Belediyeler iyi niyetle veya yanlış değerlendirmeyle ‘Altyapıları biz yapalım, operatörler bize para versin’ demeye başladı. İstanbul bunun çok önemli bir örneği. Bu yüzden de İstanbul’da aylardır şebeke kurulmuyor. Fransa’da ana işletmecinin kendi fiberini kullandırması bir zorunluluk. Türkiye’de böylesi bir zorunluluk yok.

Türk Telekom’un altyapısını başkalarına kullandırttığı zaman yeni kazılar yapılmasının da gerekliliği azalıyor.

Sektör içinde diyaloglar kurarak elimizdeki imkanları nasıl ortak kullanırız çalışması yaptık. Bizim sektörümüzde Turkcell, Türk Telekom, Vodafone, Türksat ve Telkoder üyeleri piyasanın yüzde 95’ini oluşturuyor. Ortak altyapı şirketi kuralım dedik. Türk Telekom buna girmeyeceğim dedi. Geri kalanlarla yaptığımız çalışmada çok büyük yatırımlı bir şirket kurulması alternatifi çıktı.

Türksat elinde 3 milyona yakın haneye gidebilecek bir şebeke olduğunu ve bundan gelir elde edebileceğini gördü. Tüm şirketlerin elindeki şebekelerin karşılıklı kullanıma sunulması gündeme geldi. Bunun üstüne ek daha büyük bir imkan çıktı: Türk Telekom şebekesini herkese kullandıracağını açıkladı. Bu sektör için çok güzel bir şey.

Abone kazanmak gerçekten çok önemli ve firmalar bunun için bayilere büyük ödemeler ve imkanlar veriyorlar. Ama bir didişme oldu. Herkes birbirinden abone alıyor ama ülkede toplam abone sayısı artmıyor. Biz bu konunun takipçisi olacağız.

Şirketler bizim bilgilerimizi yasal olmayan yollarla ele geçiriyorlar. Bizim ne zaman hizmetimizin biteceğini bile biliyorlar. Telkoder olarak vatandaşın bilgilerini çalanlara karşı da adımlar atacağız ve bunun için inisiyatif alıyoruz.

Kişisel verilerin korunması için de dernek olarak çok önemli adımlar atıyoruz. Zamana yayılmış bir çalışma olacak. Sorunları ortak olan insanları bir araya getirmeyi planlıyoruz. Çünkü kişisel verilerin en çok toplandığı sektörlerden biri de bizim içinde olduğumuz telekomünikasyon.