Serbestleşmeden Beklenti Büyük

Türk Telekom’un telefon ve altyapı işletmeciliği konularındaki tekel hakları 1 Ocak 2004 itibariyle sona erecek. Telekomünikasyon sektörü tamamen bu konuya odaklanmış durumda.
Serbestleşmeye üç hafta kala TELKODER Genel Sekreteri Rıdvan Uğurlu’yla sektördeki son durum hakkında konuştuk. Uğurlu gazetemize şimdiye kadar rekabete açılan alanlardaki son durumu ve serbestleşmeyle birlikte yıldızı parlayacak alanları anlattı.
2004’te gözde olacak alanlardan biri uydu telekomünikasyon işletmeciliği. Bu alanda lisans alan 20 işletmeci ağırlıklı olarak kurumsal alanda hizmet sağlıyor. Tek yönlü ve çift yönlü Internet’e erişim, yurtiçi ve yurtdışı noktadan noktaya veri iletişimi gibi hizmet çeşitleri bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda Türk Telekom’un fiber hatlarının kopması sırasında yaklaşık bir ay süre ile Türkiye’nin yurt dışı Internet bağlantılarının sağlanabilmesi büyük ölçüde bu işletmecilerin sağladıkları olanaklar ile gerçekleştirilebildi. 155 Megabitlik noktadan noktaya yurtdışı bağlantısı için erişimin sağlanabilmesi Türk Telekom tarifelerine göre aylık yaklaşık 600 bin dolarken bu miktar bu işletmeciler tarafından yaklaşık 200 bin dolara sağlanabiliyor.
Internet servis sağlayıcılarında ise durum pek parlak görünmüyor. Uğurlu, bu alanda 95 işletmecinin lisans almış olmasına rağmen sadece 16 işletmecinin ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirtti ve şöyle devam etti:
“Ülkemizi Internet ile tanıştıran ve bu günkü konumuna gelmesini sağlayan bu işletmecilerin bu duruma düşmelerindeki temel neden, TT’nin hakim konumunu kötüye kullanarak gerçekleştirdiği haksız rekabettir. Bu durum Rekabet Kurumu tarafından da karar altına alınmış olmasına rağmen, ortamı düzenleyecek düzenlemeler henüz uygulamaya girmemiştir. ADSL hizmetlerinin sadece Türk Telekom tarafından verilmesi ise ortamı daha da kötüleştirecek bir adım olarak görülmektedir. Aynı şekilde, ISS’lerin Kablo TV şebekelerinden faydalanması, halen TT tarafından engelleniyor. Bu konuya Telekomünikasyon Kurumu ve Rekabet Kurumu’nun acil olarak müdahale etmesini bekliyoruz.”
Kablo TV alanı parlayacak
En kısa sürede serbestleşmesi beklenen konuların başında Kablo TV geliyor. Bu alanda lisansların verilmesi için hiç bir engel bulunmuyor. 2.5 milyon adrese ulaşmış kurulu kapasitesi ve yaklaşık 1 milyon abonesi ile Kablo TV şebekesi, telefon şebekesinden sonra ikinci en büyük kurulu kapasiteye sahip şebeke. Aynı zamanda fiber-koaksiyel kablo teknolojisini kullandığından, telefon şebekesine göre çok daha büyük bilgi aktarma kapasitesine sahip. Şimdiye kadar TT ile gelir paylaşımı modeliyle hizmet veren kablo TV şebekesi bundan sonra işletmecilere verilecek lisanslarla hizmet verecek. Uğurlu, bu alanda lisansların verilmesinden hemen sonra yüzlerce şifreli ve şifresiz tv ve radyo yayını, izlediğin kadar öde sistemi, seçmeli ve ödemeli sinema, maç gibi yayınlar, alışveriş, bankacılık gibi etkileşimli hizmetler, geniş bantlı Internet’e erişim, telefon ve veri hizmetlerinin başlayacağını belirtti.
Sabit hatta da ucuzluk gelecek
Sabit hatlar üzerinden telefon işletmeciliği bugün itibarıyla telekomünikasyon hizmetlerinin en büyük gelir getiren işletmecilik konusu. Mobil ve sabit telefon hizmetlerinden elde edilen gelir, Türkiye’nin 10 milyar dolar olan telekomünikasyon gelirlerinin yaklaşık yüzde 83’ünü oluşturuyor. Bunun yaklaşık yarısı sabit hatlar üzerinden verilen telefon hizmetlerinden sağlanıyor. TT’nin tekel olması nedeni ile uyguladığı telefon tarifesinin dünyanın en yüksek ücretleri arasında olduğunu söyleyen Rıdvan Uğurlu, serbestleşme ile bu fiyatların ucuzlayacağını kaydetti. Son günlerde TT’nin bu rekabeti önlemek için uluslararası telefon görüşmesi fiyatlarında çok büyük oranda indirim yapacağının konuşulduğunu ifade eden Uğurlu, serbestleşmeyle hizmet kalitesinin artacağını, şimdiye kadar TT tarafından abone olarak görülen ve parasını ödeyerek bu hizmeti satın alan kullanıcıların alternatif işletmecilerin ortaya çıkması ile müşteriliğe terfi edeceklerini vurguladı.
Altyapı işletmeciliği çok önemli
Rıdvan Uğurlu altyapı işletmeciliğinin en büyük yatırım, zaman ve bürokrasi gerektiren işletmecilik konusu olduğunu söyledi. Bu nedenle başlangıçta büyük oranda TT altyapısının kiralanması ve sadece acil ihtiyaç bulunan konu ve bölgelere yatırım yapılmasının beklendiğini ifade eden Uğurlu şunları söyledi:
“Şehir içinde oluşturulacak altyapı için TT’nin telefon kablolarının kiralanması, ilk olarak uygulanabilecek yöntemlerin başında geliyor. Bunun için Telekomünikasyon Kurumu’nun Yerel Ağın Paylaşıma Açılması konulu düzenlemesini yayınlaması gerekiyor. Bunun yanı sıra erişim için Kablo TV, telsiz erişim, elektrik hatları üzerinden erişim gibi alternatif iletim ortamları da kullanılabilecek. Orta ve uzun dönemde ise işletmeciler kendi kablolarını döşeyeceklerdir. Şehirlerarası altyapı kurulabilmesi için en önemli unsur, güzergah sahibi olmaktır. Bu güzergahlara sahip olan TEİAŞ, TCDD, BOTAŞ gibi kuruluşların iletim ortamlarına yatırım yapılarak bu altyapılar kurulabiliyor. Doğal olarak bunlar yapılırsa vatandaşlarımıza ne gibi yarar sağlayacak diye sorabilirsiniz. Bu yatırımlar yapılır ise ses ve bilgilerin iletilebilmesi için alternatif imkanlar doğacak, rekabet sağlanacak ve fiyatları talebin belirlemesi sağlanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak da fiyatlar düşecek, kalite artacaktır.”