Türk Telekom sonuçta dediğini yaptı ve Telekomünikasyon Kurumu’ndan onay aldı. Bugün yayınlanan fiyatlara bakıldığında, şehiriçi fiyatlara yüklenildiği, uzun mesafe trafiğinde ise büyük indirimlere gidildiği görülüyor. Sektörün genç işletmeci şirketleri, pazarda serbestliğin işlemediği iddiasındalar.
Telekom sektörünü 2 haftadır meşgul eden Türk Telekom fiyat tarife değişikliği, en sonunda Telekomünikasyon Kurumu’ndan onay aldı ve bugün açıklandı. Tarifenin, uzak mesafe ses hizmetlerinde Skype benzeri uygulamalar ve alternatif telekom işletmecileri nedeniyle % 25 kadar pay kaybeden Türk Telekom’un sıkıntılarına çözüm getirecek, ama alternatif telekomcuların hareket ettiği kısacık alanı daha da daraltacak bir karakter taşıdığı belirtiliyor.
Nitekim Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak konuyla ilgili olarak şunları söyledi;
Dünyanın her memleketinde telekom alanında tekel bir işletme var ama her ülkede özel işletmeciler yok.
Türkiye serbestleşme yapacağım dedi. Ulaştırma Bakanlığı ve Telekomünikasyon Kurumu elele lisanslar çıkarttı. İşletmecilerden bir sürü paralar alındı. Sonra da, “Siz çok önemlisiniz.” denildi. Ama şimdi rekabet korunmuyor. Tekel olan korunuyor.
UMTH firmaları 17 mayıs 2004’den itibaren aldıkları lisansları gereği ancak uzun mesafelerde yani şehirlerarası ve ululararası aramalarda hizmet veriyorlar. Türk Telekom’un indirim yaptığı kalemler de bunlar. Yani zaten çok küçük marjlarla iş yapmaya çalışan firmaların önü, bu yeni indirimlerle iyice kesilmiş oluyor.
Diğer tarafta ise, UMTH firmalarının alanına girmeyen şehiriçi arama fiyatları ve sabit abonelik ücretinde zam yapılıyor. Bir anlamda rekabet nedeniyle indirim yapılan bölümden kayıplar, rekabet olmayan bölüme yapılan zamlarla karşılanmış oluyor.
Ancak bu durumun göründüğünden farklı bir boyutu olabileceğine de inananlar var. Telekom sektöründen bir uzman bu farklı boyutu şöyle anlatıyor ;
Türk Telekom bu tarifeyi hazırlamak ve TK’ya onaylatmakla aslında kendini büyük bir riske atmış durumda. Rekabetin olduğu şehirlerarası / milletlerarası tarifeler düşerken, olmadığı şehiriçi tarifeler artıyor.
Bu durum, zaten enflasyon riskinden dolayı eli zayıf durumda olan Hükümete ve uzun zamandır elle tutulur bir icraat yapamayan, Telekomünikasyon Kurumu’na şehiriçi telefon hizmeti lisanslarını vermek için iyi bir fırsat olacaktır.
Bu durumda, IP üzerinden kurumlara genişbant (ADSL üzerinden bireylere) şehiriçi ses hizmeti vererek, UMTH operatörlerinin Türk Telekom’un cirosundan 1 milyar $’a yakın bir pay koparmaları hiç de süpriz olmayacaktır.
Buradaki tek eksik, ortamın getirdiği fırsatı, değerlendirme vizyonuna sahip olmayan UMTH işletmecileridir.
Bu sözlerimi ağır bulanlar olabilir ama UMTH firmaları ve Telkoder, yukarıda anlattığım Türk Telekom’un verdiği açığı değerlendirmek yerine yani şehiriçi telefon hizmetine imkan veren lisans değişikliği üzerinde çalışmak yerine, TK’nın onaylamaması için hukuki bir gerekçe bulunmayan tarifelerle boş vakit harcadılar. Sonuçta da tarifeler onaylandı ve bitti.
Tabi sektörde başka yorumlar da var. Bunlardan birisi, Türk Telekom’un kolay yolu seçerek, elindeki sağmal inekle uğraştığı ve hiçbir yenilik yapmadığı şeklinde. Bunu ifade eden sektör sakini şöyle konuşuyor;
Geçen 1 yıl boyunca ne toptan alanda ne de bireysel alanda bir değişiklik görmedik. Oysa, hem telekom sektörü, hem tüketiciler ve hatta Türk Telekom’un işini seven (hepsi değil) çalışanları, özelleştirmeyi dört gözle bekliyorlardı ama bulabildikleri yenilik pek var denemez.
