Yusuf Ata Arıak : Uyduda da Rekabet Şartlarının Oluşturulması Lazım, Aksi Takdirde Uydunuz Olur ama Derdiniz de Olur – II

Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak : “Uydu sayesinde, binlerce insanımızı, binlerce köyümüzü, binlerce ilkokulumuzu çok hızla hızlı internet ile donatmak mümkündür. Bu nedenle şimdiki duruma göre en az 10 kat daha fazla kullanma imkânı olduğunu görüyoruz. Kaldı ki biliyorsunuz, internetin artık herkes tarafından dünyada kabul edilmiş bir durumu var: hızlı internet imkânlarınızı eğer siz yüzde 10 arttırır iseniz, GSMH’nız da yüzde 1 artıyor. Bu, büyük bir rakam. Bunu bir de ekonomik, sosyal olarak fazla gelişememiş bölgelerde yaparsanız, sayısal uçurumu da kapatmakta büyük bir fayda sağlıyorsunuz. ”

 

Ülkemizde ihmal edilen “Uydu Teknolojileri” konusunda Telkoder başkanı Yusuf Ata Arıak ile yaptığımız söyleşiye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Arıak, yaklaşan Fatih projesindeki ihale maddesine dikkat çekiyor ve uydu ile yapılması durumunda, zaman, para tasarrufu yapılabileceğini söylüyor. Aşağıda bu bölümü okuyacaksınız..

İlk bölümü burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.

turk-internet.com: Yusuf Bey, bir önceki bölümde uydu teknolojisindeki gelişmeleri ve interneti daha fazla desteklediğini gördük, konuştuk. Şimdi Türkiye için duruma bakmak istiyorum. Türkiye için uydu teknolojisi sizce yararlı mı?

Yusuf Ata Arıak : ydu teknolojisi herkes için yararlı ama Türkiye hem geniş bir coğrafyaya sahip olması bakımından, hem de etrafındaki ülkeler ile yakın bağları, ilişkileri dolayısıyla uydudan çok faydalanabilecek bir ülke. Hiçbir uydu tek bir ülke için atılmaz; bir uydu, 10, 15, 20 ülkeyi birden kapsar. Dolayısıyla bizim iç ve dış ihtiyaçlarımızla ve konumumuz ile de çok uyuşan bir hizmettir; sosyal adaleti geliştirmek için, hızlı internete sahip olmayan noktalardaki insanlara bunu götürmek için de en önemli fırsattır.

Uydu sayesinde, binlerce insanımızı, binlerce köyümüzü, binlerce ilkokulumuzu çok hızla hızlı internet ile donatmak mümkündür. Bu nedenle şimdiki duruma göre en az 10 kat daha fazla kullanma imkânı olduğunu görüyoruz. Kaldı ki biliyorsunuz, internetin artık herkes tarafından dünyada kabul edilmiş bir durumu var: hızlı internet imkânlarınızı eğer siz yüzde 10 arttırır iseniz, GSMH’nız da yüzde 1 artıyor. Bu, büyük bir rakam. Bunu bir de ekonomik, sosyal olarak fazla gelişememiş bölgelerde yaparsanız, sayısal uçurumu da kapatmakta büyük bir fayda sağlıyorsunuz.

Aslında nerede bulunduğunuzun hiçbir önemi olmadan en büyük şehirdeki, en imkânlı yerdeki insan ile eşit hâle getiriyorsunuz dağ başındaki insanı. Bu, müthiş bir şey. Ve bunu çabuk, yani yılları kaybetmeden yapıyorsunuz; büyük yatırımlar yapmadan gerçekleştiriyorsunuz.

Bizim dünya ortalamasını yakalamak için uydu hizmetlerinde (hızlı internette) en azından 10 kat büyümemiz gerektiği görülüyor. Öbür taraftan Türkiye, bu konuyu uydu yaparak da önemsediğini gösteriyor. Ama o yapılan uydu bir yerde kullanılacak. O pazarı geliştirmez iseniz, o alışkanlıkları geliştirmez iseniz o yaptığınız uydu da yukarıda tek başına canı sıkılır, kullanılmaz, kalır orada.
Başta iç, sonra dış pazarımızı geliştirmemiz, kendi uydumuzu atmamızdan da önceliklidir.

İç piyasayı da, dış piyasayı da geliştirmek lazımdır, alışkanlıkları geliştirmek lâzımdır ki, yaptığınız, attığınız uydu, vurduğunuz kuşa değsin. Yoksa uydunuz olur ama derdiniz de olur.

Uyduda da diğer alanlarda olduğu gibi hem pazarın hem de rekabet şartlarının oluşturulması lâzım. Tekel hakimiyetinde olan veya korumacılık veya ayrımcılık yapılan bir sektörde gelişme olmaz. Bizim devlet kesimimizde başka hiçbir ülkede olmayan şekilde TÜRKSAT’a tekel hakkı veriyoruz, özel kesimde de – BTK’nın aldığı karar var – hizmet alabileceğiniz 6 uydudan 4’ünü kullanılamaz hale getiriyoruz. Bunların değiştirilmesi gerekiyor. Acilen..

Şimdi fırsatlarımıza bir bakalım!

turk-internet.com: Evet, nelerdir?

