Telekomünikasyon Kurumu ve Telekom Dünyası Dergisi tarafından, ”Genişbant Telsiz Erişim Hizmetlerinin Yetkilendirmesi ve Teknolojik Gelişmeler” konulu bir konferans düzenlendi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, konferansta yaptığı konuşmada, mobil abone sayılarının 4 yılda iki kattan fazla artış gösterdiği ve 50 milyona ulaştığı Türkiye’nin, bu ve benzeri teknolojileri üretenlerin çok iyi bir müşterisi olmakla kalmaması gerektiğini söyledi.
Bakan Yıldırım, ”Bizim, bu teknolojiyi insanımızın kullanımına sunmak boynumuzun borcu. Ayrıca katma değer de oluşturmamız gerekir. Bunun için gerek yerli, gerek yabancı şirketlerin Türkiye’de günü birlik ürün satmak değil, kalıcı ve stratejik işbirliği ile çalışmalarını istiyoruz’ diye konuştu.
3G ile ilgili tartışmalara dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti:”Bazıları 3G’de Türkiye’nin geç kaldığını söylüyor. 3’üncü nesli alanların halini gördük. Ne kadar büyük hayal kırıklıkları yaşadıklarını gördük. Milyarlarca doları derleyip, toplayıp teslim ettiler, sonunda perişan oldular.”
Binali Yıldırım, mobil işletmecilerin frekans problemi bulunduğunu ve bu nedenle sıkışık olduklarını anlayışla karşılayabileceklerini dile getirerek, frekans ihtiyacını gidermek için çalışmaları kararlı ve emin adımlarla sürdürdüklerini, bu konudaki takvimin belli olduğunu ve herhangi bir sıkıntı bulunmadığını söyledi.
2007 yılı içinde mobil işletmeciler için yeni bir frekans tahsisi yapacaklarını ve bunun kararını verdiklerini belirten Yıldırım, yaptıkları çalışmalarda geçmişteki olumsuz tecrübeleri de dikkate aldıklarını ifade etti.
Wimax ile ilgili konuların kendi ihtisas alanlarını aştığını, ancak bunun Türkiye’ye maliyeti ve insanların günlük yaşamına ne kazandıracağı yönüyle ilgilendiklerini, bunun hesabını da yapmak zorunda olduklarını kaydeden Yıldırım, ”Şu anda 3G frekans çalışmaları yapılıyor. Önce 3G frekans tahsisi, sonra da Wimax ile ilgili frekans tahsisi öngörüyoruz. Kimsenin kafası karışmasın. Bakanlık, ortaya koyduğu takvimi uyguluyor” dedi.
Binali Yıldırım, yapılanların sektör ve kamuoyuyla bilgilendirilerek yapıldığını ifade ederken, ”O bakımdan bizden hiçbir zaman sürpriz beklemeyin. Bizde her şey sektörle, kamuoyuyla paylaşılarak yapılmaktadır” dedi.
Bakan Yıldırım, bazı ülkelerin bilgi iletişim teknolojilerine verdiği öneme işaret ederek, 20 OECD ülkesinden 12’sinin bu alanda yapılan AR-GE harcamalarının toplam harcamaların dörtte birini oluşturduğunu, İrlanda, Finlandiya ve Güney Kore’de Gayri Safi Milli Hasıladan (GSMH) ayrılan AR-GE harcamalarının yarısının bilgi iletişim teknolojilerine gittiğini, bu oranın ABD’de yüzde 52, Japonya’da yüzde 33 olduğunu vurguladı.
Bu durumun Türkiye’de gelişen ülkelerdeki kadar iyi olmadığına ve 2 yıl öncesine kadar genel bütçede AR-GE için bir fasıl bile bulunmadığına dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti:”Güney Kore, toplam ihracatının yüzde 28’ini bilgi iletişim teknolojilerinden kazanıyor. Yani bizden kazanıyor. Kazansın, kimse bir şey demiyor ama bizim de iyi müşterimiz olsun. Büyük oyunculara sesleniyorum; burada AR-GE’lerini geliştirsinler, yazılım ve donanımlarını geliştirsinler, katma değerli büyük ürünler ortaya koysunlar. Böyle yaparlarsa başımız üstünde yeri var. Buraya misafir olarak gelmesinler, kalıcı olarak gelsinler.
Bu işe biz kafayı taktık. Bu konuda Türkiye’yi zıplatacağız. Bunun yolunu da açtık. Açılan bu yollarda standartları iyileştireceğiz, ondan sonra size yürüyün diyeceğiz, siz de yürüyeceksiniz.”
