Evrensel Hizmet Fonundaki 140 Milyon YTL Sahibini Bekliyor

Türk Telekom’un özelleştirilmesi sonrası, daha önce devlet tarafından verilen kamu yararına hizmetler özel girişimciler tarafından verilecek. ‘Evrensel Hizmet’ adı altında gerçekleşecek yatırımlar konusunda sektör temsilcilerinin görüşlerini aldık.

Devletin vermek zorunda olduğu telekomünikasyon hizmeti, özelleştirilmeden önce Türk Telekom eliyle sağlanıyordu. Özellikle maliyetin yüksek olduğu bölgelere telekom hizmeti, TBMM’de kabul edilerek 16 Haziran 2005 tarihinde resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Evrensel Hizmetin Sağlanması hakkındaki kanun ile oluşturulan evrensel hizmet fonundan yararlanılarak sağlanacak. Telekomünikasyon Başkanı Tayfun Acarer, fon için Hazine’ye aktarılan paranın 140 milyon YTL olduğunu açıkladı.

Türk Telekom’un özelleştirilmesi sonrası, daha önce devlet tarafından verilen kamu yararına hizmetler özel girişimciler tarafından verilecek. ‘Evrensel Hizmet’ adı altında gerçekleşecek yatırımlar konusunda sektör temsilcilerinin görüşlerini aldık.

Telekomünikasyon sektörü oyuncularının serbestleşme yönündeki beklentilerinin bu sene yerine gelmesi, bir anlamda Türk Telekom’un özelleştirmesine bağlanıyordu. Devletin telekomünikasyon sektöründeki egemenliğinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan bir başka soru ise, bu zamana kadar Türk Telekom’un gerçekleştirdiği, kırsal alanlara ve hizmet maliyetinin yüksek olduğu alanlara yönelik kamu yararına yapılan yatırımların özel sektör tarafından nasıl gerçekleştireceği idi. Bu kapsamda “kamu yararına hizmet” yerine “evrensel hizmet” kavramı geliştirildi.

ABD, AB üyeleri gibi gelişmiş ve liberalleşmiş telekom sektörlerine sahip ülkelerde uygulanan bu kavram, 16 Haziran 2005 tarihinde Resmi Gazete’de “Evrensel Hizmetin sağlanması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun” başlığı altında yayınlanarak resmen yürürlüğe girdi. 5369 sayılı bu yasada Evrensel Hizmet şu şekilde tanımlanıyor:

“Coğrafi konumlarından bağımsız olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde herkes tarafından erişilebilir, önceden belirlenmiş kalitede ve herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında asgari standartlarda sunulacak olan, temel internet erişimi de dahil elektronik haberleşme hizmetler..”

Avrupa Komisyonu Evrensel Hizmeti, tanımlanmış ve belli bir kalitedeki hizmete, tüm kullanıcıların, AB içinde her yerde ve fert başına düşen ulusal gelir ölçü alındığında karşılanabilir ücretler ile erişmesine izin veren telekomünikasyon hizmetleri olanağı olarak tanımlıyor. Evrensel hizmetin maliyeti, evrensel hizmet yükümlülüklerinin maliyetini karşılamaya yönelik katkıları toplamak ve bu tür yükümlülükleri yerine getiren şebeke işleticilerini desteklemek üzere özel düzenlemeler ile oluşturulan fonlardan karşılanıyor. Bu fonların yönetimi ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde bağımsız kurulların çok sıkı denetimleri altında gerçekleşiyor.

Bahsi geçen 5369 sayılı yasada evrensel hizmetten Türkiye Cumhuriyeti sınırları içersinde yaşayan, bölge ve yaşadığı yer ayrım etmeksizin herkesin yararlanması güvence altına alınıyor. Hizmetin tutarı, kişi başı gelir göz önünde tutularak makul seviyelerde sunulması gerekirken, düşük gelirli, özürlü ve sosyal desteğe ihtiyacı olan vatandaşların bu hizmetlerden öncelikli olarak yararlanacağı belirtiliyor.

