Telefonda Kazı Konuş Devri

Askerin Türk Telekom’un satışına hep karşı çıktığı söylenirdi. Oysa serbestleşmeyle lisans alan yeni telekom operatör ve bayilerine ilk kucak açan kışlalar oldu. Yeni operatörler, rekabeti kışlada başlatarak şimdi askeri birliklerde kazı konuş telefon kartı satıyor. Türk Telekom’a rağmen büyümüyor denen pazarda holding yatırımcıları sessizliğini korurken, diğer girişimciler birbirlerinden pazar kapma yarışında. Telekom’un ses tekelinin 1 Ocak 2004’te kalkmasından sonra lisans alan 43 yeni telekom şirketi bir yıldır yeni telekom pazarını kurmaya çalışıyor. Uluslararası ve şehirlerarası telefon trafiğinden pay almak için başlayan yarış, arama merkezi (callshop), arama kartları (calling cart), internet telefonu (web phone), internet üstünde ses aktarımı (VoIP) gibi yeni kavramları da hayatımıza soktu.

Arama merkezlerinin sayısında ciddi artış yaşanırken, kazı konuş telefon kartları alo demenin yeni adresi olmaya başladı. Türk Telekom’un (TT) cirosu 2004 rakamlarıyla 6,5 milyar doları buldu. Telekom’un yurtdışı telefon görüşme trafiğinin yıllık kapasitesi 500 milyon doların üstünde. Şehirlerarası trafiğin de yaklaşık 2,2 milyar dolar civarında ciroya sahip olduğu belirtiliyor. Yeni kurulan 43 operatör işte bu pazardan pay kapmaya çalışıyor. Mayıs 2004’te Uzak Mesafe Telefon Hizmeti (UMTH) lisansı almasına rağmen, Telekom ile ara bağlantı sözleşmesi imzalayamadığı için yatırımlarını durduran ve müşterilerini kendi hatlarından konuşturamayan operatörler çoğunlukta. Ancak, anlaşma yapıp Telekom’un altyapısını kullanarak atağa geçen bazı operatörler arasında hızlı bir rekabet başladı.

Başta ankesörlü telefonlar olmak üzere, birkaç aydır hatlardan sıklıkla 0811’li numaralar çevriliyor. Pazara hızlı giren şirketler harıl harıl arama kartı basıp gazete bayilerinde, şehir meydanlarına yakın merkezi dükkanlarda müşteri arıyor. Piyasaya kazı konuş kartı sunan operatör sayısı şimdilik 6-7 civarında. Ancak piyasadaki kart sayısının 3 ay gibi kısa sürede 1-1,5 milyonu geçtiği belirtiliyor. Tekstilden gıdaya birçok alanda sanayiciler ve kurumsal müşterilerin çoğu TT hattından yeni operatörlerin dakikalarını satın alarak haberleşme maliyetlerini ucuzlattı. Ancak ara bağlantı ücretlerinden şikayet edip operasyona geçmeyen operatörler de var. Bireysel kullanıcılara yönelik arama kartları ise internet kafelerden sonra şimdi kışlalarda boy gösteriyor.

Alternatif operatörlerin çağrı merkezlerine bağlanan on binlerce insan ‘ucuz alo’nun peşinde. Operatörler ve bayileri arasında kızışan rekabetin en büyük pazarlarından biri ise beklenmedik şekilde askeri kışlalarda doğdu. İş dünyası, turistler, sokaktaki vatandaş gibi hedef kitlelere ulaşma planlarıyla sektöre giren yeni telekom operatörleri, girişimci ve bayilerinin keşfettikleri kışlalarda adeta telefon kartı savaşına girdi. Türk Telekom’un aksine kontör yerine dakika satan operatörler bastıkları arama kartlarıyla onlarca kışlada alo dedirtiyor. Mehmetçik, hasretini yeni operatörlerin yeni kartlarından gidermeye başladı.

