Bilişim STK’ları kampanya.org.tr de Türk Telekom’un özelleştirmesi ve özel tekel yaratılmasına karşı bir kampanya yürütüyor. Kampanya’nın düzenleyiclerinden Mustafa Akgül ile Kampanya, TT’nin ozelleşmesi, Telekom sektörünün serbestleşmesi ve Telekom sektöründe tekelleşmeyi konuştuk.
kampanya.org.tr de Bilişim STK’ları olarak bir kampanya yürütülüyor. Kampanya’nın düzenleyiclerinden Mustafa Akgül ile Kampanya, TT’nin ozelleşmesi, Telekom sektörünün serbestleşmesi ve Telekom sektöründe tekelleşmeyi konuştuk.
Soru: Bu kampanya neyi amaçlayor?
Cevap: Türk Telekom’un blok satışla bir yabancı konsorsiyuma satılması, Telekom sektöründe fiili olarak bir TEKEL yaratılmasını gündeme getirdi. Bilişim Sivil Toplum Kuruluşları olarak Temmuz ortasında bir Bildirgeyle “Ozel Tekel İstemiyoruz, tam rekabet koşulları taratılsın” temalı bir bildirge yayınladık. Bildirgeye imza sayısı 3 katını aşını aşınca, Bildirgeyi bireylere, sirketlere ve oluşumlara da açalım dedik. kampanya.org.tr de şu anda devam eden bir kampanya devam ediyor. Yurtaşlar kampanyaya katıldıklarını belirtmenin dışında, ksıaca görüşlerini yazabiliyorlar. Ayrıca konu ile ilgili bazı doküman ve bağlantı bilgilerini webe yerleştirdik. Kampanyayı destekleyenlerin, kendi weblerine yerleştirebilecekleri banner’larda sunuyoruz.
Kampanya, Telekom sektorunda tam rekabet şartları sağlanmdan özelleştirlme yapılırsa, sonuçların telekom sektöründe fiili tekelle sonuçlanacğını, bundan da Türk ekonomisi, ve tületiclerin zarar göreceğine tolumun dikkatini çekmek istiyoruz.
Soru: Önemli olan özelleşme değil mi? Niye endişeleniyorunuz ?
Cevap: Asıl önemli olan Telekom sektörü yoluyla ülke ekonomisi getirilen katma değer ve topluma yapılan katkıdır.
Bunlar açısından önemli olan serbestleşme, sektörün tam rekabete açılmasıdır. Özelleşme, serbestleşmenin dikkatle yapılması gereken, zamanlamasının ve biçiminin dikkatle yapılması gereken bir parçasıdır.
Yapılan teorik ve emprik çalışmalar, serbestleşmenin önemine işaret etmiştir. De Fraja, Scot Wallsten, Atsui Iimi ve başkları, telekom sektörünün düzenleyici bir kuruluşla tam rekabete açılmasının şart olduğunu, bunun sonuna doğru
Telekomda özelleşme yapılması gerektiğini söylüyorlar. (Bu kişilerin raporlarına kampanya.org.tr den erişmek mümkün.) Özelleşnin başasızlığa uğradığı hallerde olmuştur. Düzenleyici bir yapının ve sağlam bir hukuki yapı olmayıca, özelleşmeye talep de olmuyor.
Soru: Telekomun yüksek fiyatla satılması amaç değilmiydi? 40 milyar $’a satilacaktı, bizde şimdi borçsuz olacaktiık iddialarına ne dersiniz ?
Cevap: Türkiye, yanlış bir şekilde TT’nin satışından gelecek paraya odaklandı. Önemli olanın güçlü, rekabet edebilen bir telekom sektörü oluşturmak, ve bu yolla Türk ekonomisine ve toplumuna ivme vermek olduğunu farkedemedi. Hala, ozel tekel yarattıgımız gerçegini ekonomi yazarlarının, toplum önderlerin farkedemesi ondandır. Özelleşme öyle güzel bir “tabu” yaratmışkı, kimse özelleşmeye karşı çıkamıyor. Nihai amaç, gelişmis serbest bir telekom sektörü ve giderek gelişen bir Türkiye. Özelleşme, serbestleşme amacıyla uyumsuz yapilırsa, ve dikkatle yapılmazsa umulan faydayı sağlamaz.