Evrensel Hizmet’in sağlanmasına ilişkin kanunda Evrensel Hizmetin kapsamı, sabit ve ankesörlü telefon, basılı veya elektronik telefon rehber hizmetleri, acil yardım çağrıları, temel İnternet hizmetleri ile deniz yoluyla ulaşılabilen alanlara denizlerde tehlike ile emniyete ilişkin haberleşmenin sağlanmasını içeriyor. Türk Telekom altyapısının ülkenin hemen hemen bütününde sabit telefon hizmetlerini kapsadığını göz önünde tutarsak, evrensel hizmetin daha çok İnternet ve İnternet üzerinden verilen katma değerli hizmetler için önem taşıdığını söyleyebiliriz.Kablosuz yerel ağ, akıllı telefon kartları, uydu telefonları gibi hizmetlerin kırsal alanlara götürülmesi Türk Telekom’un değil, evrensel hizmet kapsamında özel girişimcilerin işi.

Evrensel Hizmet’in maliyeti, bu yöntemi uygulayan diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de, bu iş için oluşturulan “evrensel hizmet fonu” tarafından karşılanacak. 5369 sayılı yasada açık bir şekilde belirtildiği gibi, bu fon işletmecilerden alınan belli oranlardaki kesintilerden oluşturuluyor. Örneğin GSM işletmecileri dışındaki işletmeciler ve Türk Telekom, yıllık net satış hasılatının yüzde1’ini izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar fona ödemesi gerekirken, GSM işletmecilerinin Hazine’ye ödeyecekleri payın yüzde10’luk kısmını fona devretmesi gerekiyor. Ayrıca Telekomünikasyon Kurumu, tahsil ettiği cezaların yüzde 20’si ile, her yıl giderlerini karşıladıktan sonra bütçesinde kalan miktarın yüzde 20’sini fona devretmek durumunda.

Evrensel Hizmet Fonu’nda toplanan bu para, Ulaştırma Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu gibi kurumların açacakları ihaleler sonucunda özel şirketlerin vereceği evrensel hizmetler için kullanılacak. Yeni teknolojileri kırsal alanlara götürmek ve buralarda yatırımlar yapmak için özel sektör girişimcileri bu yönde devletin atacağı adımları bekliyor. Özellikle kablosuz geniş bant teknolojileri, kablolama maliyeti yüksek olan, ülkenin kişi başına düşen gelir bakımından düşük doğu illerinde İnternet ve diğer hizmetleri götürmek için önemli bir alternatif olarak görülüyor. Yozgat’ta Türk Telekom tarafından denemeleri devam eden Wimax bu teknolojilerden en popüler olanı. Özel girişimciler de benzer hizmetleri verebilmek için lisanslamanın bir an önce gerçekleşmesini bekliyor.

Rıdvan Uğurlu Rıdvan Uğurlu: “Evrensel hizmet vermek isteyen işletmeciler olacaktır”

Konu hakkındaki görüşlerini soruğumuz Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği TELKODER Genel Sekreteri Rıdvan Uğurlu, evrensel hizmetleri verebilmek için özel işletmecilerin Ulaştırma Bakanlığı’nın açacağı ihaleleri beklediğini söylüyor. Uğurlu, evrensel hizmet fonunda toplanan paranın evrensel hizmet doğrultusunda kullanılması gerektiğini, açılacak ihale kapsamında özel sektörden pek çok istekli çıkacağını vurguluyor.

Türk Telekom’un Wimax denemeleri ve diğer işletmecilerin yeni teknolojileri ne kadar kullanmaya istekli olup olmadıkları yönündeki sorumuza Uğurlu şu şekilde cevap verdi: “Yozgat’ta Türk Telekom TK’dan aldığı ‘Deneme İzini’ kapsamında Wimax konusunda çalışma yapıyor. Bildiğim kadarı ile başka işletmeciler başka yerlerde de deneme izini ile benzer çalışmalar yapıyorlar. Wimax hizmetinin verilebilmesi, TK’nın bu konuda lisanslama yapması ile mümkün olabilecek.”

Savaş ÜnsalSavaş Ünsal: “Biz istekliyiz, devlet önümüzdeki engelleri kaldırmalı”

Evrensel Hizmet hakkında görüşlerine başvurduğumuz sektör temsilcilerinden Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal, devletin ve kurumlarının özel girişimcilerin önündeki engelleri kaldırmamasından şikayetçi. Devletten herhangi bir teşvik beklemediklerini söyleyen Ünsal “Bizi engellemesinler yeter” diyor.

Superonline’ın Türk Telekom’dan sonra ADSL portu dağıtan tek şirket olduğunu söyleyen Ünsal, bu portların yüzde30’unu kırsal alanlara satmak durumunda olduklarını, Şemdinli’ye bile ADSL satmaya çalıştıklarını belirtti. Bu konudan şikayetçi olmadıklarını, ama önlerindeki bürokratik engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Savaş Ünsal, kırsal alanlara yatırımların belirli bir plan ve program kapsamında gerçekleştirilmesinin önemine değindi.