Asker kazı konuş kartlarına çabuk alıştı

Yaklaşık 4-5 aydır büyük kışlaların kantinlerinde ‘kazı konuş telefon’ kartı satılıyor. Rekabetten yararlanmak isteyen bazı kışlalarda gıda ve içecek ihalelerinin yanında telefon kartı (iletişim) ihaleleri de açılmaya başlandı. Trakya

bölgesindeki 8 kışlaya girecek operatörler için 5. Kolordu Komutanlığı Satın Alma Dairesi’nce açılan ihale buna örnek. Beş yüz bin askerin hiç hesapta olmadığını dile getiren operatörler, kışlada kızışan telekom rekabetinden bir yandan kâr elde etmeye çalışırken, diğer yandan da pazara girerek müşterilerde alışkanlık kazandırmak istiyor. Çünkü sivil hayata geçecek her asker, gelecekte de potansiyel müşteri demek.

Kart satışları İstanbul, İzmir, Sivas, Kayseri, Batman, Erzincan, Tekirdağ, Trabzon, Samsun, Diyarbakır gibi merkezi askeri birliklerin olduğu kışlalarda yoğunlaşıyor. Türk Telekom’un şehirlerarası tarifesiyle ankesörlü telefonlardan 21-30 kuruşa (210-300 bin lira) görüşebilen askerler birkaç numara fazla çevirerek 12-15 kuruşa (120-150 bin liraya) konuşmayı tercih ediyor. Askeri kantinlere ayda 10-15 bin kart satan operatör ve bayiler var. Özellikle er ve erbaş arasında yayılan kazı konuş kartları, aylık 25 milyon YTL’lik (250 trilyonluk lira) ses pazarının Türk Telekom’dan yeni operatörlere geçmesi demek. Kışlalarda pazar henüz bu büyüklüğe ulaşmasa da, sektör temsilcileri yıllık 4,5 milyon kartın satılacağını tahmin ediyor.

Kışlalara giren telekom pazarı aslında bugüne kadar çok sık kullanılmayan Telekom’a ait 80 bin ankesörlü telefonun ses taşıma trafiğini de hareketlendirmiş. Aramalar sayesinde telekom’un tahsis ettiği 158 adet 0811’li numara halen aktif olarak kullanılıyor. Ara bağlantı ücretleri düşer ve operatörlerin maliyeti aşağıya çekilirse genç telekom pazarının cirosunun 500 milyon dolar sınırından çok çabuk 800 milyon-1 milyar dolara çıkacağı belirtiliyor.

İkinci hedef turistler

Yeni telekom operatörlerinin başka hedef pazarları da var. Türkiye’ye gelen 19 milyon turist de hedef kitle arasında yer alıyor. Turistler bu yaz yerli operatörlere bayram yaşatacak. Çünkü mevcut alışkanlıkları ve ucuz konuşma istekleri onları doğrudan bu pazarın içine çekiyor. Özellikle Avrupalı turistler yüksek iletişim masraflarına karşı ankesörlü telefonlardan arama kartlarıyla dünyaya ulaşmayı tercih ediyor. Yurtdışı telefon ücretlerinin dakikası 12-14 kuruşa (120-140 bin lira) kadar düşmüş vaziyette. Hatta bazı operatörler Yunanistan, Bulgaristan, Romanya gibi yakın mesafelerde dakikalık ücretleri 2-4 kuruşa kadar düşürdü.

İstanbul, Antalya, Denizli merkezli genişleyen turistlere yönelik yeni telekom pazarının büyüklüğünün bu yaz 40-50 milyon doları geçmesi bekleniyor. 19 milyon turistin 10 milyonunun İstanbul’a, 6 milyonunun Antalya’ya geleceğini hesap eden operatörler buralarda bayilerini artırmaya çalışıyor.

Bu yüzden herkes Akdeniz ve Ege sahillerinde arama merkezi ve kart satış bayi ağı kurmakla meşgul. Yurtdışında hemen her ülkede bulunan kazı konuş kartları, şimdi Türk markalar olarak pazarda yerini aldı. Telekom sektöründe bugüne kadar GSM operatörlerinin kontör kartlarını basan şirketler de yeni operatörlerin ön ödemeli kart talepleriyle yeni bir pazara kavuştu.

Uzak mesafe telefon görüşmeleri için bireysel müşteriye hitaben çıkmış Alovia, Hasretkartı, Homecall, Rockcard, Alofon, Ekotel, Worldline, AB Kart, Mor-Tel, Bigalo,Telcoturk bunlardan sadece birkaçı. Kartlar sadece Türkiye’de değil, ABD, Almanya, Belçika, Danimarka, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde de kullanılabiliyor. Kontör veya dakikayı peşin satın alan tüketiciler ankesörlü telefonlardan, ev ya da iş telefonlarından önce 0811’li ilgili operatörlerin çağrı merkezini arıyor. Kartın arkasındaki pin kodu girildikten sonra istenen numara alan koduyla birlikte çevriliyor. Şehirlerarası görüşme ücretlerini 12,9 kuruşa (129 bin lira) kadar düşürenler var. Ancak asıl mücadele yurtdışı hatlarında yaşanıyor.

