Kablo Tv Mağdur Ediyor

1.2 milyon abonesi olan Kablo TV’de, lisans sahibi şirketlerle şebekenin sahibi Türksat arasındaki tartışma kızıştı. Lisans sahipleri, Türksat’ın yeni taşeron şirketlerle anlaşmasını eleştirirken, Türksat, ‘Bu şirketler, kamuya ait kablo altyapısına sahip çıkıyor’ açıklamasını yaptı

İSTANBUL/ANKARA – Türksat A.Ş. kablo TV şebekesinin mülkiyetinin kendinde olduğu iddiasıyla bu konuda lisans alan şirketlerle mahkemelik olurken sektör de kilitlenme noktasına geldi. 24 Nisan’da lisanslarını alan Ultra, İnteraktif, Kablonet ve Topaz, dün gazetelere verdikleri tam sayfa ilanlarla Türksat A.Ş.’nin tavrını eleştirdi. Türksat’ın tavrı nedeniyle özel sektörün maddi kaybının 80 milyon doları bulduğu, yeni taşeron şirketlerle anlaşarak şebekeyi kullanması sonucunda da müşterilerin hizmet almada sorun yaşadığı açıklandı.
Daha önceleri doğalgaz konusunda çalışan şirketlerin bile yeni ihale sonrasında Kablo TV’de Türksat A.Ş.’nin taşeronu olarak çalıştığı da iddialar arasında.

Gözler siyasi otoritede
Telekomünikasyon Kurumu, konunun ‘özel hukuka tabi’ olduğundan uzlaştırmacı olamayacağı yönünde görüş bildirirken özel şirketler, gözlerini ‘siyasi otoriteye’ dikti. Dört şirketin, gazetelere verdikleri ortak ilanda, Türksat’ın arıza ve yeni tesis kayıtlarına erişimlerini kestiğini, kendi haklarının bulunduğu alanda yetersiz taşeronlarla çalışmaya başladığı belirtildi. Verilen ilanda özetle şu noktaların altı çizildi:
“Şirketlerimizin Kablo TV/internet şebekelerinin bakım ve işletmesinde kasıtlı veya kasıtsız hiçbir işlemin olmadığını; bakım elemanlarımızın, hatta yasal tayin edilmiş elemanlarımızın şebekelere girmelerinin ve görevlerini yapmalarının Türksat çalışanlarınca engellendiğini ve tüm aksamaların sorumlusunun, şebekelere cebren ve kanaatimizce yeterli hazırlığı ve birikimi olmadan el koyan Türksat ve yeni taşeronları olduğunu duyururuz.”

8 milyon YTL’lik alacak
Türksat A.Ş.’nin işi mahkemeye taşıması nedeniyle çözümün 2.5-4 yılı bulacağı belirtilirken bu süreçte lisans alan şirketlerin Kablo TV ve internet konusundaki pazarı da GSM, dijital yayın şirketleri, uydu anteni satıcılarına bırakacağı vurgulanıyor. Türkiye’de kablo TV hizmetinden yaklaşık 1.2 milyon abone yararlanırken özel sektörün yaptığı yatırım tutarı 200 milyon dolar düzeyinde. Özel sektör şirketleri ayrıca Türksat A.Ş.’den 7-8 milyon YTL alacakları olduğunu belirtti. Tartışmaya son olarak TMSF de eklendi. Türksat’ın faaliyete el koyması ve yeniden ihaleye çıkması üzerine alacağını toplayamayacağı düşüncesiyle harekete geçen TMSF, söz konusu şirketlerden Kablo Net ve İnteraktif’e geçen cuma el koydu. TMSF ayrıca Türksat’ın söz konusu şirketlerin arızalara müdahale etmek için sisteme erişimine konulan engeli de kaldırttı.

Mahsuplaşma arayışı
Soruna kaynak olan Türk Telekom’la özel sektör şirketleri arasında imzalanan sözleşmenin 25’inci maddesi. Dokuz yıl önce Türk Telekom’la kablo TV-internet konusunda anlaşma yapan şirketler, 25’inci maddeye göre lisanslarını alınca sözleşmenin karşılıklı hesap kesiminin (mahsuplaşma) ardından fesholması gerekiyordu. Türk Telekom önceden bünyesinde olan kablo TV hizmetini Türksat’a devrederek ayırdı ve şirketin ses kısmı özelleştirildi. Kablo TV konusunda yetkilendirilen ancak özel şirketlerin 24 Nisan’da lisans almasıyla görevi sona eren Türksat ise, 25’inci maddeye rağmen tüm altyapı ve yetkinin kendinde olduğu konusunda ısrar ediyor. Özel şirketler de bu süreçte kurulan ve yenilenen altyapının yüzde 90’lık bölümünü kendilerinin yaptığını, geriye kalan yüzde 10’luk bölüm için Türksat’la anlaşmak istediklerini belirtiyor. Yaklaşık üç aydır bu konunun çözümü için Türksat A.Ş.’yle masaya oturmaya çalışan özel şirketler, hesap kesimi yapma tekliflerinin bile kabul edilmemesinden şikâyet ediyor.

