Kaliteli ve nitelikli hizmetin sunulabilmesi için rekabet şart ancak internet erişimi sağlanması konusundaki rekabetçi ortamı sağlamak maalesef mümkün olamıyor. İnternet hizmetinin çevirmeli bağlantı(dial-up) ile sağlandığı yıllarda, telefon hizmeti devlet tekelinde olsa da bir çok servis sağlayıcı kısıtlı imkanlar ile ortaya çıkabilmiş ve hizmet sunabilmişlerdi. Daha sonra bu pazardaki büyümeyi gören TTNET’in darbesi ile tüm dial-up şirketleri piyasadan temizlenmiş ve devamında ADSL hizmeti başlatılmıştı. Kablolu TV şebekesi üzerinden taşeron olarak hizmet veren bağımsız servis sağlayıcıların başına da benzeri gelmiş, iptal olan anlaşmalar sonrası kablo tv şebekesi ve kablolu tv şebekesi üzerinden sağlanan internet hizmeti Türksat’a devredilmişti.
Başını her uzattığında tokmağı kafasına yiyen servis sağlayıcıların çilesi bitmek bilmiyor!
5651 sayılı internet yasasına torba kanunla eklenen yeni maddelerle tüm servis sağlayıcıların katılımı zorunlu tutulan “Erişim Sağlayıcı Birliği” adı verilen oluşuma, yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibari ile 3 ay içinde tüm internet servis sağlayıcıların katılımı emrediliyordu. Yapılan düzenleme ile bundan sonra internet sitesi kapatma kararları kurulacak birlik ile tek elden yapılacak ve kapatma kararlarında sürat elde edilmiş olacaktı.
06.03.2014 tarihli yazı: “Birlik olun da, Engelleyin!”
Düzenleme sonrası konuyla ilgili olarak 350’ye yakın internet servis sağlayıcıya çağrı yapılmış ve bu konuda görüşler alınmıştı. Görüşmeler sonucunda kendi arasında örgütlenen ve kendine ait tüzüğünü hazırlama hakkı bulunan işletmeciler farklı tüzükler hazırlanmış ve imzalar toplanmıştı. Bu birliği mesleki bir birliğe dönüştürmek adına bir imkan olarak gören servis sağlayıcılar sonuçta hayal kırıklığına uğratılarak, çoğunluğun hazırladığı tüzük BTK tarafından kabul edilmemiş ve yasanın emrettiğinin tersine birlik, BTK eli ile kuruluvermişti. İşletmecilerin çoğunluğunun kurulum sonrası haberi olduğu tüzükte şu ilginç madde yer almaktaydı;
Yönetim kurulu yedi (7) üyeden oluşur. Kurum temsilcisi(BTK-TİB), Yönetim kurulunun tabii üyesidir. Yönetim kurulunun geriye kalan altı (6) üyesinden beşi (5’i), Birlik üyeleri arasından bir önceki yıl en fazla net satış tutarına sahip ilk on (10) Birlik üyesinin bulunduğu grup tarafından; biri (1’i) de bu tutardan az olan diğer Birlik üyelerinin olduğu grup tarafından belirlenir.
Eşitlik ilkesine aykırı olan bu madde ile birlik kısıtlı sayıdaki servis sağlayıcı ile kurulduktan sonra beklenen sonuç olarak tüzüğün yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu.
Danıştay’ın iptal kararı ve yasanın emrettiği çoğunluğun olmadığı birlik, çalışmalara bu şekilde başlayarak “amacına uygun olarak” faliyet yürütmeye başladı.
18.04.2014 tarihli yazı: “Erişim Sağlayıcılar mı? Erişim Engelleyiciler mi?”
“Birlik bir şekilde kuruldu. Yasal zorunluluğu yerine getirelim.” şeklinde düşünen işletmecilere ise kurulan Erişim Sağlayıcıları Birliği’nden şu yanıt geliyordu; “Şirket adınız BTK tarafından verilen üye listesinde yer almamaktadır, üyeliğiniz bu sebeple mümkün değildir.”
Süreç bu şekilde devam ederken yasanın değişmesinden 2 yıl sonra Nisan ayında BTK tarafından tüm servis sağlayıcılara yeni bir yazı gönderilerek ESB’ye üyelik yapılmaması durumunda lisans iptaline gidileceği uyarısı gönderildi.
Bir günde 134 yetkilendirme iptal edildi!
Gönderilen çok sert uyarı yazısında birliğe üye olunmaması durumunda lisans iptali olacağı bildirilmiş ve ek olarak üye olmayanlara daha sonra bir daha lisans verilmeyeceği, iptal sırasında şirket yönetimlerinde olanların yeni bir şirket kurması durumunda dahi bu yeni şirkete de lisans verilmeyeceği uyarısı yapılıyordu.
Verilen süre sonunda iptal olan onlarca lisans bilinenin ilanı olmuş olsa da halen yasanın emrettiği şekilde kurulmamış birliğe üye olmak zorunda bırakılan 282 (bugün için) şirketin ileride akibetinin ne olacağı, alınan iptal kararlarının hukuktan dönme ihtimali ve lisansları bugün için iptal olan işletmelerin bu süreçteki kayıplarının nasıl telafi edileceği ayrı bir tartışma konusu olarak karşımıza çıkmakta…