Kablo şebekesindeki çekişmeleri ve mahkeme süreçlerini anlatmıştık. Konuyla ilgili olarak Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak, kabloda serbestliğin 4-5 senedir engellendiğini ve şu anda Türksat üzerinden kablo şirketlerine Sevr gibi yokolma şartları dayatıldığını söylüyor.
Telekom sektörünün çeşitli bölümlerindeki sorunlar sürüyor. Bunlar arasında kablo şebekesinin sorunları bu yıl özellikle had safhaya geldi. Firmalar 4 yıldır bekledikleri lisanslarına, en sonunda Nisan ayında kavuştular ama bu sefer 9 yıldan bu yana işlettikleri altyapı ve müşteri profillerinin ellerinden alınması riski ile karşı karşıyalar.
Kablo şebekesinde neler olduğunu bir de Telkoder (Serbest Telekom İşletmecileri) Derneği) Başkanı Yusuf Ata Arıak’a sorduk. Arıak şunları söyledi:
Kabloda neler olduğuna madde madde bakalım;
Şu anda mevcut olan şebekeleri özel kablo firmaları kurdu.
Özel kablo firmaları, 9 yıldır her türlü bakım ve yatırımını yaptı, işletti.
Türk Telekom ve daha sonra Türksat ise sadece fatura basıp para topladı.
Devletin menfaatini koruyor kisvesi altındaki Türk Telekom yöneticileri (özelleştirmede daha çok etsin diye), bu şebekeden ses gecmesini en azından 4-5 senedir engelliyorlar.
Sayısal TV (Digitürk benzeri) altyapısı 2000 yılından bu yana yatırımları tamamlanmış olmasına karşın engelleniyor.
Yine 2000 yılından bu yana kablo üzerinden, genişbant internetin yaygınlaşması engelleniyor.
Yani ne oldu?
Türkiye mevcut bir şebekeyi 4-5 yıldan bu yana verimli bir şekilde kullanamadı. Bu şebekenin üzerinden verilecek olan ses, sayısal TV ve genişbant internet engellendi.
Neden Yapıldı?
Devleti koruduğunu iddia eden bazı yöneticiler neden olarak ilginç fikirler ileriye sürdüler.
Örneğin, “Türk Telekom’un özelleştirmede daha çok para etmesi için” dediler.
Peki diyeceksiniz ki, “kim kaybetti?”
Genişbant internete 2000’li yıllarda kavuşabilecekken, kavuşamayan, ucuza telefon görüşmesi yapamayan, farklı sayısal TV kanalları izleyemeyen “BİREYSEL KULLANICI” yani vatandaş,
Genişbant internetin ve ucuz telefon görüşmelerinin nimetlerinden 4 yıl önce yararlanmaya başlayacak olan ve belki bu yolla ticaretini geliştirecek olan ŞİRKETLER
Kablo şebekesine yatırım yapan GİRİŞİMCİLER yani ALTERNATİF TELEKOM SEKTÖRÜ
Bu firmaların yaratacağı iş hacminin küçük kalmasından ötürü, istihdam ve vergi alanlarında DEVLET
Şimdi “Peki bundan kim kazançlı çıkıyor?” diyeceksiniz..
Tek kazanan rekabetsiz kalan ses, televizyon ve hızlı (genişbant) internet tekelleridir.
4 yıldan bu yana kablo alanındaki hareketlerle özel sektörün önüne geçildi. Gelişmeler durduruldu. Diğer yanda ADSL ihaleleri hatırlarsanız 2 yıl boyunca başarılamadı. Sonuçta, Türk kullanıcısı genişbant internette müthiş bir gecikmeye maruz bırakıldı. Bunların ülkemize maliyetlerini ölçmek mümkün değil.
Kablo lisansları en az 4 yıl engellendi. Kablo sektörünün ülkeye getireceği, iş hacmi, belki teknolojik öncülük, kullanıcılara sağlayacağı yararlar kaybedildi.
Bir sene önce ortada olmayan, kablo sektörünün gelişmelerini ve geçmişini bilmeyen bir şirket (Türksat), şimdi bu sektörün sahibi olduğunu iddia ediyor. Gücünü devletin gölgesinden ve hukuki ihtilaflardan alıyor. Lisanslı firmaların haklarını ödemeyerek, nefeslerini kesmeye çalışıyor. Konuyu bir hukuki ihtilaflar yumağı haline getiriyor.
Kanımca, hatalı bir strateji takip eden Türksat, bugünkü şebekeyi yaratan özel şirketlere ve TMSF’ye adeta Sevr koşulları dayatıyor. “Bütün yatırımlarınızı, müşterilerinizi bize bırakın gidin” diyor.
Ama ne özel şirketler, ne de kamu alacağının peşinde olan TMSF’nin bu koşulları kabul edeceğini zannetmiyorum.
Ülkemizde Telekomünikasyon Kurumu, kamu alacaklarının takipçisi TMSF, serbest Telekom sektörünün temsilcileri, özgür basın, tarafsız hukuk kurumları ve aklıselim, kablo sorununun çözümünde Sevr şartlarının gerçekleşmesine izin vermeyecek ve Lozan’a doğru yolu açacaklardır.
Arıak, alternatif telekom sektörünün temsilcisi Telkoder’in başkanı olarak kablo şebekesindeki durumu böyle özetliyor.
Dünyada Triple-play (yani aynı kablo üzerinden ses – görüntü ve veri hizmeti) konuşulduğu ve ülkelerin gelişmişlik ölçüsünün genişbantın yaygınlaşma oranıyle belirlendiği bir dönemde, kablo şebekesinin gerekli ya da gereksiz tartışmalarla geciktirilmesi, bireysel ya da kurumsal tüm kullanıcılar için kayıp anlamına geliyor. İnternet kullanıcıları bu sorunların 2-3 yıl daha bekletilmesine karşı sabırsız. Bir an önce sorunların çözülmesi gerektiğini söylüyorlar.
Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Özel firmaların ve Türksat’ın artık bu sorunu çözme adımları atmasını bekliyoruz.