ifade eden Arıak, alınan olumlu sonuçlardan mutluluk duyduklarını da belirtti.

Avrupa Bırak İçeriği Trafik Bilgileri Konusunda Bile Hassas

“Sorun bitti mi?” diye soracak kişilere cevap vermeden önce başka bir gelişmeyi hatırlatalım; Avrupa Birliği, dün verdiği bir kararla, İnternet Trafik Bilgilerinin, İnternet Servis Sağlayıcı Firmalar tarafından 2 yıl boyunca tutulması konusunda “iptal” kararı aldı[3]. Bu bilgiler sadece IP numaraları ve tarih-saat içeriyor. Yani haberleşmenin içeriği dahil değil.

Gerçi bu bilgilerin, internet üstündeki suçlarla ilgili olarak mahkemeler tarafından isteniyor olması durumu var ve dolayısıyla Avrupa tarafından yeniden ele alınması söz konusu. Ama bir yandan da, internetin dünyayı ve hukuku değiştiğine dair yorumları da hatırlatalım. Örneğin Avrupa’daki bir tartışma hakaret vs gibi konuları bırakıp, sadece terör, çocuk pornosu gibi konulara yönelik olarak mahkeme kararı verilmesi yönünde gelişiyor. Biliyorsunuz “telif hakları” konusunda bile dünyada bir değişim ve yeniden tanımlama söz konusu. Bunları zaman içinde görüyor olacağız.

Sorun Bitti mi?

Şimdi asıl soruya cevap verelim; Telkoder’in açtığı davada ses ve internet trafiğinin Ankara’ya teslimi konusunda yürütmeyi durdurma kararı verilmesi elbette çok olumlu. Ama konu hakkında hassas olanlar için belirtelim; sorun bitmiş filan değil.

Önce bu istenen trafik bilgisinin ne olduğunu yeniden hatırlatalım; BTK’nın 18 temmuzda verdiği kararda belirtilen trafik, kullanıcının içeriği oluyor. Bir tencere-kapak örneklemesi yapalım. BTK kararı tencereyi ve içeriğini istiyor. 17 aralık sonrası TBMM’de kabul edilen Gül’ün imzalaması ile yürürlülüğe giren 5651’e ek kanun maddeleri ise trafik bilgileri yani bu içeriğin hangi IP’den geldiği, hangi saatte geldiği gibi bilgileri içeriyor ve dolayısıyla kapak’ı oluşturuyor.

Bu 2’sinin toplanması ile insanların (istisnasız tüm kullanıcıların) mahremiyeti diye bir şey kalmıyordu. Ne var, ne yoksa ortaya dökülüyordu. Nereye girdi, ne mailleşti, hangi videoyu seyretti, kiminle chatleşti vsvs..

Danıştay kararı, bunlardan tencere ve içeriği olan bölümü durduruyor (son karar değil henüz). Ama trafik bilgisi ile ilgili kesim, yürülülüğe giren kanun içinde ve de dolayısıyla hala duruyor.

Kaldı ki, hükümet bu konuda bir hayli ısrarlı gözüküyor ve TİB olmasa bile başka bir şekilde bunu hala yapmaya çalışıyor olabilir (mesela MİT) deniliyor.

Üstelik sektörün içinden gelen yorumlarda, Danıştay’ın durdurma verdiği ses ve internet trafiğinin taşınması ile ilgili konuda Türk Telekom ve Turkcell’in altyapıyı, bir kaç yıl öncesinden kurduğuna dair duyumlar var. Eğer böyle ise, kişilerin mahremiyeti ve firmaların ticari sırları konusunda büyük bir sorun ortalık yerde duruyor. Her 2 firmaya konuyu sorduk. Cevapları geldiğinde bu habere güncelleme olarak ekleyerek ileteceğiz.

Hukukçu Gözüyle

Konuyu bir de hukukçu ile konuşalım dedik ve TİD Sözcüsü Avukat Gökhan Ahi’ye sorduk. Bu kararın durdurulması ne anlama gelir ve buna rağmen internet kanunu ile istenen ama AB’de iptal edilen trafik bilgisi konusunda ne düşünülür. Ayrıca eğer 2 büyük firma bu altyapıyı kurmuşsa, ne olur? Şunları söyledi :

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara ve Anayasa’ya göre, haberleşmenin gizliliği esastır. Ancak, bazı durumlarda kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ve faillerin yakalanması için haberleşmenin gizliliği kaldırılabilir. Bu tür özel durumlar, ancak ve ancak hakim kararıyla, katalog suçlardan birisinin işleniyor olması ile ile ilgili kuvvetli şüphe sebebiyle mümkün olabilmektedir. Ayrıca, suç şüphesi olsun olmasın her yurttaşın haberleşme verilerinin orantısız, ölçüsüz ve de keyfi olarak kaydedilmesi mümkün değildir. Görüldüğü üzere, haberleşmenin gizliliği kanunlarla korunduğu gibi yargı denetimine de tabidir. BTK’nın herhangi bir kanuna veya kanundan kaynaklanan yetkiye deyanmadan, tüm haberleşme verilerini bir noktada toplamak istemesi, haberleşmenin gizliliği konusunda büyük bir tehdit oluşturmuştur.

Dolayısıyla, sadece idari bir işlemin iptali için açılan davada Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı vermesi oldukça isabetlidir. Bu karar çok önemli bir emsaldir. Ayrıca, bu tür bir altyapıyı kurmuş olan telekom operatörleri derhal sistemi devreden çıkarmak zorundadırlar.

Avrupa Adalet Divanı’nın almış olduğu bir kararı da bu doğrultuda dğerlendirmek lazım. Divan’ın kararı aslında dinleme kararlarını ve veri kayıtlarının tutulmasını doğrudan engellemiyor. Aksine, bu tür veri kaydetme ve telefon dinlemelerinin gittikçe ölçüsüz, orantısız ve kontrol edilemez hale geldiğini ve kötüye kullanmaya müsait olduğunu vurguluyor. Bu kararla, AB Temel Haklar Bildirgesi esas alınarak, AB üyesi ülkelerdeki ulusal yasalara yön veren Veri Koruma Direktifi bir anlamda boşa çıkarılmış oldu. Bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar ulusal yasaların uygulanmasına devam edileceğini, ancak eskisi gibi geniş ve keyfi bir kişisel veri toplama mekanizması işletilemeyeceğini düşünüyorum. Türkiye’de ise daha Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı kanun haline getirilmedi. Aksine, 5651 sayılı yasada yapıan Şubat 2014 değişikliğiyle veri toplama kapsamını genişletti.

Şükürler olsun ki, Danıştay ve İdare Mahkemeleri, bu eksiklikleri ve keyfi kullanımları tespit ederek oldukça isabetli kararlar verebiliyor, bu da umudumuzu canlı tutuyor.

Bu karar konusundaki çabaları için Telkoder’i ve Yusuf Ata Arıak’ı kutluyoruz.