Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği olan Telkoder’in Başkanı Yusuf Ata Arıak “Türk Telekom’da ilk kez olan grev, savaş, deprem, grev gibi olağanüstü zamanlarda kesintisiz haberleşme güvenliğinin sağlanması için hazır olmadığımızı ortaya çıkarmış bulunuyor.” dedi.
TELKODER (Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği) bugün İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyerek, Türk Telekom grevinin farklı bir yanına dikkati çekti. Telkoder’den yapılan açıklama şu şekilde :
Türk Telekom işyerlerinde 16 Ekim günü başlayan grevde, işçi ve işveren taraflarının en kısa sürede anlaşarak grev halinin sona ermesini diliyoruz.
Türk Telekom’da ilk kez olan grev, savaş, deprem, grev gibi olağanüstü zamanlarda kesintisiz haberleşme güvenliğinin sağlanması için hazır olmadığımızı ortaya çıkarmış bulunuyor.
Birkaç yıl önce Cezayir’de meydana gelen depremde uluslararası fiber hatlarının kopması ile Türkiye’nin dünya ile internet bağlantısı tümden kesilmişti; yeni işletmecilerin sağladığı uydu kapasitesi ile, internet bağlantısı yeniden ve kısmen sağlanmıştı; yeni işletmecilerin ve alternatif altyapıların varlığının gerekliliği, bu olayda ilk kez ortaya çıkmıştı.
Şimdi Türk Telekom işyerlerinde sürmekte olan grev nedeniyle iletişimde daha geniş bir aksaklık yaşanmaktadır. Sabit ve cep telefonu hizmetleri ile internet hizmetleri başta olmak üzere tüm haberleşmemiz bu grevden etkilenmiştir.
TELKODER olarak, 16 Ekim’de başlayan grevin, alternatif altyapı eksikliğini gözler önüne serdiğine inanıyoruz. Devam eden grevle beraber başta tüketicilerin aldıkları hizmetler olmak üzere, bankalar ve havayolu şirketleri gibi birçok sektörde işlemler ve iletişim aksamaya başlamıştır. Grevin uzaması halinde bu aksaklıklar büyüyecektir.
Grevle birlikte Türkiye, telekomünikasyon gibi kritik önem taşıyan bir pazarda serbestleşmenin tam anlamıyla gerçekleşmemiş olmasının sakıncalarını çok net bir şekilde anlamış ve yaşamış oldu. Oysa ki, alternatif telekom operatörleri için doğru adımlar zamanında atılmış, sağlıklı bir rekabet ortamını tesis etmek üzere ruhsatlamalar ve gerekli düzenlemeler yapılmış olsaydı, Türkiye bu grevden olumsuz etkilenmez; Türk Telekom çalışanlarının anayasal hakkı olan grev de daha olağan çizgide sürdürülebilirdi.
Türk Telekom’un kullandığı altyapı, halen ülkemizde iletişim amacıyla kullanılan tek telekomünikasyon altyapısıdır. Sabit telefon, internet erişimi ve kısmen cep telefonu hizmetleri, bu şebeke üzerinden sağlanmaktadır. Tek şebekeye bağımlılık ve rekabetsizlik, haberleşme hizmetlerinde büyük kesintisizlik / güvenilirlik sorunlarını beraberinde
getirmektedir. Tek çözüm serbestleşmenin sağlanmasıdır.
Devam etmekte olan grev nedeniyle, Türk Telekom şebeke hizmetlerinde ortaya çıkan aksaklıklardan, telefon ve internet erişimi hizmeti veren üye işletmeci şirketlerimiz büyük ölçüde olumsuz olarak etkilenmektedir. Yeni gelişmekte olan alternatif işletmecilerin kayıpları, şimdiden milyonlarca doları bulmuştur.
Altyapı hizmetlerinin güvenilirliği, sürekliliği, makul fiyat ve kalitede sunulabilmesi, vatandaşlara verilen hizmetlerde rekabetin sağlanabilmesi için, Avrupa Birliği’nde olduğu gibi Türkiye telekomünikasyon pazarında da altyapı işletmeciliği ile son kullanıcıya verilen hizmet sağlayıcılığının birbirinden ayrılması gerekiyor.
Bundan sonra benzeri sorunların
yaşanmasını önlemek üzere pazarda sağlıklı rekabet koşullarının oluşturulabilmesi için herkese büyük görev düşüyor. En kısa zamanda Telekomünikasyon Kurumu’nun ve Hükümetimizin etkin rekabet koşullarını sağlaması gerekmektedir.
Şehiriçi Telefon Hizmetleri rekabete açılmamıştır. Lisanslar derhal verilmelidir.
Türk Telekom’un Mart ve Temmuz 2007 tarihlerinde Telekomünikasyon Kurumu’nun onayı ile yürürlüğe koyduğu telefon tarifeleri, tüketici için zam ve yıkıcı fiyatla rekabeti yok etmek anlamındadır.
Genişbant internet erişiminde TTNet %97 paya sahiptir. Rekabet de yoktur, alternatif/yedek şebeke de yoktur.
Kablo TV şebekesi atıl bırakılmıştır. Altyapı rekabetinin, genişbant internet erişimi rekabetinin gelişmesi için, Kablo TV şebekesi zaman geçirilmeden özelleştirilmelidir. Neden beklendiğinin açıklaması yoktur.
TELKODER olarak, Türk telekom sektörünün en kısa zamanda hak ettiği yere ulaşacağına inancımızı vurguluyor, Türk telekom sektörünü tam ve etkin serbestleşmeye çağırıyoruz.
Tüketicinin, rekabetin, kesintisiz haberleşme güvenliğinin güvencesiyiz.