Holdingler haberleşmenin büyük balıklarının peşinde

Koçnet, Superonline, Sabancı, Eser Telekom, Kaya Telekom, Atlasonline gibi büyük firmalar ise önceliklerini kurumsal müşterilere vermiş durumda. Otelmatik, otelcall, kobiline, aramatik, webtel gibi hizmetlerle haberleşme ihtiyacında büyük balık avcılığı yapmaya çalışıyorlar. Eskiden merdiven altı diye tabir edilen VoİP (voice Over internet protocol) uygulamaları da yeni şirketler sayesinde yasal hale geliyor. 2003 rakamlarıyla 230 milyon dolara yakın yurtdışı telefon görüşme trafiğinin bu şirketlere gittiğini hatırlatan bir sektör temsilcisi, “Şimdi işler kayıt altına alındı.” diyor.

Pazarın tüketici için en büyük riski yeni fiyatlandırma politikaları. TT’nin 72 bin lira üzerinden belirlediği kontör ücretlendirme sistemi yerine, yeni operatörler zaman ücretlendirme yöntemi kullanıyor. Beş dakikalık, 10 dakikalık zamanları toptan ucuza satan operatörler ucuz alo dedirtme derdinde. Tabii herkes aynı derdi taşımıyor. Bazıları da zaten yeni oluşan pazarda vurgun yapma peşinde. Kontör fiyatlandırma modelini 6 saniye üstüne kuran Batılı şirketlerin aksine, halen müşterilere alo dedirten Türk şirketlerin çoğu 60 saniye üstünden kontör atarak ücretlendirmeyi dolaylı olarak pahalı hale getirmiş. Bu da onların cebine fazladan para girmesi demek. Satın aldığı bir kartla 2 dakika konuşan bir müşteri, kontör atma sistemi 60 saniye olduğunda 121. dakikadan itibaren ikinci ücreti telefonu hemen kapasa da ödemiş oluyor. Oysa aralığın kısa tutulması abonelerin lehine. 6 saniye ücretlendirmede abone daha az zarar ediyor. Bunu uygulayan sadece bir operatör var.

Laleli’de callshop açan Turgay Durak, Polonya, Rusya, Ukrayna ağırlıklı olarak yabancı müşterilerin arama merkezinden telefon görüşmesi yaptığını söylüyor. Cirosu günlük 250-300 milyonu buluyor. Arama merkezinden çok, kartlar tercih ediliyor.Taksim’de çalışan Görkem Özçelik, 6 aydır Milenicom’un bayiliğini yapıyor. Bayilik kurulum masrafının 6 bin dolardan başladığını, müşterisini bulanların bu işe girmesi gerektiğini söylüyor. Allworld kartlarından yüzlerce satmış. “En çok yabancılar geliyor, şehirlerarası görüşmeleri 150-250 bin liraya yaptığını gören yerli müşteri sayısında da ciddi artış var. Öğrendikçe ve yayıldıkça pazar büyüyecek.” diyor.

Call shoplar girişimci batağına dönmesin!

İstanbul’da Taksim, Şişhane, Laleli, Aksaray, Kadıköy gibi merkezi yerlerde arama merkezleri mantar gibi bitiyor. Callshop diye İngilizce tabiriyle modalaşan bu girişimciler de yeni yatırım modeline ilgi gösteren hür teşebbüsümüz. 13-15 bin dolar ödeyip bayilik alanlar bile var. Oysa para kazanma modeli uzun vadeli denenmeyen, müşteri kitlesi oluşmamış bu tip telekom hizmetlerinde Avrupa ve diğer ülkelerde ilk zamanlarda benzer girişimci artışı yaşanmış.