Yusuf Ata Arıak : Bir kere Türkiye’nin üzerinde 1 tanesi bizim TÜRKSAT’ın olmak üzere 6 tane uydu, hızlı internet için kullanılabilir durumda. Yani, değişik ülkelerden değişik firmalar gelmişler, Türkiye’de biz iş yaparız diye bizi de kapsamışlar ve hızlı internet imkânını kurmuşlar. Bunu kaldırıp başka bir yere götürme imkânları da yok. Ve bu iş için, sırf Türkiye için yaptıkları yatırım 300 Milyon Dolar’dan fazla bir rakam.

Yani bugün yatırımcı arıyoruz ya, yabancılar gelsin, doğrudan yatırım yapsın, hatta yatırım yapmıyor ise de sıcak para gelsin diye uğraşıyoruz. Uydudan hızlı internet için birileri gelmiş bu yatırımı yapmış. Ama biz bu imkânın sadece yüzde 15’ini kullanıyoruz. Bu, akan suya bakmak gibidir. Akan sudan elektrik elde edebilirsiniz veya o akar gider. Siz de bakarsınız. Bu uyduların da bir ömrü vardır, 15 sene civarında. Kullanırsanız kullanırsınız, kullanmaz iseniz kendinize yazık edersiniz.

Dolayısıyla hazır yatırımını başkasının yaptığı bu yatırımları –tabii kendi yaptığımız yatırımı da- kullanmamız lâzım. Bir yandan da bu uyduları kullanmaya ihtiyacımız var. Bugün Türkiye’de 12 bin civarı uydu anteni var. Kapasite en az 80 bin tane daha koyabilmemize yeterli. Dolayısıyla böyle bir fırsatımız var.

turk-internet.com: Peki, tam tersine buradaki zorluklar, engeller nedir, niye olmuyor?

Yusuf Ata Arıak : Şimdi, belli başlı engeller şunlar:

 

  1. Bahsettiğim gibi güvenlik kuvvetlerinin, kamu kuruluşlarının ihtiyaçları için, TRT’sinden DSİ’sinden, belediyelerinden her türlü kamu kuruluşu uydu hizmetlerini kullanır, ihtiyacı vardır, Kızılay dahil.2008’de çıkan kanunumuzda bir madde var. Kamu kuruluşlarının ihtiyaçları için kullanılacak uydu kapasitesi TÜRKSAT’tan sağlanır diye bir madde konuldu. Bu madde o zaman TÜRKSAT bir süre rekabetten korunsun diye konmuş bir madde. Ama kötü bir madde çünkü rekabeti ortadan kaldırıyor, TÜRKSAT’ın dinamik bir kuruluş olmasını da engelliyor.

    Hazır müşteriye mal satmak bir sektör için aslında tatlı ama en kötü zehirdir. Bu, birinci madde. Böylece kamu hizmetinde, diyelim ki tepemizdeki bu birçok uyduyu aynı anda kullanarak, fiber şebekelerin olmadığı yerlere hızlı internet götürebilmek için kullanacak iken kullanamıyoruz. Tüm okullarımızı derhal hızlı internete kavuşturmak mümkün iken, 15.000 civarındaki okul da hızlı internet bekliyor.

  2. İkincisi, genellikle uydu hakkında yanlış, eksik bilgiler olduğu için, çok pahalı olduğu düşünüldüğü için telekomünikasyon hizmetlerinde uydu kullanımını caydırıcı bir tutum var; bundan uzaklaştırıcı bir tutumu var Türkiye’nin. Ulaştırma Bakanlığı’nda da böyle bir kanaat var.

turk-internet.com: Böyle bir kanaat olduğunu nereden biliyorsunuz?

Yusuf Ata Arıak : En son yapılan bir ihale var; onu anlatacağım. Onu anlattığım zaman bu bahsettiğimiz ayağımızdaki zincirlerin istemeden nasıl bir sonuca yol açtığını da ayrıca göreceksiniz.

 

  1. Üçüncü engel olarak da Bilgi Teknolojileri İletişim Kurum’nun aldığı bir karar var. Türkiye’de uydu yer istasyonu olmayan uyduların kullanılmayacağını söyleyen bir karar bu. Bu da önümüzdeki sene 2018’in Mayıs’ında yürürlüğe girecek. Bu da Türkiye için yatırım yapacak herkesi caydıran; bir de bu uyduları kullanarak hizmet veren firmaları zora sokan, müşterilerini zora sokan bir ortam yaratıyor. Bu karar için öne sürülen gerekçe, teknik olarak böyle her tarafı dağıtmadan, zarar vermeden halledilebilir bir konu.Bu karar değişmeli ki, hem şimdi var olan tüm uydulardan faydalanabilelim, hem de yeni uydu yatırımlarının yapılmasını teşvik edelim. Mevcut uydu hizmeti veren işletmecileri ve onların abonelerini zarara uğratmamak da BTK’nın görevidir.

Bu üç engeli birleştirdiğimiz zaman “nasıl oluyor da dünyada 10 kullanılırken bizde 1 kullanılıyor”un cevabına ulaşmış oluyoruz.

turk-internet.com : Yarın ki bölümde, bu ihalenin uydu kullanılarak yapılması durumundaki yararını daha detaylı konuşacağız.