Mevcut durumda toplam 277.758 km fiber şebekemiz var. Coğrafi yüz ölçümü ve nüfusa göre baktığımızda uzak doğu ülkelerinin fiber yaygınlığına erişmek için fiber uzunluğumuzu 16 kat arttırmamız gerekiyor. Fiber nasıl yaygınlaşabilir sorusuna verilebilecek en doğru cevap da fiber şebekelerde rekabetin sağlanması ve yatırımların teşvik edilmesi olduğu açık. Rekabetin bulunmadığı bir ortamda fiber şebeke yaygınlaşamaz.
Son beş-on yıl içerisinde tüm dünyada artan veri ve hız ihtiyacı ile birlikte fiber şebekelere verilen önemin arttığını görüyoruz. Hatta öyle ki fiber şebekelerin yaygınlık oranları ülkelerin gelişmişlik seviyeleri ile doğrudan ilişkili hale geldi. Özellikle uzak doğu ülkelerinde fiber şebekelerin yaygınlığı konusunda çok büyük başarı sağlandığını biliyoruz. Peki, Türkiye’de durum nedir? Yeteri kadar fiber şebekeye sahip miyiz?
Mevcut durumda toplam 277.758 km fiber şebekemiz var. Coğrafi yüz ölçümü ve nüfusa göre baktığımızda uzak doğu ülkelerinin fiber yaygınlığına erişmek için fiber uzunluğumuzu 16 kat arttırmamız gerekiyor. Fiber nasıl yaygınlaşabilir sorusuna verilebilecek en doğru cevap da fiber şebekelerde rekabetin sağlanması ve yatırımların teşvik edilmesi olduğu açık. Rekabetin bulunmadığı bir ortamda fiber şebeke yaygınlaşamaz.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 3 Ekim 2011 yılında alınan karar ile fiber erişim hizmetleri BTK düzenlemeleri dışında tutuldu. Bu kararın anlamı şu; fiber erişim hizmetleri BTK’nın düzenlemelerine 5 yıl veya fiber abone oranı %25’e ulaşana kadar tabi olmayacak, hâkim konumda olan işletmecinin rekabet ihlallerine yol açmaması için gerekli olan yükümlülükler getirilmeyecek, bu işletmeci hizmeti istediği miktarda ve şartlarda sunabilecek. Yani, Türk Telekom veya bir başkası fiber yatırımı yaptığı takdirde tüm düzenlemelerden ve yükümlülüklerden muaf olacak. Kurduğu yeni şebekeyi diğer işletmecilerle paylaşmak zorunda olmayacak, vereceği hizmeti istediği şartlarla ve fiyatlarla sunabilecek.
%25 fiber abone oranına ulaşılamadı ve ilaveten BTK’nın kararında yer alan 5 yıllık muafiyet süresi bitti. Peki, başta Türk Telekom’un fibere yatırım yapmasını teşvik etmesi amaçlanan muafiyet kararı işe yaradı mı?
Bu muafiyet kararı acaba Türkiye’ye ve internet kullanıcılarına bir avantaj sağladı mı? Buna bakalım..
- Türk Telekom’un yatırımları artmadı…
Türk Telekom Yatırımları (TL) 2008 1.375.310.179 2009 1.214.950.018 2010 1.099.376.770 2011 1.371.661.333 2012 1.430.588.567 2013 1.372.029.459 2014 1.012.532.009 2015 1.219.033.242 Artış Oranı (2011-2015) -11,1% Muafiyet kararının alındığı 2011 sonundan itibaren Türk Telekom’un yatırımlarının artması gerekirken, kararın tam tersi bir etki yaptığını ve karar sonrası bugüne gelindiğinde Türk Telekom’un yatırımlarının %11 azaldığını görüyoruz. Demek ki muafiyet kararı Türk Telekom’un yatırımlarının arttırılmasına fayda sağlamadı.
TÜRK TELEKOM
Yatırım/GelirALTERNATİF İŞLETMECİLER
Yatırım/Gelir2011 18,6% 37,0% 2012 19,7% 32,4% 2013 19,0% 26,8% 2014 13,2% 21,3% 2015 15,4% 16,1% Şirketlerin gelirlerine göre yatırım oranlarına baktığımızda, daha küçük ölçekli olan alternatif işletmecilerin TT’ye oranla çok daha fazla yatırım yaptığı açık.