Kablosuz iletişimin kırsal alanlara iletişim teknolojilerinin götürülmesiyle olan ilişkisine yönelik sorumuza ise Ünsal, kablosuz teknolojilerin bilgilerin hızlı bir şekilde yayılması için çok önemli olduğunu, Wimax’in 10-30 km’lik alanı kapsayan geniş bant İnternet kapasitesinin bu teknolojiyi çok önemli hale getirdiğini vurguladı. Superonline’ın Wimax Forum’a giren ilk Türk firma olduğunu, Türkiye’de başka firmaların da Wimax denemeleri yaptığını, lisansların dağıtılması halinde Türkiye’nin mevcut potansiyeli ile dünyada lider konumda olan Kore ve ABD’nin önüne geçececeğini belirtti. Webtel, IPTV gibi yeni teknolojilerin yatırımlarını arttırdıklarını belirten Savaş Ünsal, önleri açıldığı takdirde yatırımlarına hız vereceklerini söyledi.

Telekomünikasyon Kurumu’nun lisans dağıtımında geç kalması nedeniyle yatırımların geciktiğini söyleyen Superonline Genel Müdürü Ünsal, Türkiye’nin kalkınmasında en önemli kaynağının bilgi olacağını, bu nedenle bilginin erişiminin önündeki tüm engellerin kalkması gerektiğini vurguladı. Türk Telekom’un özelleşmesinin bu engelleri ortadan kaldırmasını umduğunu belirten Ünsal, “Türk Telekom’un yeni yönetimi şu anda kendi içindeki problemleri çözmekle uğraşıyor. Bu sorunlar çözüldükten sonra, artık bir özel şirket olan Türk Telekom’un yeni yönetiminin bizimle ve diğer özel işletmecilerle oturup sektörün sorunlarını çözmek yolunda adım atacaklarını düşünüyorum” dedi.

Kayhan GürbüzTele.com.tr- Türk Telekom’un özelleşmesi sonrası, kamu yararına yapılacak yatırımlar Özel operatörler tarafından yürütülmek durumunda kalacak. Sizce operatörler bu görevi yürütmek konusunda ne kadar istekli olacaklar?

Kayhan Gürbüz – Tanım itibariyle özel operatörler belli bir altyapı üzerinden hizmet veren, sadece bağlantı değil, aynı zamanda katma değerli hizmetler sunan, temel işlevi servis sağlayıcılığı olan operatörlerdir. Altyapı ortak olabilir, altyapının yeterli olmadığı durumlarda özel operatörler gerekebilecek yatırımları yapabilirler. Bu bağlamda özel operatörler alt yapı tesisi konusunda genelde hep istekli olmuşlardır. Tabii altyapının yeterli olduğu durumlarda uygun iş modeliyle altyapının ortak kullanımı, ülke ekonomisine katkı ve halkın yararına daha hızlı, daha kaliteli, daha ucuz hizmet götürmek adına tercih edilmelidir. Mevcut altyapı varken alternatif yapıların kurulması bazı durumlarda projeyi fizibilite açısından yapılamaz kılabilmektedir.
Geçmişe baktığımıza özel operatörlerin kablonet ve XDSL altyapısının ISS’lere açılması konusunda yoğun girişimleri oldu, ancak ilgili kurumlar tarafından bu konuda sektörün önünü açacak cesur kararlar alınamadı. Bu anlamda sektörün önünü açmak bir yana dursun ISS’lerin PRI gibi önemli maliyetlerinde tarife artışları yapılırken, ilgili kurumun bünyesinde yer alan TTNET’in son kullanıcılarını sunduğu hizmetlerde fiyatların düşürülmesi gibi rekabete aykırı uygulamalar özel operatörlerin bundan sonra atacakları adımlar konusunda bir miktar ürkek davranmalarına yol açtı. Alt yapı yatırımlarının hizmet yatırımlarından çok temel bir farkı var. Hizmet yatırımlarının geri dönüş süreleri azami 2 yıl ve bir kaç yüzbin dolar mertebesinde olurken, alt yapı yatırımları çok daha uzun sürede ve asgari milyon dolarlar mertebelerinde olmakta.
Eskiden genel eğilim altyapının inşa edilerek müşterinin gelmesi şeklinde idi. Günümüzde ise her hizmetin geri dönüş sürelerine bakılmaktadır ve talep olması ve belli bir sürede geri dönüşün olması durumunda yatırım yapılmaktadır. Yapalım nasıl olsa alırlar mantığından talebe göre yatırım yapılması yaklaşımına geçilmiştir. Dolayisiyle sektörün rekabete açılması sürecinde yaşanan sıkıntılar ve telekom sektörünün yükseliş döneminde özellikle 3G gibi alanlarda yapılan hesapsız yatırımları örnek alarak özel operatörler çok daha iyi çalışılmış fizibilite çalışmaları sonucunda yatırım kararı vermekteler. Ancak her alanda olduğu gibi telekom sektöründe de fizibilite sonucuna göre karlı alanlarda yerli/yabancı şirketler tarafından alt yapı yatırımları yapılacağını öngörüyoruz.

