Telkoder’in ‘Telekomünikasyon Sektörünün 2016 Karnesi’ Raporu Yayınlandı


Raporda, büyük operatörler ile alternatif işletmeciler arasında eşit rekabet koşullarının oluşmaması ile yüksek vergiler ve cezalar sebebiyle; alternatif işletmecilerle birlikte Turkcell, Vodafone, Türk Telekom gibi büyük işletmecilerin de yatırım ve karlılık açısından zorluklar yaşadığı ifade ediliyor. Sektördeki toplam karlılığının 2016 yılında eksiye düşmesinin ciddiye alınması gereken bir durum olduğu ve mevcut politikaların sorgulanması ve rekabet odaklı bakış açısının güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

TELKODER, 2016 Yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu’nu yayımladı. Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyüklüğünün 15,06 milyar dolar olduğu açıklandı. Sabit ve mobil hizmetler üzerindeki KDV, ÖİV, Hazine Payı, Kurum Masraflarına Katkı Payı, Evrensel Hizmet Fonu ve Cezalar kapsamında 6,36 milyar dolar gibi oldukça yüksek bir rakamın sektör tarafından doğrudan devlete ödendiğine dikkat çekildi.

Türkiye için kritik sektörlerin başında gelen Telekomünikasyon Sektörünün dolar bazında büyümediğini belirten TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, “Aslında 21,4 milyar dolar olması gereken telekomünikasyon sektörü gelirlerinin, devlete doğrudan ödenen kalemler neticesinde, 15,06 milyar dolara düşmesi, gelirlerin yaklaşık %30’unun sektörden devlete aktarılması anlamına geliyor. Hem rekabetin tam olarak sağlanamaması hem de bu ağır şartlar nedeniyle alternatif işletmecilerle birlikte Turkcell, Vodafone, Türk Telekom gibi büyük işletmeciler de yatırım ve karlılık açısından önemli zorluklar yaşıyor” dedi.

TELKODER, 2016 yılına dair sektörel değerlendirmeleri, sorunları ve çözüm önerilerini bir araya getirdiği “2016 Yılı Sektör Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler” raporunu yayımladı. Telekomünikasyon sektörünün dolar bazında büyümediğinin, sektörün 2016 yılında zarar etmeye başladığının vurgulandığı raporda, sektör üzerindeki mali yükün giderek arttığı belirtiliyor. 2016 yılı sonu itibariyle 21,4 milyar dolar olması gereken sektör gelirlerinin 6,36 milyar dolar gibi yüksek bir oranının vergiler ve cezalar kapsamında sektörden doğrudan çıktığına ve sektör büyüklüğünün 15,06 milyar dolar olarak belirlendiğine dikkat çekiliyor.

Raporda, büyük operatörler ile alternatif işletmeciler arasında eşit rekabet koşullarının oluşmaması ile yüksek vergiler ve cezalar sebebiyle; alternatif işletmecilerle birlikte Turkcell, Vodafone, Türk Telekom gibi büyük işletmecilerin de yatırım ve karlılık açısından zorluklar yaşadığı ifade ediliyor. Sektördeki toplam karlılığının 2016 yılında eksiye düşmesinin ciddiye alınması gereken bir durum olduğu ve mevcut politikaların sorgulanması ve rekabet odaklı bakış açısının güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Alternatif işletmecilik tam olarak desteklenmiyor

Alternatif işletmecilerin gelirlerinin 3,68 milyar TL civarında olduğu belirtilirken, 2002 yılında başlayan serbestleşme hareketinden 2016 sonuna gelindiğinde, geçen 14 senenin neticesinde alternatif işletmecilerin toplam sektör gelirleri içerisindeki payının sadece %12’lerde kaldığına vurgu yapılıyor. Alternatif işletmecilerin önünün açılarak rekabetin artırılmaması halinde telekomünikasyon sektörünün büyümesinin mümkün olmadığı dile getiriliyor. Sektörün büyümesi ve karlılıkların yeniden artabilmesi için tüm dünyada da kabul gördüğü şekilde “etkin rekabetin” stratejik bir amaç haline getirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Ülke güvenliği konusundaki yeni hassasiyetler sektörü daha da zorluyor

Ülkemizde yaşanan yasadışı faaliyetlerin ve siber tehditlerin tüm dünyada olduğu gibi artış göstermesi, milli güvenlik ve kamu düzeni konusunda yeni tedbirlerin hayata geçirilmesi ihtiyacını ortaya çıkardı. Söz konusu tedbir ve düzenlemelerin odak noktasının elektronik haberleşme sektörünün oluşturduğu belirtilen raporda, özellikle 2016 yılında sektörde oldukça önemli ve kapsamlı düzenlemelerin hayata geçirildiği vurgulandı. Bu yükümlülükler ile gerek hukuki risklerin gerekse de maliyet yükünün işletmecilerin üzerine bırakıldığının altı çizilirken, özellikle küçük ölçekli işletmeciler için ciddi bir yük getiren bu yükümlülüklerin devlet tarafından desteklenmesi gerektiği belirtildi.