TT’nin zamanında 40 milyar ederdi, ve bizde tüm borçlardan kurtulurduk iddiası ilginc. Hic bir bilimsel temeli yok. Şayet TT 40 milyara satılsaydı, politikacilarımız onu bir kaç yılda çarçur etmemeyi becerirdi. Bir kaç noktanın altını cizmek gerekir. Telekom ve İnternetde kriz yaşanmadan önce fiyatlar yüksek idi. sabit hat basina 1000-1500$’a satılan Telekomlarda oldu. TT’nin o zaman 15-16 milyon sabit hatti vardi. Bir malin fiyasa fiyati fiyasaya cikinca belli olur. Ülkede siyasal durum, geopolitik durum, ve başka faktörler de etkilidir. Piyasaya çıkmadan fiyatı bilemezsin. Ülkede terörün olmasının, insan hakların gelişmis olmasının vs pek çok seyin etkisi vardır.
Ayrıca, gerçek değerin üstünde satılan birşeyin fiyatını başka şekilde ödersiniz. Çok yüksek fiyat, türk ekonomisine
bir başka biçmde geri dönerdi. Aria’nın lisansın yüksek oluşu nedeniyle, Aira’yi kurtarmadık mı?
Bir ülke, kendi insanın beyin gücü, girişimi ve emeğiyle kalkınır. Bunu başkalarına havale etme alışkanlığından vazgeçmeliyiz.
Soru: TT özelleşmesin mi diyorsunuz ?
Cevap: Hayır demiyorum. Ben serbestleşmeyi savunuyırum. Telekom sektörünün tam rekabete açılmasını istiyorum. Güçlü bir Telekomünikasyon Kurumu istiyorum. Evrensel hizmetin hayata geçmesini istiyorum. Anti-tekel tedbirlerin alınmasını, piyasa girişin kolay olmasını, yeni fikirleri olan girişimcilerin kolayca piyasaya girip, katma değer yaratabilmesini istiyorum. Bu arada tüketiciyi koruyucu tedbirlerin de alınmasını istiyorum.
Serbestleşme için tekel’lerin olmaması gerekir. TT’nin monolitik yapısı kabul edilemez. Parçalara ayrılması, tekel konumun bitmesi ve özel sektörle rekabet edecek esnekliğe kavuşabilmesi gerekir. Bunu sağlayacak özelleşme modellerin tartışılması gerekir. Özelleşme de tek model blok satış değildir.
Soru: Doğal Tekel nedir? Telekom sektörü doğal tekel mi?
Cevap: Evinize bir tane elektrik kablosı, bir tane dogal gaz borusu, bir tane kabloTv kablosu, bir tanede telekom için bakır tel gelir. 3 tane kabloTV firması, 10 tane telekom şirketi var diye o kadar kablo getirilmez. Yeri kazmak, kablo/boru döşemek çok pahalı olduğu için bir tane gelir. Bir tane elektrik dağıtım şebekesi, doğgal gaz sebekesi ve telekom altyapısı kurulur. Alaterntif şebeklerin kurulması için teknik bir engel yok. Mesele ekonomik. 2. bir şebeke kurmak çok pahalı.
Hele bazı bölgelerde, ekonomik olmadığı halde bazı şebekelri kurarsınız. Her köye elektrik götürmek, telefon götürmek bunun içindir. Telekom yada Elektrik idaresi tekel durumunda iken, köylerden zarar eder, eşhilerden kar eder, birbirini dengelerdi. Rekabete açılınca, bununla ilgili fonlar oluştırmak gerekir. Bu işleri düzenleyici kuruluşlar yapar.
Telekom altyapisi, ozellikle fiber optik altyapi doğal tekeldir. TT’nin elinde kaba bir hesapla 92 bin kilometre fiber hattı var ve km’si 5 bin $’dan 4.6 milyar $ sadece fiber altyapı var. Bunun tamamına alternatif olusturacak bir babayigit varsa, hemen 0 TL ile lisans verelim derim. Pek çok ülkede, belediyeler, dogal gaz dağtıcıları, demiryolları fiber ağlar oluşturuyor. Ama, hic kimse tüm ülkeyi saran TT altaypısı kapğsamlı bir ağ oluşturmayacaktır.
Telekomun fiber altaypısı, santralleri ve evlerimize gelen bakır teller staratejik onemdedir. Bunlar doğal tekeldir. Telekom sektörüne giren, tüm firmalar, tüm internet servis ağlayıclar bu altyapı ile çalışmak zorundalar. Bunun çok az bir kısmını devre dışı bırakabilirler. Bu altaypı düzgün çalışayıca, sadece Sabancı telekom, Koç telekom, Superonline , Borusan, Atlas telekomlar sorun yaşamayacak, Turkcell, Telsim ve Avea’da, banka sistemi, kablo TV altaypısı üzeriden servis veren telekom şirketleri de de sorun yaşayacaktır. Yukarıdaki saydıklarim ülkenin sinir ağlarıdır. TT ile görev sözleşmesi sonunda altayapı, TK’nin sahipliğine bırakılactı.