Tele.com.tr- Kablolama maliyetinin çok yüksek olduğu Kırsal bölgelerde yürütülecek genişbant kablosuz ağ çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gürbüz- Ülkenin gelişmişlik düzeyinin önemli göstergelerinden biri de kırsal kesime ulaştırılabilen alt yapı düzeyidir. Kırsal bölgelerin en temel problemi altyapı. Bu sadece telekomünikasyon altyapısı değil, yol, su, elektrik tüm alt yapı alanları kapsamakta. Tabii altyapı tek başına yeterli değildir, bu altyapı üzerinden yaşamı kolaylaştıracak katma değerli hizmetleri de sunabilmek gereklidir.
Kablosuz teknolojiler bu açıdan çok önemli bir rol oynamaktadır. Kırsal kesime genişbant kablosuz ağ hizmeti ulaştırmada öncü teknolojilerden olan LMDS/MMDS gibi teknolojilerin yerini, kapsama alanı daha geniş ve sağladığı bant genişliği daha yüksek olan Wimax gibi daha fizibilite açısından uygun teknolojilere bıraktığını görüyoruz. Henüz bu konuda lisanslama çalışmaları tamamlanmadığından kısıtlı sayıda test çalışmaları yapılmakta. Türk Telekom’un Ankara Yozgat arasında 50 km mesafede gerçekleştirdiği Wimax testi bu konudaki en önemli çalışmalardan biri. Doğru kurulacak ve lisanslama yöntemi ve iş modelleriyle bu erişim metodunun önemli bir servis sağlama kabiliyeti sağlayacağını düşünüyoruz.

Tele.com.tr- Uygulanacak yeni teknolojilerin lisanslarının dağıtımı süreci sizce nasıl gerçekleşmeli? Gündemde olan Wimax, CDMA gibi teknolojilerden en yararlı ve ucuz maliyetli olanı sizce hangileri? Bu hizmetler götürülürken kamu yararının gözetileceği konusunda görüşleriniz nelerdir?

Gürbüz- Öncelikle bu alandaki teknolojilerde kullanılan 3.5, 2.5, 5.8 GHz gibi tüm frekanslar lisans kapsamına alınmalıdır. Sabit kablosuz erişim teknolojilerinden LMDS/MMDS teknolojilerinde 3.5 Ghz frekans bandındaki çözümlerin 26 Ghz frekans bandındaki çözümlere göre karşılaştırıldığında fizibilite açısından çok daha uygun olduğunu biliyoruz. Ancak 26 Ghz’in lisans kapsamında olup 3.5 ghz’in lisans kapsamına alınmaması daha baştan sabit kablosuz teknolojilerin yaygınlaşmasının önünü tıkamıştır. Benzer hatanın Wimax’da yapılmamasını temenni ediyoruz. Lisansların ulusal ve bölgesel bazda ve en az 20 yıllık verilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Frekans spektrum yönetimi hususundaki iyileştirme fırsatlarını değerlendiriyor olamamız çok önemlidir.
Wimax ve CDMA teknolojileri karşılaştırıldığında Wimax’ın daha az maliyetli olduğunu görüyoruz. Son kullanıcıya vadettiği hızlar baz alındığında mesafe ile değişmekle birlikte 10-30 Mbps gibi hızlara ulaşılabilmekte, bu bağlamda Wimax’ın CDMA teknolojilerine ciddi rakip olacağını söyleyebiliriz. Kamu yararını gözetmeyen herhangi bir hizmetin pazardan olumlu tepki alıp karlı olması mümkün değildir.

