TELKODER: Telekomünikasyonda Serbestleşmenin Tam Zam Zamanı

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Türk Telekom’daki grevin, şirketin kesintisiz haberleşme güvenliğinin sağlanması konusunda hazır olmadığını ortaya koyduğunu belirterek, “Tek şebekeye bağımlılık ve rekabetsizlik, haberleşme hizmetlerinde büyük kesintisizlik/güvenilirlik sorunlarını beraberinde getirmektedir. Tek çözüm serbestleşmenin sağlanmasıdır” dedi.

TELKODER’den yapılan açıklamada, Türk Telekom işyerlerinde başlayan grevde, işçi ve işveren taraflarının en kısa sürede anlaşarak grev halinin sona ermesi temennisinde bulunuldu.

Türk Telekom’da ilk kez olan grev, savaş, deprem, grev gibi olağanüstü zamanlarda kesintisiz haberleşme güvenliğinin sağlanması için hazır olmadığını ortaya koyduğunun savunulduğu açıklamada, “Türk Telekom işyerlerinde sürmekte olan grev nedeniyle iletişimde daha geniş bir aksaklık yaşanmaktadır. Sabit ve cep telefonu hizmetleri ile internet hizmetleri başta olmak üzere tüm haberleşmemiz bu grevden etkilenmiştir” denildi.

Grevin, alternatif altyapı eksikliğini gözler önüne serdiğine dikkat çekilen açıklamada, devam eden grevle beraber başta tüketicilerin aldıkları hizmetler olmak üzere, bankalar ve havayolu şirketleri gibi birçok sektörde işlemler ve iletişim aksamaya başladığı, grevin uzaması halinde bu aksaklıklar büyüyeceği vurgulandı.

ÇÖZÜM SERBESTLEŞMEDE

Grevle birlikte Türkiye’nin, telekomünikasyon gibi kritik önem taşıyan bir pazarda serbestleşmenin tam anlamıyla gerçekleşmemiş olmasının sakıncalarını çok net bir şekilde ortaya çıktığına işaret edilen açıklamada, şöyle denildi:

“Oysa ki, alternatif telekom operatörleri için doğru adımlar zamanında atılmış, sağlıklı bir rekabet ortamını tesis etmek üzere ruhsatlamalar ve gerekli düzenlemeler yapılmış olsaydı, Türkiye bu grevden olumsuz etkilenmez; Türk Telekom çalışanlarının anayasal hakkı olan grev de daha olağan çizgide sürdürülebilirdi. Türk Telekom’un kullandığı altyapı, halen ülkemizde iletişim amacıyla kullanılan tek telekomünikasyon altyapısıdır. Sabit telefon, internet erişimi ve kısmen cep telefonu hizmetleri, bu şebeke üzerinden sağlanmaktadır. Tek şebekeye bağımlılık ve rekabetsizlik, haberleşme hizmetlerinde büyük kesintisizlik/güvenilirlik sorunlarını beraberinde getirmektedir. Tek çözüm serbestleşmenin sağlanmasıdır.”

Açıklamada, grev nedeniyle, Türk Telekom şebeke hizmetlerinde ortaya çıkan aksaklıklardan, telefon ve internet erişimi hizmeti veren üye işletmeci şirketlerin büyük ölçüde olumsuz etkilendiği belirtilerek, yeni gelişmekte olan alternatif işletmecilerin kayıplarının ise şimdiden milyonlarca doları bulduğu ifade edildi.

Avrupa Birliği’nde olduğu gibi Türkiye telekomünikasyon pazarında da altyapı işletmeciliği ile son kullanıcıya verilen hizmet sağlayıcılığının birbirinden ayrılması gerektiğine de dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bundan sonra benzeri sorunların yaşanmasını önlemek üzere pazarda sağlıklı rekabet koşullarının oluşturulabilmesi için herkese büyük görev düşüyor. En kısa zamanda Telekomünikasyon Kurumu’nun ve Hükümetimizin etkin rekabet koşullarını sağlaması gerekmektedir. Şehiriçi Telefon Hizmetleri rekabete açılmamıştır. Lisanslar derhal verilmelidir. Türk Telekom’un Mart ve Temmuz 2007 tarihlerinde Telekomünikasyon Kurumu’nun onayı ile yürürlüğe koyduğu telefon tarifeleri, tüketici için zam ve yıkıcı fiyatla rekabeti yok etmek anlamındadır. Genişbant internet erişiminde TTNet yüzde 97 paya sahiptir. Rekabet de yoktur, alternatif/yedek şebeke de yoktur. Kablo TV şebekesi atıl bırakılmıştır. Altyapı rekabetinin, genişbant internet erişimi rekabetinin gelişmesi için, Kablo TV şebekesi zaman geçirilmeden özelleştirilmelidir. Neden beklendiğinin açıklaması yoktur.”