Kamyonunu satıp gelenler var

Ancak pazara girenlerin çoğu, kötü niyetli operatör ya da müşterisizlik yüzünden batmış. “Kamyonunu satıp bu işe girmek isteyenleri geri çeviriyoruz.” diyen Televersal Telekom Genel Müdür Yardımcısı Adnan Çolak, “Yeni iş hayaliyle bu işe girilmez. Müşterisini bulmadan para akıtan bazı bayiler ve bunları teşvik eden operatörler çok büyük paralar batıracak.” uyarısında bulunuyor. Bayilerin yatırım ve kurulum maliyetlerinin birkaç bin doları geçmemesi gerekiyor. Büyük para kazanmak isterken batmamaları uyarısında bulunuyor. AB Teknoloji’den Ertan Atay, “Marifet bu tür yerleri açmak değil. Pazarı ve müşteriyi bulmak. Bu yüzden onlarca insanı kapıdan çevirdik.” diyor.

2004 başında lisans almak için TK’ya 80’e yakın başvuru yapıldı. 43 operatör A, B, C tipi lisans aldı. Bunlardan 22’si ara bağlantı sözleşmesi imzaladı. Halen aktif olarak 6 operatör müşterilerini konuşturuyor. Ara bağlantı imzalamadan, arama kartı (calling kart), arama merkezi (callshop) açıp faaliyete geçen operatörler de var. Onların çözümü ise Telekom’la fiyat pazarlığı yapmaktansa, piyasaya çıkıp anlaşmış operatörler üzerinden kart ve dakika satışına bir an önce başlamak. Unitel, Komtel bu şekilde çalışan şirketler.

Sektörün çok daha hareketli, fiyatların daha rekabetçi olacağını düşünenler de var. Ara bağlantı ücretlerinin yüksek olması nedeniyle Türk Telekom’un rekabete engel olduğu ileri sürülüyor. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata Arıak, Türk Telekom’un altyapısını kullanan ve ara bağlantı imzalayan operatörlerin yurtdışından Türkiye’ye ses trafiğini ucuza, Türkiye’den yurtdışına ise daha pahalıya taşıdığını söylüyor.

Arıak, Arbinet ses trafiği borsasında oluşan rakamlara göre dünyanın diğer ülkelerinden Türkiye’ye ses taşıma bedelinin 3 sente kadar düştüğünü hatırlatıyor. Ancak ara bağlantı yapan lisanslı operatörlerin 20 saniyelik kontör maliyetleri 4 sent yani 41 bin lira. Ara bağlantı yüksek olduğu için yatırım yapamıyoruz diyenler var. Operatörler aslında piyasaya ilk girdiklerinde öldürücü darbeyi yedi. Tarifelerinde yüzde 80’lere varan indirim yapan Telekom adeta doğmakta olan sektörün yeni telekom çocuklarını boğdu. Şimdi ayağa kalkamaya çalışıyor. UMTH pazarının yıllık büyüklüğü 500 milyon dolar olarak görülüyor. TT’nin ara bağlantı maliyetlerini yüksek tutmasının 100 milyon dolardan fazla kayba neden olabileceğini ileri sürüyor.

Ara bağlantı fiyatının düşmesi bekleniyor

Ara bağlantı sözleşmesi imzalayan yeni 22 operatöre dakikalık ücret ortalama 4 sente, yani 41 bin liraya (4,1 kuruş) mal oluyor. Operatörler dünya ortalamasının çok üstündeki bu maliyetlere rağmen rekabeti diri tutmaya çalışıyor. Avrupa’da ara bağlantı ücretleri 14 bin lira. Operatörlerin ses satın alma maliyetinin düşmesi, rekabeti ve fiyat avantajlarını artırıyor. Ancak her şeye rağmen Türkiye’de kışlalardan ve büyükşehirlerdeki arama merkezlerinden başlayan ataklar tüketiciler için hem fırsatları hem de riskleri beraberinde getiriyor. Hollanda’daki telekom operatörleri toplamda 5 milyar Euro ciro yapıyor. Türkiye’de de yeni giren operatörlerle birlikte telefon trafiğinin 10 kat artacağı öngörülüyor. Hedef 2007’de 25 milyar dakika yurtdışı kapasitenin Türk Telekom yerine yeni operatörlerce taşınması. AB ile gelişen ilişkiler ve her yıl milyonlarca turistin geldiği sahil bölgeleri yeni telekom pazarını büyüteceğe benziyor. Ancak hem girişimci hem müşteri olarak dikkatli seçim yapmanın zamanı. Ara bağlantı ücretlerinin düşürülmesi de pazarda oyuncu olmaya hâlâ kararlı olan operatörlere can katacak.