Tele.com.tr- Sizce devlet, operatörleri kırsal alana yatırım yapmaları yönünde yeteri kadar teşvik ediyor mu?

Gürbüz- Bilişim Teknolojileri pazarında Avrupa Birliği 6. Çerçeve Fonları, TİDEP, KOSGEB gibi bir çok yatırım/ARGE teşvik fonları mevcut. Hatta bu fonların yeterince kullanılmadığını biliyoruz. Ancak Telekomünikasyon sektöründe henüz uygulamaya alınmamış Evrensel Hizmet Fonu gibi kaynaklar dışında çok fazla bir yatırım teşviği olduğunu söyleyemeyiz. Üstelik Evrensel Hizmet Fonu’da hizmet veren operatörlerin net karı üzerinden ödedikleri br kaynak. Bu nedenle de tam olarak teşvik olduğu söylenemez. Bu bağlamda düşük enflasyon ortamında yüzde3-5 kar marjları ile çalışılan bir sektörde cironun yüzde1’inin evrensel hizmet için ödenmesinin nispeten yüksek olduğunu söyleyebiliriz Telekom sektörüne özel operatörlerin gerçekleştirecekleri yatırımın ülkemize bilgi toplumu olma yolunda sağlayacığı dolaylı katkılar da değerlendirildiğinde vergi indirimi, uzun vadeli geri ödemesi olan kredi teşviği gibi desteklerinin olması gerektiğini düşünüyoruz.

Tele.com.tr- Kırsal bölgelere götürülecek telekomünikasyon hizmetine ilişkin bedeller evrensel hizmet fonu tarafından karşılanacak. Bu konuda TK veya Ulaştırma Bakanlığı tarafından bilgilendirme yapıldı mı? Bu fonu kullanmak konusunda istekli misiniz?

Gürbüz- Bilindiği üzere Evrensel Hizmet Yasamız yürürlüğe girdi, yasanın yürütmesi ile ilgili Bakanlık yönetmelik taslağını yayınladı ve görüşlerimizi aldı. Şimdi yönetmeliğin sektörel görüşleri de kapsayacak şekilde düzenlenmesi ve yayınlanmasını bekliyoruz. Bu konuda bir kaç konu büyük önem arzediyor;

– Evrensel hizmeti belirli bir bölgede verebilmek için en azından lokal hizmet, numaralandırma ve altyapı ile CaTV ruhsatlamalarına gerek vardır. Ruhsat olmadan hizmet vermek mümkün olamayacağına göre Bakanlık ile TK’nın koordineli olarak ruhsatlamaları yapması gerekli. Ayrıca, daha liberal ruhsatlama politikası içeren Elektronik Haberleşme Kanunun da biran evvel TBMM deki çalışmalarının bitirilerek yürürlüğe girmesi de gerektiği kanaatindeyiz.

– Hiç zaman kaybetmeden Numara Taşınabilirliğinin yürürlüğe sokulması gerekmektedir.

– Yerel ağın paylaşıma açılması da gayet hızlı bir şekilde yürürlüğe sokulmalıdır.

– Muhakkak surette rekabetçi teknolojilerin Evrensel Hizmetin verilebilmesi için kullanılıyor olması da sağlanmalıdır.

– Yukarıda sayılan tüm bu konuların yanısıra, ülkemizdeki alternatif işletmecilerin ve altyapıların da bu tip hizmetleri verebilmeleri için muhakkak surette şeffaf ve rekabete dayalı ihaleler düzenlenmesi suretiyle Evrensel Hizmet fonunun kullandırılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu konuların düzgün bir şekilde işletilmesini temenni ediyoruz, böylece ülkemizde ihtiyaç duyulan bölgelerde kaliteli ve verimli hizmet vermeye talibiz.

Cem ÇelebilerTele.com.tr- Türk Telekom’un özelleşmesi sonrası, kamu yararına yapılacak yatırımlar Özel operatörler tarafından yürütülmek durumunda kalacak. Sizce operatörler bu görevi yürütmek konusunda ne kadar istekli olacaklar?

