İnsanların günlük yaşantısında artık vazgeçilmez olan internet hizmetlerinin kalitesi ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen önemli bir faktör haline geldi. Hızlı ve kaliteli internet hizmeti sağlayabilmenin yolu da geniş bir fiber altyapısına sahip olmaktan geçiyor. Bu açıdan bir ülkedeki fiber altyapı uzunlukları çok büyük önem taşırken, milli bir değer niteliği taşıyan fiber altyapı şebekesinin tek bir firmanın iradesine bırakılması da o ülkenin rekabetçiliğini ve altyapıda rekabetin gelişimini engelleyebiliyor.
Türkiye’de Elektronik Haberleşme Hizmetlerinin altyapısı olan fiber şebekelerin gelişmesi ve paylaşılması için çalışmalarını sürdüren Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), 4,5G ihale süreci ile yeniden gündeme gelen fiber konusunda ülkemizdeki durumu 10 soruda özetledi.
1-Türkiye’deki toplam fiber altyapı uzunluğu ne kadar?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yayınlanan 2015 ilk çeyrek verilerine göre hali hazırda Türkiye’de toplam 250.614 km uzunluğunda fiber altyapı bulunuyor. BTK raporlarına bakıldığında alternatif işletmecilerin toplam 53,3 bin km fiber şebekeye sahip oldukları görülüyor. Türk Telekom ise 197.262 km’lik bir altyapıya sahip. Bu uzunluklar kablo güzergahı uzunlukları değildir, bir adet fiber lifinin uzunluğunu gösteren rakamlardır, bir kablonun içerisinde onlarca fiber lifi bulunabilir.
2-Mevcut fiber şebekenin paylaşılması neden önemli?
Yukarıdaki rakamlara baktığımızda ülkemizde bulunan toplam fiber altyapısının yaklaşık %80’inin Türk Telekom şebekesi olduğunu görüyoruz. Ayrıca, çok büyük çoğunluğu Türk Telekom’un özelleştirilmesinden çok önce, bir kamu kuruluşu olduğu zamanlarda inşa edilmiş yer altı kanal ve gözleri bulunmaktadır. Bu kanal ve gözlerin ücreti karşılığında fiber kablo döşeyebilmeleri için diğer işletmeciler ile paylaşılması ülke kaynaklarının verimli kullanılması anlamına gelmektedir. Fiber altyapı kurma bedelinin yaklaşık yüzde 80’inin kazma, kapama gibi inşaat maliyetleri oluşturmaktadır. Türk Telekom’un gerek fiber şebekesini, gerekse kanal ve gözlerini ücreti karşılığında diğer işletmecilerle paylaşmaya gönüllü olması, hem ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını, hem de fiber şebekelerin hızla yaygınlaşmasını sağlayacaktır.
3-Türkiye’de fiber şebekelerin paylaşımı konusunda neler yaşanıyor?
Alternatif işletmeciler TEİAŞ, BOTAŞ gibi kuruluşlardan fiber kiralayabiliyor, ancak büyük kapasiteye sahip Türk Telekom’dan fiber şebeke kiralayamıyorlar. BTK tarafından Türk Telekom’dan aydınlatılmamış fiber (yer altında atıl olarak kullanılmadan duran fiber) kiralama düzenlemesi yapılmış olmasına rağmen düzenleme henüz çalışmıyor, diğer işletmeciler tesis paylaşımı kapsamında Türk Telekom’un kanal ve gözlerini kullanamıyorlar. Diğer ülkelere baktığımızda ise Belçika, Almanya, Danimarka, İspanya, Fransa, İtalya ve Portekiz’de fiber şebekenin paylaşılmasına yönelik anlaşmaların yapıldığı görülebiliyor.
4-Tüm dünyada fiber yatırımlarının arttırılması için teşvikler uygulanıyor. Türkiye’de fiber yatırımı yapmak isteyen yeni nesil işletmeciler neler ile karşı karşıya?