Türk Telekom AŞ Genel Müdürü Mehmet Ekinalan yeni operatörlerin sadece yurtdışı hatlarında değil, şehirlerarası hatlar, özellikle de kışla ile turizm merkezlerinden ciddi bir ses trafiği payı aldığını doğruluyor. Türk Telekom’un pazarın serbestleşmesinde engel olmadığını savunan Ekinalan, “Ankesörlü telefon ve kışlalardan ciddi trafik aldıklarını biliyoruz. Ancak bunun miktarını şimdi tespit edemeyiz.” diyor. Yeni operatörlerin ara bağlantı ücretlerinden şikayet etmelerine de değinen Ekinalan, rekabet şartlarının baltalanmadığını belirtiyor.

500 bin asker potansiyel müşteri

Atlas Online Pazarlama Müdürü Görkem Kaya, kışlalarda başlayan hareketliliğin mayıs ayından itibaren güneydeki sahil şehirlerine kayacağına işaret ediyor. Alovia markasıyla pazarda yer alan şirket üç ay içinde 500 binden fazla arama kartı basmış ve bunların yüzde 80’i piyasada. Kaya, Telekom’un askeri kışlalarda şehirlerarası görüştürme ücretinin 230 bin lirayı bulabildiğini hatırlatarak, 150 bin liralık sabit ücretle aynı görüşmeyi yaptırabildiklerini kaydediyor. Kaya’ya göre pazarın askerler ve turistler üstünden büyümesi son derece doğal. Arama kartları Avrupa’nın birçok ülkesinde yaygın şekilde kullanılması nedeniyle turistler aynı alışkanlıklarını sürdürüyor. Askerler de sürekli görüşme ihtiyacı bulunan ve ucuz-alternatif pazar arayan müşteri oldukları için yerli müşterilerin başını çekiyor.

Alofon Genel Müdürü Meziyet Akbay ise kışlalarda büyüyen kart pazarını, “Doğu, Güneydoğu, Karadeniz bölgelerinde varız. Askere daha fazla ve indirimli konuşma imkanı verildiği için bu pazar büyüdü.” diye anlatıyor. Bir askerin haftada en az 2 kart alıp konuştuğu hesaplandığında 500 bin askerin potansiyel müşteri olarak çok cazip bir pazar olduğunu belirtiyor. Özellikle 19 milyonluk turist pazarını da yeni büyüme alanı olarak gören Akbay, bu yaz otellerin telefon trafiğinde de ciddi bir değişim beklediklerini ve bu trafiğin yeni operatörler üstünden taşınacağını dile getiriyor. Turistik bölgelerde Türk markasıyla arama kartlarının piyasaya girmesi de, yabancı arama kartlarıyla bugüne kadar yurtdışına ödenen paraların ülkemizde kalması demek.

Askeriyedeki en büyük sıkıntı alışkanlık değişimi ve pin kodu kırma girişimleri olarak yaşanmış. Bir kart alan askerler, ücretsiz olarak aranan 0811 numaralı hatları tekrar tekrar arayıp pin kodlarını farklı yazarak bedava konuşmak için telefon hacker’lığı bile yapmış. Başka bir ilginç olay ise Sivas’taki 5. Piyade Er Eğitim Tugayı’nda yaşanmış. Bir bayinin kart satışı yaptığı kışlanın ankesörlü telefonlarından aynı anda 8 bin arama-kapama yapılınca yetkililer kendilerine saldırı yapıldığını düşünmüş. Bütün numaralar bloke edilmiş. Tetkiklerden sonra aranan numaraların kışlaya ait olduğu, arayanların da asker olduğu ancak hatalı arama yaptıkları ortaya çıkmış. Operatörler buna da çözüm bularak askerlere kazı konuş kart kullanma talimatnamesi hazırlamış. Talimatnamenin özeti şöyle: Telefonu kaldır, kartın arkasındaki pin kodunu kazı, 0811 numaralı telefonu ara. Bekle sekreter çıktığında onu dinle, pin kodunu gir. Şimdi numaranı çevir. Konuşmanı yap. Bittiğinde telefonu kapat.