Cem Çelebiler- Bu soruya cevap verebilmek için öncelikle “kamu yararı”ndan ne anlaşıldığını netleştirmemiz gerekiyor. Bizim telekomünikasyon alanında kamu yararından anladığımız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının daha ucuz ve daha kaliteli telekomünikasyon hizmetlerinden yararlanabilmesidir. İktisat bilimi ve yurtdışındaki uygulamalar göstermektedir ki; bu anlamda bir ülkenin vatandaşlarına (kamuya) en çok yarar sağlayacak model rekabetçi serbest piyasa modelidir.

Meseleye bu çerçeveden bakarsak, telekomünikasyon pazarının yapısını vatandaşlarımız lehine dönüştürecek olan dinamiğin Türk Telekom’un özelleşmesinden ziyade pazarın serbest rekabete açılması olduğunu görebiliriz. Operatörlere eşit rekabet imkanı tanıyan düzenlemelerin hayata geçirilmesi halinde Türk Telekom da dahil olmak üzere bütün operatörlerin yatırımlarını artıracaklarından ve daha ucuz, kaliteli ve yeni hizmetleri vatandaşlarımıza ulaştırmak için yarışacaklarından eminiz.
Ancak serbest pazar şartlarında ticari olarak telekomünikasyon hizmetlerinin sunulmasının mümkün olmadığı bazı kırsal bölgelerimiz olacaktır. Kanun koyucu bu hususu gözönünde bulundurarak “Evrensel Hizmet Yasası”nı yürürlüğe koymuş ve söz konusu vatandaşlarımızın temel telekomünikasyon hizmetlerinden yararlanmasını güvence altına almıştır.

Netice olarak; serbest piyasa şartlarında yatırımların azalması değil artması, fiyatların yükselmesi değil düşmesi, hizmetlerin çeşitlenmesi söz konusu olacaktır. Kamu yararının sağlanıp sağlanamayacağına yönelik endişelerin yersiz olduğunu düşünüyoruz.

Tele.com.tr- Kablolama maliyetinin çok yüksek olduğu kırsal bölgelerde yürütülecek genişbant kablosuz ağ çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çelebiler- Telekomünikasyon Kurumu’ndan aldığımız bilgiye göre Türkiye çapında muhtarlıkların olduğu tüm yerleşim birimlerinde sabit şebeke mevcuttur. Sadece mezra, yayla gibi bazı yerleşim yerlerine sabit şebeke götürülmemiştir. Sabit şebekenin toplam nüfusun yüzde 96’sına ulaştığı ifade edilmektedir. Bunun dışında kalan bölgelere de genellikle radyo-link teknolojisiyle erişilerek telefon hizmeti sunulmaktadır. Bir başka deyişle, genişbantlı hizmetleri sunmak için yeni kablolamaya zaten ihtiyaç duyulmamaktadır.

Öte yandan, alternatif erişim teknolojilerinin oluşması ve ülkemizde kullanılması elbette son derece yararlıdır. Özellikle yeni operatörlerin orta vadede Wimax gibi kablosuz teknolojileri kullanıcılarına erişim amacıyla kullanacaklarını tahmin ediyoruz.

Tele.com.tr- Uygulanacak yeni teknolojilerin lisanslarının dağıtımı süreci sizce nasıl gerçekleşmeli? Gündemde olan Wimax, CDMA gibi teknolojilerden en yararlı ve ucuz maliyetli olanı sizce hangileri? Bu hizmetler götürülürken kamu yararının gözetileceği konusunda görüşleriniz nelerdir?

Çelebiler- Wimax, CDMA gibi yeni teknolojilerin Türkiye’ye girişini desteklemekle beraber, ülkemizin önceliğinin mevcut telekom altyapısının en verimli şekilde kullanılması olduğunu düşünmekteyiz. Genişbantlı İnternet ve bunun üzerinden sunulabilecek yeni nesil telekomünikasyon hizmetlerinin yaygınlaşması için ülkemiz açısından maliyeti en düşük yöntem mevcut altyapının verimli kullanılmasıdır. Bunun için Türk Telekom’un tekelinde olan Erişim Şebekesinin, bedeli karşılığında diğer operatörlerin kulanımına açılması gerekmektedir. “Yerel Ağın Paylaşıma Açılması“ olarak adlandırılan bu düzenlemeye ilişkin işletmeciler ve Telekomünikasyon Kurumu beraber çalışmaktadırlar. Kamu kaynaklarının kullanılmasını gerektirmeyen ve kısa sürede yeni nesil telekomünikasyon hizmetlerinin yaygınlaşmasını sağlayacak olan bu yöntemin kamu yararı açısından en uygun yol olduğunu düşünüyoruz.

