Kablo Firmaları Türksat’ı Açıklamaya Çağırıyor

Kablo firmaları nisan ayından bu yana sorun yaşamaya devam ediyor. Lisans almaları ile başlayan süreçte, firmaların bugüne kadar yaptıkları altyapıya el koyan Türksat ile firmalar arasında “mülkiyet” kavgası sürüyor. Kullanıcıların sıkıntılar yaşadığı bu durum için kablo firmaları 2.bir açıklama yaptılar

1,3 milyon kablo TV ve 30.000 kadar kablo internet kullanıcılarını etkileyen kablo şebekesi anlaşmazlığı 5.ayını doldururken, konu hala uzlaşmazlık halinde..

TK yetkililerinin açıklama yapmaktan özenle kaçındığı, devletin 2 farklı kolunu yani TMSF yetkilileri ile Türksat yetkililerini karşı karşıya getiren durum hala sürüyor.

Bir tarafta, gelir paylaşımlı model anlaşması yaparak, 9 yıldan bu yana yatırım yapan kablo firmaları, diğer tarafta bu altyapının anlaşmaların feshi durumunda devlete geçeceğini, lisans almanın da bir anlaşma feshi olduğunu iddia eden Türksat yetkilileri. Her 2 taraf da ilginç açıklamalar yapıyor. Ancak kablo firmaları Türksat’ın açıklamalarının bir kısmının yanıltıcı olduğu iddiasındalar. İşte kablo firmalarının en son açıklaması şu şekilde;

Kablo Platform Hizmetleri işletmeciliği ruhsatını almış Firmalar olarak,
Türksat A.Ş. tarafından kamuoyuna çeşitli vesilelerle sunulan açıklamalar karşısında, kamuoyunda yanlış anlamaları önlemek amacıyla aşağıdaki hususların duyurulması ihtiyacı doğmuştur.

Türksat A.Ş. tarafından firmalara uzlaştırma önerisi yapıldığı asılsızdır.

Firmalarımız tarafından yapılan her türlü yazılı ve sözlü esnek uzlaşma talebi Türksat A.Ş. tarafından reddedilmiştir. Türksat A.Ş. sadece, firmalarımızın yaptıkları yatırımları hiçe sayarak firmalarımızı sıradan taşeron statüsüne sokan bir teklifi sözlü olarak iletmiştir.

Telekomünikasyon Kurumu aracılığıyla firmalarımızca talep edilen uzlaştırma ve müdahale taleplerimize Türksat A.Ş.tarafından olumlu yanıt verilmemiştir.

Türksat A.Ş. tarafından müşteri memnuniyetsizliği sebebiyle kablo şebekelerine müdahale edildiği beyanı doğru değildir.

Bugüne kadar müşteri memnuniyeti ile ilgili her türlü çaba firmalarımız tarafından gösterilmiştir. Tersine, Türksat A.Ş. tarafından kablo şebekelerimize kanaatimizce yeterli deneyim, bilgi ve ekipmanı bulunmayan bazı taşeronların alelacele sokulması, hangi tarafın müşteri memnuniyetine karşı ne kadar duyarlı olduğunu daha iyi göstermiştir.

Türksat A.Ş.’nin şebekelere girmesinin, müşteri memnuniyetini sağlamak değil, hukuksuz bir şekilde özel mülkiyeti gasp etmek amacından kaynaklandığı kanaatindeyiz.

Firmaların yatırım yapmaktan kaçındıkları yanlıştır.

Firmalar, verilen hizmetler kapsamındaki her türlü yatırımı 1997 yılından beri yapmışlardır. Öte yandan Türksat A.Ş. tarafından dijital yayıncılığa geçiş ile ilgili yapılan beyanlara konu yatırımların önemli bir kısmı, 2000 yılından itibaren Firmalarımız tarafından yapılmıştır. Firmalarımız tarafından dijital yayıncılığa yönelik yapılmış olan bu yatırımlar, maalesef kablo sektörünün serbestleşmesindeki gecikmeler ve aksaklıklar yüzünden atıl olarak durmaktadır.

24 Nisan 2006 tarihinde aldığımız Kablo Platform Hizmetleri Ruhsatları sonrasında Türksat A.Ş. ile Firmalarımız arasındaki sözleşmelerin kendiliğinden sona ermesi sebebiyle Türksat A.Ş. tarafından ödeme yapılmayacağının açıklanması yanlıştır.

Firmalarımız, Kablo Platform Hizmetleri Ruhsatlarını aldıkları 24 Nisan 2006 tarihinden sonra da, eskiden olduğu gibi müşteri memnuniyetinin sürekliliği çerçevesinde Türksat A.Ş. sisteminde gözüken on binlerce iş emrini ve 126 servisine ulaşan arızaların giderilmesini gerçekleştirmiş, abonelere yönelik her türlü hizmeti eksiksiz yerine getirmiş ve bu konuda Türksat A.Ş.’yi bilgilendirmiştir.

