İletişimde Tam Serbestleşmeye Doğru – Prof.Dr. Aydın Ayaydın

Telekomünikas-yon hizmetlerinde çeşitlemeyi sağlayacak düzenlemeler arasında yer alan kablo şirketlerine ruhsat verilmesi ile ilgili mevzuat düzenlemesi 6 Aralık 2005 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Telekomünikasyon Kurumu (TK) “Kablo Platform Hizmeti İşletmeciliği” ismi ile 2. tip telekomünikasyon ruhsatı vermek için tüm çalışmaları tamamladı. Halen Türksat A.Ş. ile gelir paylaşımı esasına göre hizmet veren firmalar da dahil sektörde faaliyet göstermek isteyen girişimcilerin Telekomünikasyon Kurumu’na ruhsat almak için başvuruları başladı. Kablo Platform Hizmeti yurdumuzdaki bakır şebeke tekelini kısa zamanda fiilen sona erdirebilecek, serbest rekabeti sağlayacak bir hizmettir.

Kablo platform hizmeti
Telekomünikasyon Kurumu’nun (TK) 2005 yılında tamamladığı yetkilendirme çalışmaları içinde altyapı işletmeciliği ile birlikte Kablo Platform Hizmeti İşletmeciliği yetkilendirmesi, serbest rekabete giden yolda çok önemli bir aşamadır. Bu nedenle halen gelir paylaşımı esasına göre hizmet veren kablo şirketleri ruhsat aldıkları anda, sektörde gerçek serbestleşme başlamış olacaktır. Zira mevcut, geniş bantlı, fiber/koaksiyel kablo şebekesi serbest telekomünikasyon hizmeti sunan şirketlerin kullanımına açılacak ve tüketicilere sağlanacak hizmet çeşitlemesi ile bakırlı sabit şebekede fiili tekel de sona erecektir.

Hazine’ye ek gelir sağlanır
Bu düzenleme ile, kablo ruhsatlarının verilmesi için beklemeyi gerektirecek hukuki ve mevzuati engeller ortadan kalkmış olacak. Artık, ruhsatların verilmesinde gecikilen her gün, serbest sektörün ve serbest sektör sayesinde daha ucuza yaygın ve kaliteli telekomünikasyon hizmeti alabilme olanağına kavuşacak olan tüketicinin zararına işleyecek.
Kablo şebekelerinin üçte ikisinden fazla olan bir bölümü TMSF ve TÜRKSAT kontrolündedir. TMSF görevi gereği bu şirketlerdeki hisselerini en uygun bedelle satarak sektörden çıkma arzusunda. Kablo ruhsatı alındıktan sonra TMSF, kontrolündeki kablo şirketlerini, uluslararası ihale ile, altı ay içinde çok iyi bedelle satıp Telsim satışında olduğu gibi, devlet hazinesine önemli gelir sağlayacaktır. TÜRKSAT’ın kontrolündeki şebekenin ise, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca kısa süre içinde satılması sağlanmalıdır. Bu satış ve özelleştirmelerden Hazine’nin 1 milyar doların üzerinde gelir elde etmesi bekleniyor.

Türkiye’nin büyük avantajı
Bugün itibariyle ortaya çıkan resim şudur: Bir yanda sabit hat tekelini sona erdirerek, serbest rekabeti sağlayan tüketici menfaatini kollamak, buna ek olarak TMSF ve TÜRKSAT kontrolündeki kablo telekomünikasyon şirketleri satılarak devlet hazinesine sağlanacak gelirin boyutu. Öte yandan, bugünkü rekabetsiz durumdan memnun olan ve bu durumu mümkün olduğunca geciktirmekte yarar sağlayan özel tekelin geciktirmeye yönelik tavırları.
Bir çok ülkenin aksine Türkiye, mevcut kablo şebekesinin büyüklüğü ile altyapı rekabetinin çok kısa sürede sağlanabilmesi açısından çok şanslı bir konumda. Mevcut kablo şebekesi iki buçuk milyon adrese ulaşmakta ve ülkenin ekonomik gelirinin yüzde sekseninin üretildiği bölgeleri kapsamaktadır. Bu büyük potansiyelin harekete geçirilmesi ve telekomünikasyon alanında gerçek rekabetin sağlanabilmesi için kablo lisanslarının verilmesi yeterli olacaktır.
Bunun için gerekli olan mevzuat TK tarafından tamamlanmış durumdadır. Bundan böyle, kablo hizmetlerinden telekomünikasyon hizmetlerinin tüketicilere ucuz maliyetli ve rekabet ortamında sağlanması için Telekomünikasyon Kurumu’nun artık düğmeye basması yeterli olacaktır.