Soru: Nasıl ve ne zaman özelleştirme yapılmalıydı ?
Cevap: Serbestleşme sağlandıktan sonra özelleşlme gerekirdi. Bir tekel yaratırsanız, alternatif telekom operatörlerini boğarsınız. Telekom sirketleri ve internet şirketleri giderek yok olur.
Kamuoyu pek farkında olmak istemiyor ama TT hakim durumunu, fiili tekel konumunu çok kötü kullandı; rakiplerini piyasadan silmek için kullandı. TT hem toptancı hemde parakendeci olarak açlıştı, ve genelde parakende fiyatı toptancı fiyatından ucuzdu. Rakiplerine yeterli kar marji bırakmadı. ADSL’de ciddi indiirmler yapıldı. Ama, kiralık hat fiyatlarında pek bir sşey olmadı. Niye ? Çünkü Tt’nin rakipleri kullanıyordu. Rakiplerini yok etmek isteyen Tekel böyle
davranır. Devlet tekeli TT böyle davrandı, Özel Tekel TT de öyle davranacaktır. Bu doğal iş davranışıdır, doğa kanunudur. Bunu engellmek, siysal iradenin, Rekabet Kurumunun (RK) ve Telekomünikasyon Kurumu (TK)nun görevidir. Rekabet Kurumu zaman zaman bu yönde çaba harcadı, ama yeterli olmadı. Aldığı kararları yayınlamak ve
takip etmekte ısrarcı olamadı. Her zaman yeterli direnci gösteremedi. TK ise sorumluluğu hiç üstüne almadı. 2000 den 2003 sonuna kadar, serbestleşmenin temel koşıllarını sağlması gerekirken, bunda çok geç kaldı.
Kısaca, Siyasal irade, RK ve TK, TT’nin fiili tekel olarak özelleşmesine, devlet tekeli yerine yabancı özel tekel oluşmasına bilerek göz yumuyor. Buna liberallerimizde görmezden geliyor. Bunuda libarelleşme adına yapıyorlar.
Özelleşmeden önce serbestleşmeyi hızlandırmak içinde bir çaba harcanmıyor.
Soru: TT’nin tekeli bitmemişmiydi ?
Cevap: Kagit üstünde TT’nin 1 ocak 2004 itibariyla hic bir tekeli kalmadı. Ama, bir taraftan TK yapması gerekeni ağırdan aldı, geç kaldı. Öte yandan, TT hakim durumunu gayet güzel kötüye kullandı. Daha öncede bahsettigimiz, parekende fiyatının toptancı fiyatına göre düşük olması gibi. Çok bilinçli, dirayetli bir TK ve RK rekabet ortamı sağlayabilirdi. Şu anda GSM ve TK’nin disindaki alternatif telekom ve intenret servis sağlayıcıların cirosu pazarın %1-2’si civarında. Bu %19’lara cikınca, piyasada ciddi bir rekabetden bahsedebiliriz.
Şu nada 3 STK’nin temsil ettiği 3 grup özel sektör firmaları var:
Telkoder’in temsil ettiği telekom, kablo ve uydu operatörleri, TİD’in temsil ettiği İnternet Servis Sağlayıcıları ve TÜTED’in temsil ettiği Telekom KOBI’leri var. Bu 3 grup iş adamları liberal hükümetimizin pazarı liberalleştirmesini bekliyor. IMF ve dünya bankasının gözetiminde, hazineye para gelsin diye, liberalleşmeden kaçınılıyor, telekom sektörünün liberalleşme erteleniyor.
Soru: Siz olsaydınız ne yapardınız ?
Cevap: TT’nin monolitik yapısını kırar, parçalardım. Anti-tekel önlemler alırdım. Parçaları tercihan, halka arz yöntemi ile tamamen yada kısmen özelleştirdim. Avea’daki TT’nin hissesini satardım. RK niye bunu şart koşmadı anlamıyorum.
