Uzak Mesafe Telefon Hizmeti vermek isteyen işletmecilerin Lisanslarının Mayıs ayından itibaren verilmeye başlanacak olması, telekomünikasyon alanının serbestleşmesi yönünde atılmış çok olumlu ve sevindirici bir gelişmedir.
Bu aşamanın geçilmesinden sonra beklenen diğer aşamaların neler olacağını değerlendirmekte yarar vardır.
Birinci olarak, Lisans alan bu işletmecilerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için Türk Telekom A.Ş. nin santrallerindeki düzenlemenin süratle tamamlanması gerekmektedir. Aksi halde alınan bu lisansların bir değeri olmayacak ve fiili tekel devam edecektir. Türk Telekom A.Ş. tarafından, çeşitli Lisans tipleri için bu düzenlemelerin bir yılı aşacağı gibi kabul edilemez sürelerin öne sürüldüğü anlaşılmaktadır. Türk Telekom’un bu düzenlemeleri en kısa sürede tamamlamasının sağlanması için en büyük görev Telekomünikasyon Kurumu’na düşmektedir.
İkinci konu ise yeni işletmecilerinin Türk Telekom A.Ş. ile yapacakları Arabağlantı anlaşmalarının tamamlanmasıdır. Arabağlantı yapma yükümlüsü olan Türk Telekom A.Ş. nin bu konuda ilan edilmiş bir “Referans Arabağlantı Teklifi” bulunmamaktadır. Telekomünikasyon Kurumu, en kısa sürede sektör temsilcilerinin de görüşlerini alarak, Uzak Mesafe Telefon Hizmeti verecek işletmeciler ile Türk Telekom A.Ş. arasında imzalanacak olan Arabağlantı sözleşmesinin idari, mali, ve teknik esaslarının belirlendiği “Referans Arabağlantı Teklifi” ni ilan ederek hayata geçirmelidir. Lisansların verilmesi ile birlikte, işletmecilerin Türk Telekom’a ödeyecekleri arabağlantı ücretleri mutlaka belirlenmelidir.
Üçüncü olarak, bu işletmecilerin faaliyetlerine başlaması ile tüketicilerin lehine olması beklenen fiyat düşüşlerinin, getirilmesi düşünülen yeni vergiler ile ortadan kaldırılmak istenmesidir. Serbestleşen ortamın tüketici lehine getireceği bu yararın, ülke ekonomisine, rekabete ve yeni işletmecilerin gelişmesine yapacağı katkının göz ardı edilmemesi gerektiği mutlaka dikkate alınmalıdır. Hükümetimizden, basına yansıyan bu hazırlığını yürürlüğe koymamasını bekliyoruz.
Birazda bu Lisansların verimesi ile piyasada oluşacak gelişmeleri yorumlayalım isterseniz.
Bu güne kadar ülkemizde yasal olmayan bir şekilde İnternet telefonu (VOIP) terminasyonu yapan, yani yurt dışından ülkemize doğru yapılan telefon aramalarını sabit ve GSM abonelerinde sonlandıran firmalar, Lisans almaları halinde bu işi yasal olarak devam ettirme şansına sahip olacaklardır.
Bir diğer genel görüş ise, bu hizmeti vermek isteyen çok sayıda işletmecinin ortaya çıkması ile pazarın daralacağı ve iş planları yeterince sağlam olmayan işletmecilerin işletmecilikten çekileceği veya birleşmelerin ortaya çıkacağı şeklindedir. Bu görüşün doğru olup olmadığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Uzak Mesafe Telefon Hizmetinin rekabete açılması güncel konumuz olmakla birlikte, Kablo TV şebekelerinin Lisanslarının verilmek suretiyle rekabete açılmasının daha büyük önem taşıdığı unutulmamalıdır.
Uzak Mesafe Telefon Hizmeti, hizmete dayalı rekabeti getirmektedir. Yani bu hizmetin verilebilmesi için yeni işletmeciler, kendi kuracakları techizatın yanı sıra, mülkiyeti Türk Telekom A.Ş. ye ait olan santraller, kablolar ve ana omurgayı bedeli karşılığında kullanacaklardır. Bu durum yeni işletmecilerin en önemli maliyet, hizmet kalitesi ve kullanıcıya erişim unsurlarının Türk Telekom A.Ş. tarafından kontrol edilmesi anlamını taşımaktadır.
Kablo TV şebekeleri için lisansların verilmesi halinde ise, işletmeciler var olan şebekenin veya yeni kuracakları şebekenin mülkiyetine sahip olma şansını elde edeceklerdir. Bu ise yukarıda sözü edilen sakıncaları ortadan kaldıracak ve altyapıya dayalı gerçek rekabet ortamı oluşacaktır. Alternatif erişim şebekesi olan Kablo TV şebekesinin önemi Avrupa Birliği tarafından da anlaşıldığından, AB’ye üye ülkelerde Kablo TV şebekelerinin mülkiyetinin Ana operatörlerde kalması yasaklanmıştır.