Yabancı sermayenin yönetime geldiği Türk Telekom’un yeni sabit telefon tarifesinin onaylanması çeşitli tartışmalar başlattı. Elektrik Mühendisleri Odası ve bazı kuruluşlar yeni tarifelerin iptal edilmesi için mahkemelere başvurdular. Bakın Türk Telekom yeni tarifyle ilgili olarak www.turktelekom.gov.tr sitesinde neler yazmış: “StandartHATT, HesaplıHATT, KonuşkanHATT, ŞirketHATT ve YazlıkHATT tarifelerinde yapılan düzenlemeler, 2004’ten bu yana hiç değiştirilmeyen sabit ücretler ve şehi-riçi görüşmelere yönelik enflasyon oranında bazı artışları içerirken, Türkiye’de ilk defa şehirlerarası arama fiyatları şehiriçi konuşmalar seviyesine inecek. Böylece Türk Telekom’un yaklaşık 19 milyon ev ve iş telefonu abonesi, yani 50 milyon kullanıcısı, şehiriçi fiyatına şehirlerarası görüşme yapabilecek. Bu değişiklik ile Türk Telekom’un şehirlerarası aramaları yaklaşık olarak yüzde 57 oranında ucuzlayacak. StandartHATT’ta şehirlerarası görüşmelerin fiyatı dakikada 17,5 kuruştan 8,1 kuruşa, HesaplıHATT’ta ise 27,5 kuruştan 11,8 kuruşa kadar düşecek. Böylece Türkiye’nin herhangi bir yerini aramak aynı fiyata mümkün olacak.”
Gerçekte faturalara neler olacak? Mahkemelere başvuranların dediği gibi yeni bir zamla mı karşı karşıyayız? Öncelikle bu konuda sistemli bilgiye dakika başına açıklanan tarife fiyatlarıyla ulaşılamayacağını vurgulayalım. Bütün dünyada bu tür istatistiklerde “sepet hesapları” yönelimi daha doğru açığa çıkartır. Sepetin içine belli miktarda şehiriçi, belli miktarda şehirlerarası, belli miktarda uluslararası, belli sayıda cep telefonuna yapılan arama sayısı ve süresi koyarsınız. Ondan sonra da dünyadaki herhangi bir pazara gidip o sepetin kaça dolduğunu hesaplarsınız. OECD’nin telekomünikasyon tarifeleri karşılaştırmalarında da bu yöntem kullanılır. Çünkü, meyve fiyatlarında büyük indirim açıklayıp bir dilim karpuzda yüzde 5; bir dilim kivide yüzde 90 demenin anlamı olmaz. Eğer vatandaş, meyve olarak ayda 20 kilo karpuz, 750 gram kivi tüketiyorsa, indirim yüzde 90’lara varmaz. • • •
Tarifenin etkisini anlamak için aşağıdaki “dar gelirli sepeti”ni oluşturarak yönelimi anlamaya çalışalım. Kurmaca olarak oluşturduğumuz dar gelirli sepetinde telefonun oldukça dikkatli kullanıldığı düşünüldü. Günde ortalama 2 kez sabit telefonun kentiçi arama için kullanıldığı, kentlerarası kullanımın da ayda beş tane olduğu sayıltılandı. Öte yandan cep telefonuna yönelik 25 çağrı gerçekleştirildiği ve bir kez de uluslararası bir aramanın yapıldığından hareket edildi.
Kurmacasal dar gelirli kullanıcımızın değişik tarife paketlerine göre yeni ödemelerini aşağıdaki tabloda görebiliriz. Eski tarifeyle karşılaştırıldığında, bu kullanıcımız kullanıcıların büyük çoğunluğu gibi standart hat abo-nesiyse yaklaşık yüzde 20 zamla karşı karşıyadır. Bu tür bir kullanıcı için artışın olmadığı tek tarife türü Şirket Hat aboneliği olmaktadır.
Yukarıdaki tabloda sabit ödemeler hesaba katılmıştır. Sabit ödeme karşılığı verilen ve gece 22:oo’den sonra sabaha kadar kullanılabilen 100 dakikalık konuşma hakkı doğal olarak hesaba katılmamıştır. Dar gelirlimiz en geç 22:oo’de yatsın ki sabah o8:3o’da işine yetişebilsin diye… Oysa eski tarifede bu hak gün içinde de kullanılabiliyordu. Buna karşın yukarıdaki tabloda eski tarife bölümünde söz konusu 100 kontör hesaba katılmadı. İşin özü onu da katsaydık artış oranları çok daha yüksek çıkacaktı.