Kaynakların etkin olarak kullanılması prensibi gereğince, bir ülkedeki en geniş fiber şebekeye alternatif başka şebekelerin kurulması gerek maliyet gerekse de çok uzun vakit alması nedeni ile her zaman etkin olmuyor. Bu nedenle, tüm dünyada öncelikli olarak mevcut altyapının paylaşımı esası kabul görüyor. Ülkemizde, maalesef böyle bir anlayış henüz benimsenmedi. Ancak işin en önemli kısmı, Türk Telekom’un kendi şebekesini paylaşmak istememesinden ötürü yeni fiber şebeke tesis etmek isteyen yeni nesil işletmeciler yatırım yapmak istemelerine rağmen çok çeşitli engellerle karşı karşıya kalıyor. Fiber şebeke yatırımı yapmak isteyen yeni nesil işletmeciler için iki yol bulunuyor. Bunlardan ilki, kendi şebekesini kurmak. Bir işletmecinin kendi şebekesini (fiber kablo, kanal, göz) kurabilmesi ve kamu/özel mülkiyet altındaki arazilerden geçebilmesi için kazı yapma izni alması gerekiyor. Bu konuda UDH Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeler beklenen sonuçları vermekten çok uzak.
İkinci yol ise “Tesis Paylaşımı” adı verilen mevcut milli yeraltı kablo kanallarından isteyen işletmecilerin makul bir bedel karşılığı faydalanması yolu. Bu yolla her işletmecinin kendi kazısını yapmasının yerine, mevcut kurulmuş fiber şebekesinin bedelini ödeyen diğer işletmeciler tarafından kullanılması amaçlanıyor. Bu sayede fiber şebekelerin yaygınlaşması büyük hız kazanabiliyor. BTK’nın ilgilendiği “Tesis Paylaşımı” konusunda da çok gecikmeli olarak yapılan düzenlemeden beklenen sonuç alınabilmiş değil.
Kısacası fiber şebeke yatırımı yapmak işletmeciye “dur, yatırım yapamazsın” deniyor. Bununla birlikte BTK’nın 2011 tarihli Fiber Muafiyet kararı sektöre yeni işletmecilerin girişini ve sektörde yer alan diğer işletmecilerin Türk Telekom ile rekabet etmesini güçleştiriyor.
5-Türkiye’de son dönemde fiber altyapı için ne kadar yatırım yapıldı?
Kasım 2011’de alınan fiber muafiyet kararı ile Türk Telekom’un fibere yatırım yapmasının teşvik edilmesinin amaçlandığı belirtilmişti. Karar öncesi 2011 yılı sonunda yıllık 1,37 Milyar TL olan Türk Telekom yatırımları, 2014 yılı sonunda yıllık 1 Milyar TL’ye geriledi. Yeni nesil işletmecilerin ise olumsuz koşullara rağmen yatırımlarını giderek daha fazla artırdığı görülüyor. Yeni nesil işletmecilerin fiber yatırımlarının toplam gelirleri içerisindeki oranı yüzde 21’e ulaştı. Türk Telekom’da ise bu oran yüzde 13 seviyesinde. Bu rakamlar bize, Türk Telekom’u koruyan her türlü düzenlemeye rağmen, yeni nesil işletmecilerin büyüklüklerine oranla Türk Telekom’a göre çok daha fazla yatırım yaptığını gösteriyor. Alternatif işletmecilerin fiber altyapı kurmalarının önündeki engellerin kaldırılması ve bu şebekelerin gelişmesi halinde alternatif işletmecilerin fiber şebekesini ülkenin her köşesine götürüleceği muhakkak.
6-Türkiye’de fiber altyapı uzunluğundaki büyüme oranı ne kadar? Fiber abone sayısı yeteri kadar artıyor mu?
2011’de yüzde 17-18’ler seviyesinde olan fiber uzunluklarındaki büyüme oranının 2014 yılında yüzde 5’lere düştüğü görülüyor. Türk Telekom, 2009 yılı sonunda 128.150 km olan fiber şebekesini 2015 birinci çeyreğinde 197.262 km’ye çıkararak bu sürede fiber şebekesini yüzde 54 oranında artırdı. 2004 yılında lisanslarını alabilen alternatif işletmeciler ise 2009 sonunda 23.674 km olan fiber şebekelerini 2015 birinci çeyreğinde 53.452 km’ye çıkararak aynı dönemde fiber şebekelerini yüzde 125 oranında artırdılar.