- Fiber şebeke yaygınlaşamadı…
FİBER UZUNLUKLARI Türk Telekom Alternatif Telekom Şirketleri Toplam Km Büyüme Oranı Toplam Km Büyüme Oranı 2009 128.150 – 17.113 – 2010 131.423 2,55% 37.709 120,35% 2011 150.120 14,23% 38.835 2,99% 2012 167.921 11,86% 42.364 9,09% 2013 181.973 8,37% 45.440 7,26% 2014 192.671 5,88% 52.176 14,82% 2015 211.528 9,79% 56.592 8,46% 2016 2.Ç 218.802 3,44% 58.956 4,18% 2009-2016 2.Ç – 70,74% – 244,51% 2009 yılından itibaren fiber şebeke uzunluklarına baktığımızda, Türk Telekom’un fiber artışının muafiyet kararının alındığı 2011 yılından itibaren giderek azaldığını görüyoruz. Öyle ki, 2009 yılından 2016 2.Çeyreğe gelindiğinde alternatif işletmecilerin km olarak fiber artış hızının TT’nin fiber artış hızına göre iki kat fazla olduğunu söylemek mümkün. Bu ne anlama geliyor, bir taraftan Türk Telekom’un yatırım yapmasını teşvik ederken diğer yandan alternatif işletmecilerin rekabet etmesini engelleyen fiber muafiyet kararı planlanan amacı gerçekleştiremedi, Türk Telekom’un fiber artış hızı düştü, alternatif işletmeciler her türlü zorluğa rağmen Türk Telekom’dan daha fazla yatırım yaptı.
- Alternatif işletmecilerin yatırım yapması engelleniyor…Alternatif işletmecilerin bir taraftan fiber muafiyet kararı ile rekabetçi şartlarda hizmet sunması engellenirken diğer yandan yatırımlarının da önü kesilmekte. Türkiye’de hangi durumda olduğumuzu açıklayalım; Türkiye’de bulunan telekomünikasyon altyapısının neredeyse %80’i Türk Telekom’un elinde bulunuyor. Bu altyapının bir kısmı fiber veya bakır kablolardan, büyük bir kısmı ise fiziksel altyapı dediğimiz bu kabloların geçtiği kanal, göz,.. şeklinde adlandırılan altyapılardan oluşuyor. Türk Telekom’un elinde bulunan şebekede kullanılabilir durumda oldukça fazla fiziksel altyapı mevcut.
Alternatif işletmeciler fiber şebekeyi nasıl tesis edebilir? – Fiber kablolar, planlanan güzergahlarda mevcutta bulunan göz, kanal adı verilen fiziksel altyapıların içerisine döşenir. Fiziksel altyapının kullanımına “tesis paylaşımı” diyoruz. Bu yöntem planlanan güzergahta fiziksel altyapı mevcut ise gereksiz yere güzergahların kazılmasını engelliyor ve işletmeci maliyetlerini çok büyük ölçüde düşürüyor. Eğer söz konusu güzergahta daha önce tesis edilmiş fiziksel altyapı yok ise, öncelikle o fiziksel altyapı döşeniyor, sonra fiber kablolar bu fiziksel altyapının içerisinden geçiriliyor. Bu yönteme de “geçiş hakkı” diyoruz. Geçiş hakkı, bir nevi kazı izni de denebilir, işletmecilere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDH) tarafından veriliyor.
Gelelim Türkiye’deki duruma-Alternatif işletmeciler Türkiye’deki mevzuat gereği fiber döşemek istedikleri güzergahta öncelikli olarak tesis paylaşımı yapmak zorunda. Ülkemiz altyapısının çok büyük bir kısmının Türk Telekom’un elinde olduğu düşünüldüğünde, alternatif işletmecilerin Türk Telekom ile tesis paylaşımı yapması gerekiyor. Ancak Türk Telekom, bu altyapıyı paylaşmak istemediğinden alternatif işletmecilerin önüne sürekli engeller çıkarıyor. Diyelim ki planlanan güzergahta fiziksel altyapı yok ve alternatif işletmeciler geçiş hakkı kullanarak kendi şebekelerini tesis edecekler. Bu durumda da belediyeler fiber altyapı tesisini şehirlerin gelişmesi için bir kaldıraç olarak görmek yerine bir kazanç kapısı olarak kabul ediyor ve işletmecilerden kendi şebekelerini tesis edebilmeleri için çok yüksek fiyatlar istiyor, işletmeciler arasında ayrım gözetiyor.
Kısaca, fiber şebeke üzerinden tüketicilerine hizmet vermek isteyen alternatif işletmeciler hem fiber muafiyet kararı ile Türk Telekom’un keyfi uygulamalarına maruz kalıyor, hem de yatırım yapmalarının önüne engeller çıkarılıyor.
- Ne Yapmalı Fiber muafiyet kararının amacına hizmet etmediği ortada. Türk Telekom’un yatırımları da, fiber şebekesi de beklendiği kadar artmıyor. Bunun yanında her türlü zorluğa rağmen alternatif işletmecilerin yatırım yapmak konusunda ciddi adımları olduğunu görüyoruz. Yatırım yapmak istemeyen bir şirketi teşvik etmeye çalışmak yerine gerçekten yatırım yapmak isteyen işletmecilerin önünün açılması gerek; Fiber muafiyet kararının süresi uzatılmasın, tesis paylaşımı ve geçiş hakkı konusundaki problemler çözülsün ki ülkemiz fiber şebekeler konusunda dünyadaki yerini alabilsin.
Yazan: Serdar GÜÇLÜ