Binali Yıldırım ; Kabloda Ve Şehiriçinde İhtilafların Sonucunu Beklemeden Çözüm Arayacağız

10-11 temmuz cuma-cumartesi günü Sapanca’da düzenlenen “Elektronik Haberleşme Kanunu ve Ötesi” başlıklı ve Telkoder evsahipliğindeki Telekom zirvesi sonunda bir basın toplantısında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a çeşitli sorular sorma olanağı bulduk.

10-11 temmuz cuma-cumartesi günü Sapanca’da düzenlenen “Elektronik Haberleşme Kanunu ve Ötesi” başlıklı ve Telkoder evsahipliğindeki Telekom zirvesi sonunda bir basın toplantısında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a çeşitli sorular sorma olanağı bulduk. Bunlardan 3G konusunu ayrı bir yazı ile aktaracağız. Diğer konulara gelince; kablo ve şehiriçi şebekelerinin rekabete açılmasını sorduk; Kablo konusunda şunları söyledi :

Kablonun sorunları var. Kar ortaklığı ile işletilen bir sistemdi. Paydaşlar Türk Telekom ve işletmecilerdi. Kablonun ayrılması yönünde Rekabet Kurumu kararı çıkınca, ayrıldı ve Türksat’a verildi. Sonra lisanslar verildi. Ancak Türksat ile firmalar arasında ihtilaflar çıktı. Süreç hala devam ediyor. Galiba 1 dava bitti ve Türksat lehine tamamlandı. Önemli değil.

Biz bu ihtilafların sonuçlandırılmasını beklemeden, alternatif bir altyapı için neler yapabiliriz diye bakacağız. Bu şebekeyi olduğu gibi bırakıp, birkaç diğer model üzerinde çalışacağız.

Bakan Yıldırım’a turk.internet.com olarak sorduğumuz diğer bir konu, şehiriçi telefonların rekabete açılması durumuydu. Açılış konuşmasında, bu konuda bir çalışma başlatıldığını açıklamıştı. Şunları söyledi :

Şehiriçi konusunda bir mahkeme süreci var. Bu süreci beklemeden ne yapabiliriz diye bakacağız. Yeniden düzenleyebilir miyiz diye bakıyoruz. Rekabetin cinsine göre, Türk Telekom’un bir itirazı yoksa çözeceğiz.

Ancak her 2 konuda da Bakan Yıldırım herhangi bir tarih vermiyor. Çalışmaların başlatılmış oluşu, sektörün hem işletmecileri, hem de tüketicileri açısından pozitif bir gelişme. Bakan Yıldırım’ın böyle bir çalışmayı başlatmış olduğunu duyurması, herkesi mutlu etti ama sürelerin belli olmayışı, üstelik politik belirsizlik yaşanan bir dönemde oluşumuz nedeniyle, sonuca da “yine gecikir mi?” sorusu ile yaklaşmamıza neden oluyor.

Basın Toplantısında Bakan Binali Yıldırım’a sormak istediğimiz diğer 2 konu Wimax ve MVNO lisansları idi. Bu sorulardan ilkini bir başka gazeteci arkadaş sordu ve tarihin belli olmadığı cevabını aldı. Umarız özellikle Wimax alanında gecikme yaşamayız. Bu alanda ITU’nun standart olarak kabul etme kararı sonrası hızlı gelişmelerin olduğunu görüyoruz.

Bakan Yıldırım’a turk.internet.com olarak sorduğumuz diğer bir konu, Telekom alanında Telekomünikasyon Kurumu ile Rekabet Kurumu arasındaki sorumluluk düzeni oldu. Elektronik Haberleşme Yasa Tasarısının 2005’de Ulaştırma ve Bayındırlık Komisyonunda kabul edilip, TBMM gündemine gelen halinde, bu konuda bir sorun vardı. Telekom alanında rekabet konuları da TK’nın hegamonyasında gözüküyordu. Oysa Bakan Yıldırım’ın bir başka toplantıda da ifade ettiği gibi “TK’nın yolları yapan, kuralları koyan, Rekabet Kurumu’nun ise trafiği yöneten” bir durumda olması daha uygun olacağı herkes tarafından kabul gören bir yaklaşım.

Hem Bakan Yıldırım’ın hem de Rekabet Kurumu uzmanlarının bu konudaki görüşü, yeni elektronik haberleşme kanun tasarısında bu sorunun iyi tanımlanmış ve çözülmüş olduğu şeklinde.

Buna göre Telekomünikasyon Kurumu’nun pazarı oluşturması, fiyat ve politikaları yerleştirmesi ve bunları oluştururken de Rekabet Kurumu’nun görüşünü alması, diğer yandan da Rekabet Kurumu’nun rekabet ihlallerini takip etmesi ve karar verirken de TK’nın görüşlerini alması şeklinde bir sistem tarif ediliyor.

Bu gelişmenin, süreç ile birlikte şekillendiği “Süreç taraflara öğretmiş oldu” sözleriyle ifade ediliyor.

Sapanca toplantısı, tüm tarafları yani ana operatörler olan Türk Telekom – Turkcell – Avea ve Vodafone’u, alternatif Telekom operatörlerini (Telkoder) ve Ulaştırma Bakanlığı ile Telekom konusunda çalışan TK – RK gibi bürokratlarını bir masada buluşturan bir toplantı olarak özlenen bir manzara çizdi.

Bunun bir başlangıç olduğunu umuyoruz. Çünkü Telekom alanının sorunları henüz çözülmüş, serbestleşme başarılmış değil. Her ne kadar Bakan Binali Yıldırım, yaptığı çeşitli konuşmalarda ADSL konusunda, GSM konusunda ülkemizin ne kadar ileriye gittiğini açıklıyorsa da, biz sektörün sorunlarını burada özetleyelim;

Türkiye’de telekom alanındaki serbestleşme 2008 temmuz itibariyle olması gereken noktada değildir;

Serbestleşmenin hiç gerçekleşmediği alanlar vardır; örneğin şehiriçi sabit telefon hizmetleri alanında rekabetin sağlanması gereklidir. Sektörün gelişimine olanak sağlayacak lisanslar konusunda gecikmeler yaşanmıştır. Örneğin 3G, ve Wimax lisansları.
Kağıt üzerindeki serbestleşme ile fiili serbestleşmenin örtüşmediği alanlar mevcuttur; örneğin Yerel Ağın Paylaşıma Açılması (YAPA) ve kablo hizmetleri alanlarında etkin rekabetin tesisi şarttır.
Geliştirilmesi gereken pazarlar vardır; toptan genişbant ve kiralık hat pazarlarında iyileştirmeler yapılması gereklidir.
Mobil sektörde tarifeler, sonlandırma ücretleri ve spektrum politikası konusunda boşluklar vardır;

Mobil çağrı sonlandırma ücretleri hususunda asimetrik tutum konusu çözülmelidir.
Mobil perakende tarifeler konusu incelenmelidir; bu alandaki düzenlemelerin ve uygulamaların AB mevzuatıyla uyumu önem arzetmektedir.
Spektrum politikası özellikle 3G telekomünikasyon uygulamaları için gözden geçirilmelidir.
Düzenleyici Kurum’un daha şeffaf ve özerk olması gerekliliği belirtilmektedir. Rekabet Kurumu ile Telekomünikasyon Kurumu’nun işbirliği, sektörün sağlıklı büyüyebilmesi ve etkin rekabetin tesis edilebilmesi açısından arttırılmalıdır.

Devletin, sektöre yönelik gecikmiş görevlerini yerine getirmesi önem arzetmektedir;

Özellikle mobil pazarda % 60 lara varan vergi yükü problemi çözülmelidir.
Elektronik Haberleşme Yasası, AB mevzuatıyla uyum sağlayacak şekilde bir an önce çıkarılmalıdır.
Evrensel Hizmet konusunda şeffalık ve finansman modellemesi belirlenmelidir.
Ayrı pazarların yakınsama sonrası durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Geçiş Hakları konusunda tam bir belirsizlik durumu mevcuttur. Devlet kurumları, geçiş hakkını bir para kazanma aracı olarak kullanmaktadır.