‘TAKSİTLER 2 YILDIR ÖDENEMİYOR’

“Türk Telekom’un durumu hepimiz için bir sorun sonuçta telekomünikasyon ciromuzun yüzde 45’ini yapıyorlar. Hakim ortağı iflas ettiği için problemler çıktı. Şirketin başına kurumu iyi bilen Paul Doany getirildi. Ama finansal bir çözüm bulunamadı. Şu ana kadar ortaya çıkmış bir ortak adayı yok.

Esas hakim olan şirketin borç alarak lisans taksitlerini ödemesi durumu olmuştu. Bu 4.5 milyar doların taksitleri iki yıldır ödenemiyor. Bankalar kendileri ortak olma çözümü buldular diye haber çıktı. 2018 sonuna kadar sürecek bir sorundan bahsediyoruz. Bu çözülmediği için Türk Telekom’un bazı radikal kararlar alması zor oluyor.

Mesela Türk Telekom’da bulunan sabit alt yapısının diğer operatörler tarafından kullandırılması gibi radikal kararlar bir an önce alınmalı. Altyapıyı kazanç kapısı gibi tekelinizde tutmaya devam ederseniz işler yürümeyecek. Bunun herkes tarafından görülmüş olması lazım.

Türk Telekom’un kendisi ciddi bir rekabetle karşılaşmadığı için kendini geliştiremedi. Sabit şebeke üstünden yapılan telefon konuşmalarına baktığımızda şebekemiz elverişliydi. Telekom’un elinde 10 senede yüzde 3 gibi bir seviyeye indi ve bu bir rekor. AB (Avrupa Birliği) ortalaması yüzde 37.

Elinizde yatırımı yapılmış bir şebeke var ve bunu kullanmıyorsunuz. Bir de dışarı verirsek batarız diyorsunuz. Buna halk arasında ‘eli hamur karnı aç’ derler. Türk Telekom kaybediyor o kaybedince hepimiz kaybediyoruz çünkü bu Türkiye’nin bir şirketi. Onun zaafa uğraması hepimize zarar veriyor.

Türk Telekom sorunlarını halletse bile devlet tarafından verilen kullanım izni olarak 9 seneleri kaldı. Bu kalan zaman dilimi içinde yeni yatırımlar yapması ve karşılığını alması çok kolay değil.

Altyapı meselesini çözmezsek fiberde geri kalacağımız kesin. Fiberde geri kalmak genel olarak geride kalmak anlamına gelebilir. Mobilde havada dolaşan veriler bir şekilde yere iniyor. Yani fiberde gelişmezseniz mobilde de gelişemezsiniz.

Yıllarca farklı kanallardan Türk Telekom’un altyapısının bedeli karşılığında kullanılması üstüne çalışmalar yaptık ama ne yazık ki bu konu hiç ilerlemedi. Bunda başarılı olamayınca bir ikinci yol olarak yeni bir altyapı şirketi kurma düşüncesi çıktı. Prensipte anlaşıldı. Turkcell, Vodafone ve Türksat vardı ama Türk Telekom bunu istemedi. Bir noktaya geldiğimizde Vodafone ve Turkcell’in çok yüksek sermayeli bir şirketle bunu yapmak istedikleri ortaya çıktı. Bizim düşündüğümüz yöntem farklıydı elde varolan kapasitelerin kullanılmasını istiyorduk. Dolayısıyla biz bu işin içinden çıktık.

Türk Telekom’un son durumundan sonra artık yeniden yerleri kazmak bize çok vakit kaybettirecek. Türk Telekom’un şebekesinin başkalarına da açılması meselesini mutlaka çözmemiz gerekiyor. Ayrıca Türksat’ın da başka işletmecilere açılması yönündeki çalışmaların tamamlanması gerekiyor.”