Son 1 yıl içinde dünyada hızlı bir gelişme var. Triple-play, IPTV gibi pek çok sıcak konu var ama Türkiye içinde biz yerimizde saydık. Dünkü basketbol yazımda da göreceğiniz üzere, Türk Telekom’un özelleşmesinden yarar gören belki de tek bölüm Basketbol Kulübü oldu.
Dğer yandan Telekomünikasyon Kurumu’nun da başarılı 1 yıl geçirdiği söylenemez. Daha önce özelleşecek diye gözetildiği itiraf edilen Türk Telekom şimdi de “Aman adamlar 6,5 milyar $ verdiler. Zarar ettirirsek olmaz” mantığıyla olsa gerek yine korunuyor gibi. Geçen yıl hazırlanan ve 12 mayıs 2006’ya kadar da görüşler toplanan “Sabit Telefon Hizmetleri Lisansı” yani şehiriçi aramalar dahil tüm ses hizmetlerini içeren lisans ortalarda gözükmüyor. Artık çıkarsalar da şu iş rahatlasa ama başka bir sektör uzmanı ekliyor ;
TK Türk Telekom’un zam yaptığı tarifelerde daha sonra indirim yapamaması için yeni yönetmelik çıkarmalıdır.
Bir başka sektör uzmanı ise tarife değişikliği konusunda şu sözleri söylüyor;
Bu tür büyük çaplı satınalmalar sonrasında ciddi organizasyonel değişiklikler ve yeni stratejiler söz konusu olacağı için ilk bir iki sene dışardan bakıldığında pek fazla değişiklik yok gibi görünür. Gelirleri bir sene içinde artıracak bir formül olsa bunu özelleştirmeden önce devlet de yapabilirdi. Yani Türk Telekom’un gelirlerinin Oger yönetiminde hızla artırmasını beklememeliyiz.
Ancak büyük çaplı yatırımlar yapmasını beklemeliyiz. Devletin mevcut ihale yasasıyla gerçekleştiremeyeceği veya yavaş ve pahalı biçimde gerçekleştirebileceği yatırımları Oger’in derhal ve fazlasıyla yapmasını beklerdik.
Fakat görünen o ki, Oger devletin yaptığı kadar bile yatırım yapmıyor ve bunun yerine elindeki koyundan daha fazla yağ çıkarmaya çalışıyor.
Rekabet olmayan ve mevcut gelirlerin %50’sini oluşturan lokal görüşmelere zam yapıp, iyi kötü rekabet olan ve üstelik mevcut gelirlerin sadece %10’unu oluşturan milletlerarası görüşmelerde indirim yapmanın başka bir izahı yok.
Bunu ancak özelleştirilmemiş bir devlet şirketi yapar. Türl Telekom aynı şekilde devam etsin diye özelleştirilmedi. Verimliliği artırmak için özelleştirildi. Bunun için de atıl duran altyapının ve kapasitenin daha iyi kullanılması gerekir. Aboneler neyi nispeten ucuz buluyorsa zam yapmak ve neyi pahalı bulup, imtina ediyorsa indirim yapmak maharet değil.
Tam tersine düzenleyici kurumlar tarafından cezalandırılması gereken bir durum. Oger’den esas beklenen, daha fazla yatırım ve altyapının daha verimli kullanılmasını sağlayacak yeni ürünlerdir.
Ancak yeni ürünler veya servisler sayesinde dakika sayısı ve gelirler artacaktır. Fakat, Oger’de veya danışmanlarında böyle bir düşünce sistemi görmüyoruz. İşin kolayına kaçıyorlar ve hükümet de seyirci kalıyor.
Özetle, son 5 yıldır değişen bir şey yok.. Aynı şekilde davranmaya devam eden Türk Telekom, aynı davranan Telekomünikasyon Kurumu, aynı davranan UMTH işletmecileri ve tabi ki aynı davranan Telekom tüketicileri. Yani “Garp cephesinde Yeni Bir Şey Yok” ya da “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar dışında bir şey yok”..
Not : Tüketiciler Birliği “Telekomünikasyon Kurumunun Onadığı Tarife kararının iptali için dava açıyoruz.” başlığıyla yarın Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyecek.