BTK’da Karmaşık Atamalar Dönemi

Kurulun 2.başkanı olarak 19 ekimde atanan Ayhan Beydoğan’ın, Kurul başkanı Tayfun Acarer’in seyahatte olduğu dönemlerde aldığı vekaleti, parça parça, yaklaşık 10 kişilik atamalar yapmak için kullandığı konuşuluyor.

Telekomünikasyon sektörünü düzenlemek ve serbestleşmeyi, yani ilgili piyasayı şekillendirmek amacıyla 2000 yılında kurulan BTK’nın içinde son dönemde karmaşa artmış gözüküyor. Özerk olması gereken kurumun, siyasetin gölgesinde kaldığı izlenimi her dönemde daha fazla düşünülüyor.

1-2 yıldır BTK içinde fazla karmaşa hissedilmiyordu. Ancak bu sene başında, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)tarafından mart ayında yayınlanan (şubat tarihli), 115 madde içeren[1] ve her maddesinde BTK’yı eleştiren raporla konuşulmaya başlanan iç karmaşanın, ekim ayında 2.başkan seçilen Ayhan Beydoğan’ın[2], Kurum Başkanı Tayfun Acarer’in son 2 ayda yurtdışına yaptığı seyahatler sırasında, vekaleten yönetimde olduğu dönemlerde, parça parça ama toplamda 30 kişiye yakın atama yapmasıyla daha çok konuşulur hale geldi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), eski adıyla Telekomünikasyon Kurumu (TK), 2000 yılında Fatih Yurdal başkanlığında kurulduğunda, içindeki pozisyonlar Telsiz Genel Müdürlüğü ve kimi Türk Telekom elemanları tarafından doldurulmuştu. Dönemin hükümetindeki görev paylaşımında Ulaştırma Bakanlığı MHP’nin yönetiminde olduğu için de, görev alanlar genellikle bu görüşe yakın kişilerdi.

2002 sonunda iktidarın el değiştirilmesi sonrasında, yönetimin de yeniden şekillenmesi beklendi. Ulaştırma Bakanlığı’na Binali Yıldırım’ın atanmasıyla birlikte, bazı değişiklikler olmakla birlikte, ilk yıllarda ana yapı korundu. Çünkü telekomünikasyon piyasası ve düzenlenmesi (regülasyon) sonuçta uzmanlık isteyen bir alandır.

Ancak o günlerden bugüne, kurul üyelerinin atanması sırasında “uzmanlık” kavramına, çok da dikkat gösterildiği söylenemez. Kurul üyelerinin farklı farklı yapılarca önerilmesi gerekirken, bu yapılmadı ya da “mış” gibi yapıldı. Örneğin “tüketiciyi” temsil eden üyeliğin, tüketici yapılarınca atanması gerekirken, üstelik tüketici dernekleri de bu konuda talep yaparken, son 10 yılda uygulama tam tersi oldu. Aynı şekilde telekomünikasyon sektör temsilciği için de, özellikle alternatif telekom firmalarına hiç sorulmadığı ya da usulen sorulduğu eleştirileri yapılıyor. Bu pozisyonlar, kuruluştaki amacın ve tanımlamanın aksine, hep iktidar tarafından atama ile dolduruldu.

Atamaların bazılarında iktidar mensuplarına akrabalık ilişkisi olması da dikkat çekti. Nitekim 2004’den beri kurul üyesi bulunan ve 19 ekimde 2.başkanlığa atanan Beydoğan da, sektörde akrabalık ilişkileri ile de konuşulan bir kişi oldu.

MHP döneminde atanan Beydoğan, BTK içinde, Telekomünikasyon Kurumu Sektörel Rekabet ve Tüketici Hakları Dairesi Başkanı olarak görev yapmakta iken, Kurulun 2004’de boşalan Telsiz Hizmetleri Temsilciliğine atandı. 5 yıllık görev süresinin dolduğu 2009 yılında, BTK Kurulu’na 2. kez atandı. Bu atamayla da iki kez atanan ilk Kurul üyesi oldu.

İktidarın konuşulan içi çekişmeleri, BTK’ya da Yansıyor

İktidarda, Başbakan Tayyip Erdoğan ekibi ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında çekişme olduğu zaman zaman gazetelerin siyaset sutunlarına çeşitli nedenler ya da şekillerde yansıyor. turk.internet.com siyasetle ilgilenen bir portal olmadığı için bunları yayınlamıyoruz ama BTK’ya yansıması durumunda, tabi ki bizim de ilgimizi çekiyor.

Telekomünikasyon sektörüne yansıyan çekişmenin temelinde Türk Telekom olduğu en çok konuşulan hususlar arasında. Türk Telekom’un ve sektörün diğer firmalarının kaderini elinde tutan BTK’ya da yansımaları hep tartışılıyor.