Tüm bunlara rağmen Türksat A.Ş. kanımızca kasıtlı olarak Firmalarımızı mali çıkmaza sokmak amacıyla hak edilen bedelleri ödememiş, bu durumu Firmalar tarafından şebekelerde yapılmış yatırımların bedelsiz olarak Türksat A.Ş.’ye bırakılması için koz olarak kullanmıştır. Türksat A.Ş. bu tutumuyla, verdiğimiz hizmetlerin karşılığını ödemeyerek sebepsiz zenginleşmiştir.

Bir malın menfaatinden veya bir şahsın hizmetinden bedava istifade etmek hukuk dilinde Angarya olarak tanımlanmakta ve Anayasamızın 42/2 maddesi Angarya’yı yasaklamaktadır. Türksat A.Ş. bu anlamda yasaları çiğnemektedir.

Türksat A.Ş. tarafından ülke genelinde yakın zamanda dijital yayıncılığa geçileceği beyanı kanımızca yanlıştır.
Geçmiş ve halen davası mahkemelerde devam etmekte olan sözleşmelerde şebekelerde her türlü dijital yatırımın Firmalarca yapılacağı ve Türksat A.Ş.’nin hiçbir yatırıma katılmayacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Geçmiş dijital yatırımların da Firmalarca yapıldığı göz önüne alınırsa, Türksat A.Ş.’nin dijital yayıncılığa (geçmişte Aktif Kablo’dan alınan, halen işlettiği ve Türkiye’deki toplam kablo şebekesinin yaklaşık %30’nu kapsayan bölgeler dışında) geçmesi halihazırda mümkün değildir.

Türksat A.Ş. tarafından mülkiyetin kendilerinde olduğunu belirten beyan yanıltıcı ve hukuki dayanaktan yoksundur.

Kablo şebekelerinde Firmalarca yapılan yeni yatırımların ve yenileme yatırımlarının tamamı firmalara faturalanmış olup firmaların bilançolarında kayıt altındadır ve firmalarca sigorta ettirilmiştir. Söz konusu yatırımların mülkiyeti halihazırda tereddütsüz olarak firmalarımıza aittir. Bahsi geçen yatırımların Türksat A.Ş.’ye ait olduğunu gösteren hiçbir sözleşme, fatura, belge yoktur. Türksat A.Ş. tarafından Firmalarımızın bölgelerindeki şebekelere yapılmış hiçbir yatırım da yoktur.

Türksat A.Ş.’nin firmalarca kablo şebekesine yapılan yatırımların kamu malı olduğu beyanı kanımızca yanlıştır.

Türksat A.Ş.’yi, kamuoyuna yaptığı bu açıklamaları ispat edecek sözleşme, belge, fatura, bilanço kaydı ve firmalardan alınan feragatnameleri göstermeye davet ediyoruz.

Türksat A.Ş.’nin tüm dünyadaki serbestleşme ve rekabete dayalı refah artışı yönündeki gelişmelere ters düşen mevcut tekelci ve hakkaniyetsiz politikasını terk etmesini bekliyor, sektörün serbestleşmesi ve EN ÖNEMLİSİ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ açısından Türksat A.Ş.’yi bir kez daha kamuoyu huzurunda uzlaşmaya davet ediyoruz.

Hatırlatalım, konunun temelinde, 9 yıl önce Türk Telekom ile firmalar arasında yapılan gelir paylaşımı sözleşmesinin 25.maddesi yatıyor. Her 2 taraf da bu maddenin çok açık olmaması nedeniyle, kendisine uygun yorumu yapıyor.

Olayın çözümünde 2 merci etkin olabiliyor. Bunlardan birisi Telekomünikasyon Kurumu ama bağımsız sektör düzenleyicisi olan TK, bu konuda bir türlü etkin olamıyor. Firmalar yukarıdaki yazıda da belirtildiği üzere Türksat ile uzlaşmaya, TK üzerinden başvurdular. Ancak Türksat uzlaşma konusundan uzak. Altyapının kendisine ait olduğunu iddia ediyor. TK da asli görevlerinden olan uzlaştırma konusunda bir şey yapamıyor görüntüsünde.

Bu nedenle de çözümün öbür yasal merci yani mahkeme kanalıyla gelmesi bekleniyor. Şu anda mahkemelerin “kullanıcıların mağduriyetini önleme” bazlı yürütmeyi durdurma kararları var. Ancak asıl davaların 2-3 yıl sürmesi bekleniyor.

Bu durum ise, önce Türk Telekom’un ADSL işini rekabetsiz geliştirmesine, diğer yandan ise Digitürk’ün tek sayısal kanal olarak kalmasına neden olacak. Tüketiciler tekel durumuna yükselmiş firmalarla muhatap olacak.