ECTA’nın raporuna göre Avrupa’da genişbant abone sayısı 100 milyonu geçti. Peki ya Türkiye’de?
Avrupa Alternatif Telekomünikasyon Operatörleri Derneğinin (ECTA) yılda iki kere hazırladığı rapordan yapılan derlemelere göre, AB’de genişbant abone sayısı 2008’in ilk çeyreğinde, 2007’nin son çeyreğine göre yaklaşık yüzde 10 artarak, 102 milyona ulaştı.
Kuzey Avrupa ülkeleri, hem dünyanın hem de Avrupa’nın geniş bant internet erişiminde lideri olarak dikkati çekerken, Danimarka’da nüfusun yüzde 36’sı geniş bant internet erişimi imkanına sahip bulunuyor. Finlandiya, İsviçre ve Hollanda’da ise bu oran yüzde 30’u geçti. Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Slovakya, yüzde 10’un altında doygunluk oranı ile alt sıralarda yer aldı. İsveç nüfusunun yüzde 10’u, “Süper Genişbant Hızı” olarak tanımlanan 10 Mbit/s üzerinde bir hıza sahip. Bu oran Slovenya ve Litvanya’da yüzde 1,5 seviyelerinde bulunuyor. Yüksek hız, internet televizyonu gibi uygulamaların gelişmesine de katkı sağlıyor.
“TÜRKİYE’DE TEKEL DEVAM EDİYOR”
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata Arıak, ECTA raporuna ilişkin sorularını yanıtlarken, Avrupa’da hızlı internet kullanımının arttığına işaret etti. Arıak, “Avrupa’da, ECTA, düzenleyici kurumları hızlı internetin yaygınlaşması için rekabeti desteklemeye çağırıyor. Türkiye’de ise internet piyasasında fiili tekel devam ediyor. Türkiye’nin, Avrupa’ya yetişebilmesi için ciddi tedbir almakta hızlanması gerekiyor” dedi.
Rapora göre, Avrupa’da 10 Mbit/s’den daha yüksek hızlı internet hizmetlerinin büyük bölümünün alternatif işletmeciler tarafından verildiğini ve yerleşik işletmecinin bu hizmetlerde payının çok düşük olduğunun vurgulandığını anlatan Arıak, “Raporda, İsveç gibi hızlı internet konusunda öncü olan ve her on kişiden birinin hızlı internet abonesi olduğu bir ülkede bile, yüksek hızlı internet hizmetlerinin yüzde 70’inin alternatif işletmeciler tarafından sağlandığı, yerleşik operatörün sadece yüzde 20’lik bir paya sahip olduğu ortaya konuluyor” tespitinde bulundu.
Alternatif işletmecilerin hızlı internet hizmeti vermelerindeki en önemli engelin, yerleşik operatörün altyapıyı elinde bulundurması olduğuna işaret eden Arıak, Avrupa’da internet hizmetlerinin yüzde 18’inin alternatif altyapılar ile sunulduğunu, geriye kalan bölümünde de yerleşik operatörün altyapısının alternatif işletmeciler tarafından hizmet vermek için kullanıldığını bildirdi.
“TTNET İLE TÜRK TELEKOM FİİLEN AYRILMADI”
Yusuf Ata Arıak, Rekabet Kurumu kararına rağmen TTNet ile Türk Telekom’un birbirinden bünyesel olarak ayrılmadığını savundu.
Arıak, şöyle konuştu:
“Bilindiği üzere, Rekabet Kurumu kararı doğrultusunda, Türk Telekom ile TTNet’in bünyesel olarak ayrılması, çapraz sübvansiyonun engellenmesi amacını taşıyordu. Basın yoluyla elde edilen bilgiler doğrultusunda TTNet’in son dönem itibarıyla zarar ettiği ortaya çıkmıştır. TTNet’in zarar etmesine rağmen piyasadaki hakim konumunu korumaya devam etmesi, TTNet ile Türk Telekom’un birbirinden ayrılmasının altında yatan Rekabet Kurumu gerekçesinin yerine gelmediğine ve TTNet ile Türk Telekom arasında fiili şirket sübvansiyonun bulunduğuna işaret ediyor.
Piyasada hakim konumda olan TTNet’in bu hakimiyeti, uyguladığı kampanyalar ile yeni işletmecilerin pazara girmelerini engelleme sonucunu yarattığı ve piyasada rekabet ihlaline yol açtığı gözlemlenebilmektedir. Bu durumun en son örneği olarak, TTNet’in 2007 yılında uygulamaya koyduğu ‘Yaz Fırtınası’ kampanyası, Rekabet Kurumu tarafından durdurulmuştur. Rekabet Kurumu, yürüttüğü bu soruşturmayı en kısa sürede karara bağlamalı ve AB ülkelerinde olduğu gibi perakende internet pazarında ortaya çıkan rekabet ihlallerini süratle önlemelidir.”
AB’ye yetişebilmek için hızlı internet alanında rekabetin de hızla arttırılması gerektiği uyarısında bulunan ve TTNet’in yüzde 95 pazar payına sahip olmaya devam etmesi halinde, Avrupa’ya yetişmenin mümkün olmadığını kaydeden Arıak, genişbant erişiminde etkin rekabetin sağlanması için alternatif işletmecilerin bir yıl içerisinde pazardan yüzde 20 pay almalarının hedeflenmesi ve rekabetin tesisi adına etkin önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.
Arıak, “Son haftalarda Telekomünikasyon Kurumu gözetiminde Türk Telekom tarafından alınan önlemler faydalıdır ama daha etkin önlemler gerekiyor. En başta da alternatif altyapı olan Kablo-TV’nin özelleşmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi.
11 Eylul 2008, Perşembe