TK bu güne kadar serbestleşme için birçok Yönetmelik çıkardı. Bunlar http://www.tk.gov.tr/Duzenlemeler/
Huk_Duz.htm adresinden de görülebilir. Bunların arasında Tarife, Numaralandırma, Yetkilendirme, Erişim/Arabağlantı gibi temel Yönetmelikler de var.
Ancak serbestleşme için gerekenlerin yapılıp yapılmadığını anlamak için şu kadar lisans verildi, şu kadar verilmedi veya şu kadar düzenleme yapıldı şu kadar yapılmadı gibi sayısal bir karşılaştırma yapmak doğru olmaz. Onun için konuya şöyle bakmakta yarar var.
Konunun özü yeni işletmecilerin son kullanıcıya erişiminin engellenmesidir. Bu konu mevcut altyapıların kullanımı ve yeni altyapıların kurulması şeklinde iki ana başlığa ayrılabilir.
Mevcut altyapıların kullanılması : Ülkemizde son kullanıcıya erişim için kurulu iki altyapı vardır. Bunlardan birincisi Türk Telekom’un sahip olduğu bakır telefon şebekesi. Bu şebeke yaklaşık 35 milyon adrese ulaşan ve üzerinde yaklaşık 19 milyon abone olan bir şebekedir. Bu şebeke üzerinden yeni işletmecilerin telefon servisi vermesi, çok uzun süredir devam eden arabağlantı sorunları nedeni ile engellenmektedir.
Bu konuda Türk Telekom doğal bir refleksle işletmecilere uyguladığı arabağlantı ücretlerini yüksek tutmak istemektedir. Ancak piyasaya girişleri kolaylaştırmakla ve hakemlik yapmakla görevli olan Telekomünikasyon Kurumu, çeşitli gerekçelerle istediklerini yaptıramamaktadır. Bu gerekçeler, yasal zeminin yeteri kadar sağlam olmaması olarak ifade edilse de, kanımca bu durumda siyasetin etkisi önemli rol oynuyor. Zira TK arabağlantı konusunda bir çok kararlar aldı, TT’ye yazılar ve ihtarlar gönderdi, ancak aradan geçen bir buçuk yıllık süre içerisinde TT’ye hiç para cezası veremedi.
Bu şebekenin yeni işletmeciler tarafından telefon ve veri iletişimi alanlarında kullanılmasına imkan verecek “Yerel Ağın Paylaşıma Açılması” (Yeni işletmecilerin telefon hatlarını kiralaması) Yönetmeliği ise 2004 yılında yayınlandı, ancak bilinmeyen bir sebeple uygulaması bir yıl sonraya bırakıldı. Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren bu yönetmeliğin getirdiği imkanlardan henüz yeni işletmeciler yararlanabilir durumda değillerdir.
Bu şebekeden yeni işletmecilerin veri iletişimi alanında yararlanmasını sağlayacak “Veri akış erişimi” (ADSL) imkanından ise, TT’nin açtığı davalar neticesinde, henüz yeni işletmeciler yararlanamamaktadırlar.
Yukarıdaki örneklerden anlaşılabileceği gibi TT’nin sahip olduğu bakır telefon şebekesinden yeni işletmecilerin servis vermesi bu güne kadar engellenmiştir.
Ülkemizde mevcut olan ikinci altyapı ise Kablo TV şebekesidir. Bu şebeke yaklaşık 2,5 milyon adrese ulaşan ve üzerinde yaklaşık bir milyon abone olan bir şebekedir. Bu şebeke Rekabet Kurumu’nun kararı gereği özelleştirme öncesinde bir başka Devlet kuruluşu olan Türksat A.Ş. ye devredilmiştir. Ancak Rekabet Kurulu’nun diğer kararları ve Telekomünikasyon Kurumu’nun çalışmaları göz ardı edilerek bu şebeke henüz özel işletmecilere açılmamıştır. Bu konuda RK ve TK görevlerini yapmış olmalarına rağmen Ulaştırma Bakanlığı’nın engellemesi nedeni ile lisanslar verilmemiştir.
Görüldüğü gibi yeni işletmeciler son kullanıcılara servis verebilmek için mevcut altyapıları kullanamamaktadırlar. Kendi altyapılarını kurmaları konusu nasıl bir de ona bakalım.
Yeni altyapıların kurulması: Bu konudaki en önemli konu “Altyapı İşletmeciliği” lisanslarının verilmesidir. Bu konudaki Yönetmelik TK tarafından çıkarılmış olmasına rağmen Ulaştırma Bakalığı tarafından fiyat belirlenmesi yapılmadığından lisanslar verilememektedir. Yine bu konu ile bağlantılı olan ve yeni işletmecilerin kendi altyapılarını kurabilmesi için gerekli olan “Geçiş Hakkı” Yönetmeliği ise, planlanan tarih çoktan geçilmiş olmasına rağmen henüz yayınlanmamıştır.
Yeni altyapıların kurulması konusunda yine Kablo TV şebekesini de sayabiliriz. Yukarıda bahsedildiği gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın engellemesi neticesinde, yeni işletmeciler lisans alamamakta ve yeni şebeke kuramamaktadırlar. Bu şebeke kurulabildiği veya kullanılabildiği durumda, yeni işletmeciler telefon ve veri iletişimi alanlarında son kullanıcılarına bu şebekeyi kullanarak servis verebilir duruma geleceklerdir.
Yeni işletmecilerin son kullanıcılarına erişmek için kullanabilecekleri bir diğer yöntem olan “Genişbant Sabit Telsiz Erişimi” konusunda da TK gerekli Yönetmeliği çıkarmış ancak Bakanlıktan henüz onay çıkmamıştır.
Bu arada “Metro-Ethernet” (Çok genişbant veri iletim), G-SHDSL (Genişbant veri iletimi) ve Hotspot (Dar alanda telsiz veri iletimi) gibi yeni teknoloji ve şebekeler üzerinden sadece TT servis verebilir durumdadır. Bu yeni nesil şebekeleri yeni işletmecilerin kurma hakkı henüz verilmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılabileceği gibi yeni işletmecilerin hem ses, hem de veri iletimi alanında mevcut şebekeleri kullanma imkanı bulunmamakta, yeni şebeke kurma hakları da verilmemektedir. Bu durumda ne kadar düzenleme yapılırsa yapılsın, serbestleşmenin gerçekleştiğinden söz edilemez.