Danıştay, 1 Mart’ta giren Türk Telekom’un yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesini durdurdu.
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom tarafından hazırlanan, 1 Mart 2007 itibariyle yürürlüğe giren yeni ücret tarifesinin onaylanmasına ilişkin 25 Aralık 2006 tarihli Telekomünikasyon Kurulu kararının ve 28 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı.
Davaya ilişkin ilk incelemesini tamamlayan Danıştay 13. Dairesi söz konusu Telekomünikasyon Kurulu kararının yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi.
Daire, tarife yönetmeliğinin 7. maddesinin tavan fiyat yöntemine ilişkin kısımlarıyla 11. ve 12. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemini ise oy birliğiyle reddetti.
Dairenin kararında, Türk Telekom tarafından dava konusu tarifenin 31 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ”Tavan Fiyat Tebliği”ne göre hazırlandığı ve kurum tarafından 25 Aralık 2006 tarihinde onaylandığı, 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Kararda, tebliğin 1 Ocak 2004 tarihinde başlayıp 1 Aralık 2005 tarihinde sona erecek şekilde 2 yıllık bir dönemi kapsaması, kurulun gerekli görmesi halinde her tavan fiyat döneminin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona erecek şekilde 1 yıl daha uzatılarak yürürlükte bulunması karşısında, kurum tarafından bu tebliğe dayalı olarak 2007 ve daha sonraki dönemleri ilişkin tarifenin onaylanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı vurgulandı.
Yeni tebliğ ile il içi arama ücretine azami artış oranı sınırının getirildiği onaya ilişkin eski tebliğ hükümlerinde böyle bir sınırlama bulunmadığı belirtilen kararda, davanın konusunu da il içi aramalara yüksek oranda zam yapılırken, şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere maliyetin altında indirim yapılması yönündeki iddiaların oluşturduğu anımsatıldı.
Kararda bu nedenle, onaylanan tarifenin kanunla korunması gereken tüketici menfaatlerine aykırı olduğu ifade edilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 30/b maddesinde ve tarife yönetmeliğinin 5/e maddesinde öngörülen bazı hizmetlerin maliyetinin başka hizmetlerin ücretlerinden desteklenmesi veya karşılanmaması gerektiğine ilişkin ilkeyle bağdaşmadığı, bu itibarla mevzuata uygun olarak onaylanmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Dairenin kararında, ”Davalı (Telekomünikasyon Kurumu) tarafından il içi aramalara yapılan zammın, 3 yıldır herhangi bir artış yapılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de aynı tarifenin şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde yüksek oranlarda indirim içermesi nedeniyle 406 sayılı kanunun 30/b maddesinde belirtilen tarifelerin dengelenmesinin hukuka aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından davalı idarenin savunması hukuki bulunmamıştır” denildi.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu’nun ve Türk Telekomünikasyon A.Ş’nin karara itiraz hakları bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.