RIDVAN UĞURLU*: TELEKOM’UN REKABETİ VE YÜKSEK ÜCRETLENDİRMESİ PAZARI KİLİTLEDİ

Lisanslı operatörlerin en büyük problemi Türk Telekom’un verdiği ara bağlantı ücretlerinin yüksekliği. Operatörler dakika başına alan içi 41 bin, alan dışı 59 bin lira ödüyor. Bu fiyatlarla görüşme yaptırmak mümkün değil. Vergilerini de toplayıp rakam verdiğinizde rekabet şansınız sıfıra iniyor. Biz bunun Avrupa’daki standartlarına, yani alan için 14 bin, alan dışı 18 bin liraya çekilmesini istiyoruz. İkinci problem C ve B tipi lisanslı operatörlere yönelik altyapının Türk Telekom tarafından halen sağlanmamış olması. Özellikle B tipi lisanslı operatörlerin altyapıyı kullanabilmeleri için şebekeler hazır değil. ‘Call by call’ adı verilen bu altyapıda telefonu kaldıran müşteri 4 haneli bir rakam çevirdikten sonra dilediği yerin numarasını arayabilecek. Bugün 0811’li hatlar, sonra pin kodu, sonra telefon numarası şeklinde yapılan görüşmeler doğrudan ve hızlı şekilde yapılabilecek.

Ancak Telekomünikasyon Kurumu’nun belirlediği takvim bile işlemiyor. Üstelik Türk Telekom ben bu altyapıyı hazırlarım ama 4 milyon 750 bin dolarlık yatırımı yeni operatörler karşılasın diyor. Diğer büyük problem haksız rekabet. TT eliyle ve kayıtdışı telefon görüştürenlerle haksız rekabet sürüyor. Çok ciddi olarak kaçak pazarı devam ediyor.

Arama kartları da kayıtdışına çok müsait. TK’nin kart basımı ve kart dağıtımını kontrol etmesi gerekiyor. Avrupa’da da on binlerce kart basıp, sonra ortadan kaybolanlar oldu. Arama kartları kesinlikle lisanslı operatörlerin kendi bayilerince yapılmalı. Ancak maalesef bu alan denetlenmiyor. Kışlalar, oteller, öğrenci yurtları ile başlayan kart pazarının sağlıklı büyümesi için denetim şart. Müşteriler de kesinlikle kaç liraya kaç dakika görüştüklerini bilerek kart kullanmalı.
(*) TELKODER Genel Sekreteri

MEHMETÇİK’E KIŞLA KART

Müşteri kitlesi olarak askerlere kilitlenip kamuflaj modelli kart basan operatörler bile var. Worldline kartlarıyla kışlalara ilk giren Komtel İletişim AŞ, hedef büyütüp kışlalardan sonra Akdeniz ve Ege’de turistlere de Türk markalı arama kartları satmak için bayi ağını genişletiyor. Erzurum Batı Kışla (5 bin asker), İzmir Foça 7. Jandarma Komanda Tugay Komutanlığı (9 bin asker), Manisa Kırkaağaç, Jandarma Eğitim Tugay Komutanlığı (8 bin asker) Worldline’in müşterilerinden birkaçı. Wordline Genel Müdürü İbrahim Şentürk, “Asker için bir milyon lira bile önemli. O yüzden özellikle 5 ve 10 milyonluk kartlarımız büyük ilgi görüyor. Türk Telekom kartıyla ankesörde dakikası 300 bin liradan konuşmaktansa bizim kartımızla dakikası 129 bin liraya konuşuyorlar.” diyor. Worldline her kışlaya kendi simge ve amblemleriyle kart bile basmış.

İstanbul’da Televersal’in bölge bayiliğini yapan ve Homecall kartı satan Jale İnan Bilgiç ile Murat Sayar da kışladaki haberleşme pazarını ilk keşfedenlerden. İnşaat mühendisi Sayar ile eski telekom çalışanı Bilgiç, telekom pazarının yeni girişimci yüzlerine de örnek. Trakya bölgesindeki askeri kışlalarda ve İstanbul’un Avrupa yakasında etkin olmak istiyorlar. Telekom ankesörlerinde kullanılan 10 milyonluk kartla 34 dakika görüşen askerlere 5 milyonluk kartla aynı imkanı sunuyorlar. Üstelik askeri kantinlere kart başına yüzde 10’luk kâr bırakılıyor.