‘Çözüme yanaşmıyorlar’
Tarafların iki kez toplantı yaptığını, ancak Türksat A.Ş.’nin ‘Mülkiyet bizdedir’ diyerek hiçbir anlaşmaya yanaşmadığını söyleyen Ultra Genel Müdürü Tanju Erkoç, “Şu anda işi mahkemeye taşıyarak sektörü de kilitlediler” dedi. Pazarın yüzde 50’sine sahip olan İnteraktif ve Kablonet’in Türksat tarafından mahkemeye verildiğini hatırlatan Erkoç, “Bu yaklaşık 2.5-4 yıllık bir süreç. Bu dönemde elimizdeki tüm fırsatları kaçırabiliriz. Teknoloji hızlı ilerliyor. GSM şirketleri, dijital yayıncılar, uydu antenciler ya da Türk Telekom bu pazarı rahatlıkla alabilir” diye konuştu.
Şu anda sektörün büyüklüğünün 100 milyon dolar seviyesinde olduğunu, ancak önü açılırsa birkaç yıl içinde 400-500 dolar büyüklüğe ulaşabileceğini vurgulayan Erkoç, özel şirketlerin önünün tıkandığını aktardı. Erkoç, tek kablo üzerinden ses, internet ve TV hizmeti verebilecek durumda olduklarına ama engeller nedeniyle müşterinin bundan yararlanamadığına dikkat çekti.
Erkoç, TMSF’nin geçtiğimiz cuma günü Türksat’ın Ankara’daki merkezine gitmesiyle ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı:
“Türksat, müşterilerin sorunlarını giderirken kayıtları ve bilgileri incelediğimiz merkezle erişimimizi kesti. Dolayısıyla müşteriye hizmet veremedik. TMSF de yetkisini kullanarak, Türksat’ın bu yaptığı işlemi tekrar eski haline çevirdi. Biz de değiştirmek için hukuki olarak neler yapabileceğimizi araştırıyoruz.
Ultra olarak dava süreci sonunda mülkiyet hakkını alacağız. Ultra TV hakkında ihtiyati tedbir kararı yok, ona rağmen Türksat, şebekelere hiçbir yargı kararı olmaksızın taşeron soktu. Aslında bu, gaspa girer. Türksat gibi bir kamu kuruluşunun böyle davranması bizi çok şaşırtıyor.”

‘Paramızı alamıyoruz’
Çukurova Grubu şirketlerinden Topaz Telekom Reklamcılık Sanayi Ticaret A.Ş. Teknik Koordinatörü Ümit Karadeniz de, daha önce Türk Telekom ile altyapı işletmesi konusunda sözleşmeleri bulunduğunu, bu sözleşmede altyapı hizmetlerini kendilerinin kurduğunu, abonelerle ilgili işleri Türk Telekom’un idame ettirdiğini, Türk Telekom’un özelleştirilmesiyle yaklaşık bir yıldır bu görevin Türksat’a devredildiğini hatırlattı. Karadeniz, birkaç ay önce Kablo TV platformu lisanslarının dağıtıldığını ve bu ruhsatı alan dört firmadan biri olduklarını anımsatarak şöyle dedi:
“Türksat bizlere; ‘sözleşmenin 25. maddesine göre sözleşme sona ermiştir, şebekeden çıkın’ diyor. Biz ise sözleşmenin ilgili maddesine göre ‘lisans çıkmıştır artık, şebekelerin bize devredilmesi lazım’ diyoruz. Türksat, hukuka intikal etmiş bir konuda henüz çözüme ulaşılmamasına rağmen konu çözülmüş gibi davranıyor. Biz kablolu TV operatörleri olarak mağdur durumdayız. Yüksek miktarda alacağımız var ve paramızı alamıyoruz. Örneğin Tekirdağ ve Balıkesir’i sıfırdan tesis ettik, buralara 10 milyonlarca dolar yatırım yapıldı.”

‘Yok gibi görülüyoruz’
Şebekeleri işlettiklerini, Türksat’ın karşılığını kendilerine ödemediğini ifade eden Karadeniz, “Türksat’ın bizlere yok gibi davranması sektörün geleceğini tehlikeye sokuyor. Teknik olarak ehil olmayan kişiler taşeronluk yapıyor ve müşteri mağduriyeti yaşanıyor. Vatandaşların daha ucuza internet ve kaliteli televizyon hizmetleri almasına engel olunuyor” iddiasında bulundu.
Ümit Karadeniz, Türksat A.Ş’-den alacağını tahsil edemediği için TMSF’ye borçlarını ödeyemeyen Kablonet’in operasyon sahasındaki ekipmanlarına TMSF’nin haciz koydurduğunu da hatırlattı.