Türk Telekom’dan elde edilen verilere göre Türkiye’de fiberden internete bağlanan abone sayılarındaki artışta da önemli ölçüde yavaşlama olduğu görülebiliyor. 2011 yılında yüzde 75’ler seviyesinde olan fiber abone sayısı artış oranı 2014 yılına gelindiğinde yüzde 20’lere düştü.
7-Nüfusa göre sabit genişbant yaygınlık oranında Türkiye’nin dünyadaki durumu nedir?
OECD’nin 2014 yılsonu verilerinde nüfusa göre sabit genişbant yaygınlık oranlarında Türkiye’nin en sonlarda olduğu (34 ülke içerisinde 33.) görülüyor. Bu verilere göre, Türkiye’de nüfusa göre fiber yaygınlık oranı yüzde 1,9 iken OECD ortalaması ise yüzde 5’ler seviyesinde.
8-Fiber abone sayısının toplam sabit genişbant abone sayısına oranı açısından Türkiye’nin dünyadaki durumu nedir?
Türkiye’de fiberden internete bağlanan abone sayısının toplam internete bağlanan abone sayısına oranı yüzde 16,8 seviyesinde. Yani, sabit internet kullanan her yüz kişi içerisinde sadece 17 kişi fiberden internete bağlanabiliyor. Ülkemizde gelinen durumu değerlendirebilmek için “sonda kalan ülkeler” ile kıyaslama yapmak bizi yanıltır. Örneğin; OECD verilerine bakıldığında, toplam genişbant aboneliği içerisinde fiber aboneliğinin payının en düşük olduğu ülkelerden (30 ülke) bazıları Almanya (29. sıra), Fransa (26. sıra), İtalya (25. sıra) olarak gözüküyor. Bu noktada, Türkiye’nin verilerinin listenin en sonundaki ülkeler ile kıyaslanması doğru değil. Aynı veriler içerisinde Türkiye’nin önünde Japonya (yüzde 72), Kore (yüzde 67), İsveç (yüzde 42), Danimarka (yüzde 20), Estonya(yüzde 34), Norveç (yüzde 28), İzlanda (yüzde 23), Portekiz (yüzde 21) gibi 12 ülke bulunmakta. Bütünsel bir değerlendirme yaptığımızda, Türkiye’nin bu oran ile OECD ortalamalarının altında kaldığı görülüyor.
9-Türkiye’de kaç hanede fiber internet kullanılıyor?
Cullen International tarafından hazırlanan 2015 birinci çeyrek verilerine göre; Türk Telekom tarafından yaklaşık olarak 3 milyon ev ve işyerine fiber şebeke (FTTH/B – Fiber To The Home/Building) ulaştırıldığı görülebiliyor, bu rakam toplam hanelerin yüzde 14,5’üne tekabül ediyor. Yukarıdaki tablodan da görülebileceği gibi, diğer ülkelerle kıyaslandığında bu oranın oldukça düşük olduğu göze çarpıyor.
Yine Cullen tarafından yapılan aynı çalışmada Türk Telekom’un FTTH/B abone sayısı 727.000 olarak belirtiliyor. Toplam sabit genişbant internet abone sayısı 6.7 Milyon olan Türk Telekom’un fiber abone sayısı toplam abone sayısının henüz yüzde 10,8’ine denk geliyor. Diğer bir deyişle Türk Telekom’un sabit internet abonelerinin yüzde 90’ı fiber bağlantı kullanmıyor.
10-Türkiye’deki mevcut fiber altyapısı 4,5G’ye geçiş için yeterli düzeyde mi?
4,5G teknolojisi için fiber altyapısı olmazsa olmaz bir faktör. 4,5G ile ortaya çıkacak olan büyük kapasitenin taşınabilmesi için her baz istasyonunun fiber ile merkez santrallere bağlanması gerekiyor. Yeni ihale ile hali hazırda 65.000 civarında olan baz istasyonu sayısı çok daha artacak. Bu sebeple fiber şebekelerin hızla yaygınlaştırılması şart. 4,5G için fiber altyapının tahminen 5-6 kat artırılması gerekiyor.