Binali Yıldırım, Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde sessiz ama kararlı adımlarla ilerlediğini vurgulayarak, bu konuda dünyanın önde gelen kuruluşların, stratejik öncelikli ülke olarak Türkiye’ye kendi programlarında yer verdiklerini söyledi.
Yıldırım, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Genel Kurulunun bu yıl Antalya’da düzenleneceğini, 6-24 Kasım tarihleri arasında yaklaşık 3 hafta sürecek konferans ile Türkiye’deki sektörün dünyada bir kez daha çok konuşulacağını belirtti.
Yabancı şirketlerin Türkiye’deki telekomünikasyon sektörüne gösterdiği ilgiye işaret eden Yıldırım, Türk Telekom’un özelleştirilmesinde gösterilen başarıyı vurgulayarak, ”Bu yabancılar ülkenin potansiyelini gördükleri için geliyorlar. Kimsenin havaya, sokağa atacak parası yok. Artık para kazanmak çok zor” dedi.
Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, Türkiye’nin telekomünikasyon sektöründe yerli mülkiyet faaliyetlerinin artarak süreceğini ifade etti.
Telekomünikasyon sektörünün lokomotifi konumunda bulunan 4 büyük operatöre büyük sorumluluklar düştüğüne dikkati çeken Acarer, ”Bu firmalarımızın Türkiye’deki telekomünikasyon sektöründeki gelişmeye, yerli firmalara verecekleri destek ile katkı sağlamalarını istiyorum. Çünkü tüm şirketlerin, içinde bulundukları topluma karşı sosyal sorumluluk ve görevleri vardır” diye konuştu.
Tayfun Acarer, sektördeki 4 büyük operatörün kullandıkları sistemlere ilişkin gerek yazılım ve donanım, gerekse bakım işlevlerinde azami ölçüde Türk firmalarını kullanmalarını istediklerini vurguladı.
Türkiye’de hala toplam kullanıcı sayısı 50 milyona yaklaşan GSM sisteminin, faaliyete geçtiği 10 yılı aşkın süredir ülkeye çok az katma değer sağladığını ifade eden Acarer, şöyle devam etti:”Bunun sonucu Türkiye, 2’inci nesilde sadece kullanıcı konumunda kalmıştır. 3’üncü nesil ve geniş bant sistemlerinin tesisinde, GSM’de yaşanan bu olumsuz gelişmeyi kabul etmeyeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. GSM sisteminde yaşadığımız kapsama alanı ve hizmet kalitesi ile ilgili sorunları, 3’üncü nesil ve geniş bant sistemlerinde de yaşanmasını istemiyoruz.
Unutmayın, hangi konumda olursak olalım sahip olduğumuz unvanlar sanaldır. Yarın bulunduğumuz konumlardan ayrıldığımızda, ülke için kendi yetkimiz içinde bir pişmanlık duymamızı istemiyorum. Arkadaşlar, dünü eleştirmeyi bırakalım. Çünkü bugün, yarın için dündür. Bugün, mevcut imkanları değerlendirme ve bu ülkeye hizmet etme günüdür.”
Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany ise, Wimax konusunda Türk Telekom olarak ellerinden gelen desteği vereceklerini ifade ederek, ”Küçük ya da büyük operatörler için bunun tabii ki zorlukları var. Ne tür Wimax lisansı ülke için uygun? Rekabeti körükler? Hak ve yükümlülükleri doğru bir şekilde orantılar? Biz bu konuda doğru kararın verilmesi için elimizden geleni yapacağız” dedi.
KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Salih Usar da, iletişim alanında önlerine büyük hedefler koyduklarını ifade ederek, bu doğrultuda Türk hükümeti ve gerekli kurumlarla işbirliğini sürdürdüklerini söyledi.
Azerbaycan Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Ali Abbasov ise, sürekli bir ekonomik büyümeyi sağlayabilmek için ülkede iletişim teknolojilerine önem verdiklerini belirterek, yeni teknolojilerdeki gelişme karşısında altyapılarının yetersiz kaldığını, bu alandaki yatırım potansiyelinin geniş olduğunu ve Türk işadamlarını Azerbaycan’daki bu fırsatları değerlendirmeye davet ettiğini vurguladı.
Konferansta Binali Yıldırım ile Azerbaycan Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Ali Abbasov arasında, elektronik imza konusunda Türkiye’nin Azerbaycan’a vereceği desteğe ilişkin bir anlaşma da imzalandı.