——————————————————————————–

TMSF bastı, Türksat itiraz etti
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) da alacaklarını tahsil edebilmek için Kablo TV’de yaşanan krize bir baskınla el koydu. TMSF, 40 milyon dolarlık borçları nedeniyle Erol Aksoy’un devralınan lisanslı kablo TV işletmecisi şirketleri Kablonet ve İnteraktif’e el koydu. Türksat, lisans alan operatörlerle altyapı devri konusunda mahkemelik olduğu için dört aydır TMSF’ye ödeme yapmıyordu. Bunun üzerine TMSF, cuma günü yönetimi mahkeme kararıyla kendisinde olmasına rağmen altyapısını Türksat’ın yönetmeye başladığı İnteraktif şirketinin Ankara’daki merkezine haciz mallarının alınması için gitti. Ancak TMSF yetkilileri içeri alınmayınca polisle işlem tekrarlandı. TMSF avukatları müşteri bilgilerini içeren şifreleri kırdı ve elektronik malları alacağa karşılık haczetti. Türksat ise altyapının Aksoy’a değil devlete ait olduğunu belirterek işleme itiraz etti.
Pazarda faaliyet gösteren Kablonet ve İnteraktif şirketleri Aksoy Grubu tarafından kurulurken Ultra, Doğan ve Koç Holding ortaklığında faaliyet gösteriyor. Topaz A.Ş. ise Çukurova Grubu bünyesinde.

——————————————————————————–

Türksat: Lisans alınca ‘Altyapı bizim’ diye atladılar
Türksat Genel Müdürü Osman Dur, gelir paylaşımı modeliyle 10 yıllığına işletme hizmetlerini alan şirketlerin sözleşmelerinin bitimine 1.5 yıl kaldığını ifade etti. Dur, şirketler sözleşme sonuna geldikleri için, yatırımları karşılanmaz diye, düzgün hizmet vermemeye başladıklarını, bu yüzden tüketicilerin yoğun şikâyetleriyle karşılaştıklarını ileri sürdü. Şirketlerin piyasada faaliyet için dört ay önce lisans aldıklarını belirten Dur, “Lisans alınca gelir paylaşımı ortaklığı modeli bozuldu. Sözleşme kendiliğinden fesholdu” iddiasında bulundu.
Bu durumun faaliyete el koymalarını gerektirdiğini ifade eden Dur, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın araya girdiğini söyledi. Yıldırım’ın, “Anlaşma yolu arayın. Vatandaş mağdur olmasın” talimatı verdiğini kaydeden Dur, bu nedenle dört aydır beklediklerini vurgulayarak, “Daha önce el koyacaktık. Ama anlaşma zemini bulabiliriz diye bekledik” dedi.

‘Mahkeme Türksat’a hak verdi’
Şirketlerin anlaşmak bir yana, Türksat’a, “Artık müşterimizi kendimiz kaydedip, faturaları kendimiz keseceğiz diye bildirimde bulunduğunu anlatan Dur, “Biz ise sözleşmeden kalan 1.5 yıl için ödeme yapmayı teklif ettik. 10 yıllığına kiralamışlar ama kamunun altyapısına sahip çıkıyorlar” diye konuştu. Şirketlerin aldığı lisansın, altyapının kurulu olmadığı yerlerde, kurup işletme hakkı verdiğini belirten Dur, buna karşın kurulu yerdeki işletme için bedel ödenmesi gerektiğini vurguladı. Sözleşme gereği 10 yıllık sürenin sonunda şirketlerin altyapıyı 10 kuruşa devretmesi gerektiğini anlatan Dur, “Lisans alınca, ‘Altyapı bizim’ diye atladılar. Bize, ‘Ellerinizi çekin’ diye talimat yağdırmaya başladılar. Biz de Ankara idare mahkemelerine başvurduk.
Mahkeme bizim lehimizde yürütmeyi durdurma kararı verdi” dedi.
Bu kadar değerli bir altyapının, yatırımı çıkarma düşüncesiyle öldürülmesine vicdanlarının el vermediğini ve kamu olarak görevlerini yaptıklarını kaydeden Dur, taşeronluk ihalesine çıktıklarını belirtti.
Taşeron olarak belirledikleri firmaların yalnızca kablo bağlantısını yapma işini yürüttüğünü, bu hizmetten dolayı sorun bulunmadığını söyleyen Dur, “Türk Telekom’un altyapısı bile 21 yıllığına kiralandı. Bu şirketler, kamuya ait kablo altyapısına sahip çıkıyor” tepkisini gösterdi. Dur, altyapıyı güçlendirip, yeni paket hizmetlerle destekleyeceklerini, daha sonra da idari otorite neye karar verirse, ona göre değerlendirileceğini aktardı.