Tele.com.tr- Sizce devlet operatörleri kırsal alana yatırım yapmaları yönünde yeteri kadar teşvik ediyor mu?

Çelebiler- Türk Telekom ve GSM operatörlerini hariç tutarsak, Telekomünikasyon Hizmeti yürütmek üzere lisans almış olan şirketler, bazı düzenlemelerin eksikliği ya da uygulanmaması sebebiyle ticari faaliyetlerini yürütmekte zorlanmaktadırlar. Operatörlerin beklentisi devlet teşviki değil, yerleşik operatör olan Türk Telekom ile eşit şartlarda hizmet sunmalarını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesidir.
AB, ABD ve Uzak Doğu’daki gelişmiş ülkelerde var olan düzenlemeler Türkiye’de de hayata geçtiği takdirde, operatörler hem telekomünikasyon hizmetlerinin son derece elzem ve hayatın ayrılmaz parçası olduğu kentsel bölgelere hem de kırsal bölgelere hizmet sunmak üzere yatırım yapmaya hazırdırlar.

Tele.com.tr- Kırsal bölgelere götürülecek telekomünikasyon hizmetine ilişkin bedeller evrensel hizmet fonu tarafından karşılanacak. Bu konuda TK veya Ulaştırma Bakanlığı tarafından bilgilendirme yapıldı mı? Bu fonu kullanmak konusunda istekli misiniz?

Çelebiler- Geçtiğimiz yıl içerisinde yüyürlüğe giren Evrensel Hizmet Yasası, Evrensel Hizmet fonunun yönetimini büyük ölçüde Ulaştırma Bakanlığı’na bırakmıştır. Fonun gelirleri bütün telekomünikasyon işletmecilierinin yıllık satış gelirlerinin 1yüzde’inden oluşmaktadır. (Bugünkü pazar büyüklüğü baz alınırsa yıllık 100 milyon dolardan yüksek bir kaynak).

Kaynağın hangi usullerle kullandırılacağı yasada çok açık belirlenmemiş olup, bu hususta Bakanlığın ek bir bilgilendirmesi de olmamıştır. Fonun proje bazlı olarak ve şeffaf, rekabet şartları oluşmuş ihaleler ile kullandırılması esas olmalı, kamu kaynağının usulsüz kullanımına müsaade edilmemelidir.

Tele.com.tr- Başkanı olduğunuz Tüm İnternet Derneği’nin bu konudaki görüşleri nelerdir? Kırsal alanlara erişim hakkında dernek olarak almış olduğunuz bir karar var mı?

Çelebiler- Tüm İnternet Derneği üyeleri arasında bulunan deneyimli telekom işletmecilerinden bir kısmı kırsal bölgelere hizmet götürmek için istekli olduklarını ifade etmektedirler.

Tele.com.tr- Bunların dışında eklemek istediğiniz görüşleriniz nelerdir?

Çelebiler- UMTH lisansları açıklanır açıklanmaz Türk Telekom şehirlerarası ve milletlerarası aramalarda kendi deyimiyle yüzde80’e varan indirimler duyurdu. Yıllar boyunca neden halkımızın 4-5 kat pahalıya görüşme yaptığı ise belli değil. UMTH operatörleri de şimdi rekabet içinde çok avantajlı tarifelerle şehirlerarası telefon hizmetleri sunuyor. Rekabet sayesinde Sinop’ta yaşayan teyze, oğlunu; Hakkari’de askerliğini yapan genç ise annesini çok daha ucuz arayabiliyor. Rekabet sadece kentliler için faydalı diye bir şey de yok.

Ticari olarak yatırımın verimli olmayan bölümlerinde bizim beklentimiz, evrensel hizmet fonu tarafından şeffaf ihalelerin yapılması. Bu şekilde ilgili yatırımı en verimli ve etkin yapabilen operatör bu yatırımı yapacak, bu alanda yine rekabet olacak. Bu sistemin tekele dayalı eski sistemden daha verimli olacağına inanıyorum.

Sonuç olarak telekomünikasyon sektörünün rekabet ortamında daha hızlı geliştiği ve vatandaşlara daha fazla şeçenek ve yeni çözümler sunduğunu bir gerçek. Elbette rekabetçi ortama geçiş kolay değil ve geçişi iyi koordine etmek gerekli ancak rekabet ile ülkemizin kazançlı çıkacağından kimsenin endişesi olmamalı.