(Aslında Aycel’e başlamaka lazımdı. )Önemli olan TT’nin özel sektör esnekliğiyle ve motivasyonu ile hareket edebilmesidir.Pmırgaya gelince, ben omurgayi alternatif operatörlerinde ortak olduğu, risk aldığı ama karar süreçlerine ortak olduğu bir konsorsiyoma devrederdim. Onemli bir miktarını halka arzla satardım. Ama, omurganın düzgün çalışmasınıi fiyatın makul olmasını sağlardım. Rekabetin, katma değerli servsiler üzeriden olmasını hedeflerdim. Evrensel hizmet için de ciddi tedbirler alırdım.
Güçlü, bilinçli ve sorumlu bir TK serbestleşme için çok önemlidir. Almanya’da hakim operatör, pazara yenşi giren tüm operatörlere çok makul ücretlerle kendi faturalama ve benzeri hizmetlerini sundu. Pazara yeni giren şirketleri, TT’nin yaptığı gibi boğmaya yönelik çabalar değil, yaşatmaya yönelik çabalar gerekir.
Soru: TT Rekabete hazır mı?
Cevap: TT 10 yıllık bir A.Ş. Ama, bir Şirket olmak için son bir kaç yıldır ciddi çaba harcaıyor. pazarlama dairesi sanırım 1999-2000’de kuruldu. Maliyet muhasebesini de son yıllarda hayata geçirmeye çalışıyorlardı. 150 yıllık kamu hizmeti felsefesşiden, vatandaşa tekel konumunda lütüfte bulunan kurum çalışanı olmaktan, müşteri velinimetimdir diyen, rekbet içinde bir şirket çalışanı olmak o kadar kolay değil doğal olarak. Bu yönde ciddi çaba ancak yeni yeni oraya çıkmaya başladı. Ama, TT’nin iş süreçleri yenileyen, yeni bir felsefe ile yeniden yapılan bir bir şirket olma çabası vardı. Bunu anadoluda pek çok yerde gözlemledim.
Ama, kurum olarak rekabete hazır, onu kabullenmis durumda değildi. Tekel olduğu sürecde olmasını beklemeli. Rekabete hazırlanmak için çok dinamik bir liderlik gözlemlemedik.
Soru: TT çok mu hantaldı ?
Cevap: TT’yi objektif degerlendirmek için elimde yeterl veri yok. Varolan dünya bankası, OECD verileri 2 yıllık veriler. Türkiye’de özellikle internet kullanıcıları TT’den çok çekti. Aslında TT, internet kullanıcılarını epey destekledi. Sabişt telefon fiyatından çok dğşğk fiyata internet sundu. ADSL gelince de onun fiyatını epey ddüşürdü. Tüm bunları yaparken, rakiplerini de yok etmeyi hedefledi ve büyük ölçüde başardı. Rakip, İnternet Servis Sağlayııcları büyük ölçüde piyasadan sildi. Kablo-internet pazarını küçülttü.
TT’nin çalışan sayısın çok fazla olduğu konusunda Yaygın bir kanı var. Dünya bankasının kullandığı göstegelerden biri çalışan başına düşen hat sayısı. Orada ilginç bir şeklide TT Çok iyi.
Avustralya (216), Avusturya (228), Azerbeyca (106), Bengaldeş (29), Belçika (206), Bulgaristan (110), Canada (237), Şili (179), Çek (169), Danimarka (177), Mısır (164), Finlandiya (147), Fransa (232), Almanya (240), Yunanistan (208), Macaristan (176), Hindistan (92), Endenozya (181), İrlanda (133), İsrail (249), Kore (249), Kırgızistan (53), Malezya (222), Meksika (139), Norveç (221), Pakistan (73), Polanya (76), Portekiz (278), Romanya (100), Singapur (2219; Slovakya (106), Slovenya (227), İspanya (209), İsviçre (231), Tayland (222), İngiltere (148), ABD (170), Uruguay (168), Venezuelle (192) İsveç (304), Türkiye (309) Arjantin (337), Brezilya (400), Japonya (526), İran (316), Yeni Zelanda (357), Peru (372). Yüksek gelir grubu ülkelerin ortalamasi da 224. Başka parametrelerde bu kadar iyi değil doğal olarak.
Soru: Eklemek istediginiz bir şey var mı?
Cevap: Ülkemiz, İnternet ve temsil ettiklerini pek kavramış gözükmüyor. Tutarlı ve kapsamlı bir stratejiyi göremiyorum. Arada güzel sözler dinliyoruz ama eylemler güzel sözlerle uyumlu olmuyor. Serbestleşme diye yola çıkıp, bir özel tekel yaratıyoruz. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak üzereyiz. Yabancı özel tekelimiz hayırlı olsun !