Mevcut BTK kurulu 7 kişiden müteşekkil durumda. Başkan Tayfun Acarer dışında, daha önce 2.başkanlığı yürüten ve Telekomünikasyon Hizmetleri Temsilcisi olan Galip Zerey, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından atanmış kişiler olarak tanımlanıyor. Gerek Acarer’in, gerekse Zerey’in ikinci defa atanmaları biraz zaman alınca da bunlar enine boyuna konuşulmuştu.

Geri kalan 5 üye ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakın kişiler olarak görülüyor. Bunlar, 19 ekimden bu yana 2.başkan ve Telsiz Hizmetleri Temsilcisi olan Ayhan Beydoğan, Tüketici Temsilcisi İhsan Kulalı, diğer Telekomünikasyon Hizmetleri Temsilcisi Mehmet Selçuk Nursoy, Telekomünikasyon Sektörü Temsilcileri Yaşar Gök ve Musa Şahin.

BTK’nın kuruluşunda kurul üye sayısı 4 Üye + 1 Başkan iken, 2 sene önce 6 Üye + 1 Başkan şekilde revize edildiğini de hatırlatalım.

Acarer’in 2ci defa seçimi sırasında, çekişmelerin bir işareti olarak mart ayında yayınlanan DDK raporu[1] gösterilmişti. Raporun tam da, 5 yıllık süresini dolduran Tayfun Acarer’in yerine yeni bir başkan ataması yapılacağı dönemde ortaya çıkması ve 115 maddeye varan eleştiriler, karşı tarafın, Acarer’in yeniden başkanlığa seçilmesinin engellenmeye çalışıldığı şeklinde yorumlanmıştı.

Ancak Acarer, BTK’nın son 10 yılda başarılı bir serbestleşme yaratmayı başaramamasına karşın, sektörde olumlu izlenim yaratan bir kişi olarak görülüyor. Yine de, Beydoğan’ın son 2 aydır, Acarer’in seyahatleri sırasındaki vekaleten yönetimi dönemlerinde, 10 kişilik gruplar halinde yaptığı atamaların, Acarer’in bilgisi dışında olamayacağı, zaten onaylamasa, bu atamaları durdurabileceği belirtiliyor.

Dolayısıyla da, Acarer’in 2.ci defa seçiminde bazı pazarlıklar mı oldu sorusu dillerde..

Erdoğan ve Gül ekiplerinin, yönetimde sürekli uzlaşmacı yaklaşım gösterdikleri hususu, BTK konusunda da kendini gösteriyor deniliyor.

Biz, BTK’nın kendi içinde huzursuzluğun yükselmekte olduğunu belirtelim. Hem atamaların belagata ve uzmanlığa uygun yapılmayışının düşünülmesi, hem de “yangından mal kaçırır” şeklinde yapılıyor izlenimi, kurum içinde bir hayli tartışılıyor. Görüştüğümüz bazı BTK mensupları şöyle diyor :

Atamalara bakarsanız, ne uzmanlığa, ne de mesleğe bakılmadığını görüyorsunuz. Bu BTK’nın verimsiz olmasına neden olacak. Üstelik “acaba sıra bana mı geldi?” diye sormaktan, insanların bazıları çalışamıyor, kendisini işe veremiyor.

Bu arada DDK raporu sonrasında Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun ilgili konuda yaptığı inceleme sonucunda, kurul üyelerinin hepsinin uyarı aldıkları duyumu aldığımızı da belirtelim.

BTK Başarılı mı?

Bu konuda sözü bizden önce Cumhurbaşkanlığı DDK[1] söylemiş durumda. Bir başka yazımızda bunları birlikte inceleyeceğiz ama “görünen köy kılavuz istemez”. Son 10 yılın sonuçlarına, diğer firmaların pazar paylarına, hala önü gerektiğince açık olmayan yalın ADSL, sabit numara taşınabilirliği vs gibi konulara bakıldığında, Türk Telekom’un halen korunmakta olduğunu düşüncesi herkesin beyninde.

Özetle, şekil olarak bakıldığında, kendi gelir kaynakları (telekom firmalarından ciro’nun belli yüzdesi ve lisans ücretleri şeklinde aldığı ücretler) ile “özerk” bir kurum olan BTK, son 10 yılda hemen hemen her konuda düzenleme yaptı, gereken yönetmelikleri yayınladı ama uygulamada engellerin önünü açmadı ya da açamadı.

BTK yeri geldiğinde “450 firma lisans aldı, 500 firma bilmemne oldu” diyor ama sonuca yani pazara bakalım; pazarda kaç firma var, lisans alanların kaçı halen aktif?