Adil Kullanım Noktası işletmecilere ağır yükler getiriyor, tüketiciler de etkilenecek

BTK tarafından sektörde tüketici haklarının korunmasına yönelik tedbirlerin arttırılması için alınan Adil Kullanım Noktası (AKN) hızlarının yeniden belirlenmesi ve 2018 yılında da kaldırılmasını öngören düzenlemeye de değinildi. Sektörde hizmet sunan işletmecilere altından kalkması çok güç mali ve operasyonel yükümlülükler getiren bu düzenlemenin tüketici haklarının korunması ve hizmet kalitesi açısından olumlu bir yaklaşım olduğu ifade edilirken, düzenlemelerin uzun vadede tüketiciye olumsuz fiyat, kampanya ve şartlar olarak yansıyacağı unutulmamalıdır denildi.

Sabit telefon kan kaybetmeye devam ediyor

Sabit ses trafiğindeki %18,58 oranındaki düşüşle birlikte sabit telefon abone sayısındaki düşüş eğiliminin 2016 yılında da devam ettiği görülüyor. Buna göre 2010’da 16 milyon olan sabit telefon abonesi sayısı 2015’te 11,49 milyon kişiyken, 2016 sonunda daha da azalarak 11,08 milyona düştü.

Genişbant İnternet abone sayısı hızlı büyümüyor, mobil bilgisayardan internet düştü

2015 yılında 48,6 Milyon olan toplam genişbant abone sayısının 2016 yılında 62,2 milyona ulaştığı görülüyor. Veriler incelendiğinde, meydana gelen bu artışın temel kaynağının mobil cepten internet abone sayısındaki artış olduğu anlaşılıyor.

TELKODER raporunda mobil genişbant, kablo İnternet,xDSL ve fiber abone sayısındaki artışların beklenenden düşük olduğunu ve son yıllarda büyüme gösteren mobil bilgisayardan internet abone sayısının %22,5 düşüş yaşadığını ortaya koydu. Yaşanan bu durumun nedeni olarak; sektörde eşit rekabet şartlarının gelişmemesi,kullanıcıların talebini artıracak, farklı kalite, hız ve kotalardan oluşan bir hizmet çeşitliğinin sunulamaması gösterildi.

Fiber abone sayısının kayda değer oranda arttırılabilmesi için, fiber şebekenin hızla yaygınlaşması ve bu kapsamda, yerli ve yabancı yatırımcıların fiber altyapı kurma çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği ifade edildi. Mevcut durumda, yerel yönetimler tarafından fiber şebeke tesisinin bir kazanç kapısı olarak görülmekte olduğu ve
işletmecilerin kendi fiber şebekelerini tesis etmeleri önünde hukuki ve mali engeller çıkarıldığı, oysaki yaygın bir fiber şebeke tesisinde yerel yönetimlerin daha aktif destek vermesinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.

4,5G ve mobil internet yükselişini sürdürüyor

Mobil internet kullanım oranlarına bakıldığında, 1 Nisan 2016’dan itibaren sunulmaya başlanan 4,5G hizmetine yönelik abone sayısının 2016 sonunda 51 Milyona ulaşması dikkat çekiyor. 3G abone sayısının çok büyük bir kısmının 4,5G aboneliğine geçtiği ve mobil internet kullanım miktarının son bir yıl içerisinde %103 arttığı görülüyor.

5G’ye geçiş için fiber altyapı yatırımı gerekiyor

4,5G ile trafiğin ciddi ölçüde artması yeni yatırımları daha da ivedi hale getiriyor. Orta vadede ve özellikle 5G’ye geçiş ile ortaya çıkacak olan büyük kapasitenin taşınabilmesi için yaygın fiber şebekelerin gerekliliğine işaret eden TELKODER, ülkemizdeki fiber uzunlukları ve yaygınlık oranları dikkate alındığında, henüz yeterli altyapı olmadığı için ülkemizdeki fiber altyapının dünya ortalamalarına getirilmesi için çalışmalara hız verilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bu kapsamda mevcut fiber altyapı uzunluğunun en az 6 katına çıkarılması gerekiyor.

Hazırlanan rapor hakkında değerlendirmede bulunan TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, “Türkiye’de elektronik haberleşme sektörü dolar bazında son yıllarda maalesef büyümüyor ve sektör gelirleri de aynı şekilde artmıyor. Sektörün en büyükleri olan Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom’un kârlılıklarına bakıldığında, gelirler hedeflendiği ölçüde artmıyor ve sektör toplamda zarar ediyor. Alternatif işletmecilere ise hak ettikleri destek tam olarak verilmiyor ve sürdürülebilir rekabette önleri tıkanıyor. Özetle, telekomünikasyon sektörü tüm bu olumsuzluklar kapsamında yakın gelecekte önemli sorunlar yaşayabilir.” dedi.

Sektörümüzdeki tüm oyuncuları rekabetin geliştiği, tüketicinin korunduğu bir sektör için birlikte hareket etmeye çağıran Arıak, “Sektörün büyüme yakalayabilmesi ve sürdürülebilir bir iyileşme için serbestleşme adına çıkarılan kanunların uygulanması ve son yapılan düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor. Zira son dönemde hem ülke güvenliğinin sağlanması hem de tüketici hakları kapsamında işletmecilere çok ağır yaptırımlar ve altından kalkılması zor mali yükler getirilmiş oldu ve bunlar sektörü çok sarstı. Bu durum şirketlerin sürdürülebilirliğini ve gelecek planlarını etkilemekle kalmayacak, uzun vadede vatandaşların cebinden çıkacak elektronik haberleşme faturalarının da artmasına yol açacak” dedi.