Türk Telekom’da 16 Ekim’de başlayan grevle ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyen Telkoder, yaşanan grevin her türlü şart altında kesintisiz haberleşme güvenliğinin sağlanması için hazır olunmadığını ortaya koyduğunu savundu. Toplantıda konuşan Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak, grevin telekomonikasyon alanındaki altyapı eksikliğini gözler önüne serdiğini ve alternatifsiz bir telekomünikasyon altyapısı ile çalışıldığını dile getirdi. Devam eden grevle birlikte özellikle bankalar, gümrükler, havayolu gibi kuruluşların işlem ve iletişimlerinde aksamalar yaşadığını söyleyen Arıak, grevin devam etmesi halinde bu aksaklıkların büyüyeceğini ve bireysel kullanıcıların da durumdan etkileneceğini kaydetti.
Grevin alternatif operatörler tarafında iki türlü yansımasının görüleceğini söyleyen Arıak, alternatif operatörlerin yeni hizmetler verme ve mevcut müşterilerine hizmet götürme noktasında sorun yaşadığını belirterek “şu ana kadar elimize gelen bilgilere göre iki firmamızın toplamda 100 bin YTL’lik kaybı sözkonusu” dedi. Önümüzdeki haftadan itibaren grevin yansımalarının daha da etkin şekilde hissedilebileceğini belirten Arıak, grevin vatandaşa yansımasında da arızaların giderilmesi yönünde sıkıntılar olabileceğini ve yeni kurulumların bekleyeceğini dile getirdi. Mobil haberleşmeyi de etkileyen sabit telefon altyapısının sadece Türk Telekom’un elinde olmasının herhangi bir nedenle aksaklık olduğunda bu tür sorunlara yol açacağını hatırlatan Arıak, “Bu grev Türkiye’de telekomünikayon sektöründeki pazarda serbestleşmenin tam anlamıyla sağlanamamasının sakıncalarını net olarak ortaya koymuştur. Alternatif operatörler için doğru adımlar zamanında atılmış olsaydı, ruhsatlamalar ve gerekli düzenlemeler yapılmış olsaydı sağlıklı bir rekabet ortamı yaratılmış olurdu ve Türkiye bu grevden olumsuz etkilenmezdi” yorumunda bulundu.
Kablolu TV şebekesi atıl bırakıldı
Türk Telekom özelleştirilirken, rekabet kurumunun kararı ile Kablolu TV şebekesinin özelleştirilmek üzere dışarıda bırakıldığını hatırlatan Arıak, alternatif operatörler için hazır bir altyapı sunabilme olanağına karşın hala özelleştirilmediğinin altını çizdi. Telekomünikasyon sektörü için önemli bir alternatif sunabilecek bu yapının atıl bırakıldığını vurgulayan Arıak, toplamda bütün altyapının tek bir kurum üzerinden sunulmasının Türk telekomünikasyon sektörüne zarar verdiğini vurguladı.
Altyapı işletmeciliği ve hizmet sağlayıcılığı ayrılmalı
Arıak, toplantıda altyapı hizmetlerinin güvenilirliği, sürekliliği makul fiyat ve kalitede sunulabilmesi için AB ülkelerinde olduğu gibi Türkiye Telekomünikasyon pazarında da altyapı işletmeciliği ile son kullanıcıya verilen hizmet sağlayıcılığının birbirinden ayrılması gereğine de dikkat çekti. Sabit telefon hizmetlerinin rekabete açılmasının da geciktirildiğini ve genişbant erişiminde Türk Telekom’un yüzde 97’lik paya sahip olduğunu hatırlatan Arıak, toplantının sonunda Türk Telekom sektörünü tam etkin ve serbestleşmeye hükümeti de etkin rekabet koşullarını sağlamaya çağırdı.